Türk Parasının Kıymetini Koruma Kanunu ile bu Kanunun verdiği yetki çerçevesinde yapılan ikincil düzenlemeler kapsamında Türk Parasının kıymetini korumak amacıyla bir birinden farklı düzenlemeler yapılmıştır. Bu düzenlemelerin ilki bilinen adıyla 32 saylı Karar, genel tebliğler, Merkez Bankasınca çıkarılan genelgeler ile Hazine ve Maliye Bakanlığının farklı birimlerince uygulamaya yön vermek için alt idari birimlerine gönderdiği genel yazılar ve ilgililerin durumuna göre vermiş olduğu özelgeler oluşturmaktadır.
Kanun, Cumhurbaşkanınca (eskiden BKK) yapılacak düzenlemeleri, konuları itibariyle çok genel geçer kavramlarla belirtmekle yetinmiş, ancak uygulanacak cezalar ile bu cezaları tatbik edecek ve denetimi yapacak makam ve birimleri doğrudan hüküm altına alarak Cumhurbaşkanına bu konuda yetki vermemiştir.
Cumhurbaşkanınca düzenleme yapılacak konular; Kanunun 1’inci maddesinde “Kambiyo, nukut, esham ve tahvilat alım ve satımının ve bunlar ile kıymetli madenler ve kıymetli taşlarla bunlardan mamul veya bunları muhtevi her nevi eşya ve kıymetlerin ve ticari senetlerle tediyeyi temine yarıyan her türlü vasıta ve vesikaların memleketten ihracı veya memlekete ithalinin tanzim ve tahdidine ve Türk parasının kıymetinin korunması zımnında kararlar ittihazı olduğu şeklinde belirlenmiştir.
Kanunun verdiği bu yetki ile 32 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında Türk parasının kıymetini korumak amacıyla Kanunda işaret edilen konularda düzenlemeler yapılmıştır. Bu Kararın 8’inci maddesinde; ihracat bedellerinin tasarrufu serbest olduğu, Bakanlık ihtiyaç duyması halinde ihracat bedellerinin yurda getirilmesine ilişkin düzenleme yapmaya yetkili olduğu belirtilmiştir.
Bakanlık da Karardaki bu yetkilendirme ile 2018-32/48 sayılı Tebliği ile ihracat bedellerinin yurda getirilmesine ilişkin düzenleme yapmıştır. Tebliğde, Türkiye’de yerleşik kişiler tarafından gerçekleştirilen ihracat işlemlerine ilişkin bedeller, ithalatçının ödemesini müteakip doğrudan ve gecikmeksizin ihracata aracılık eden bankaya transfer edilir veya getirilir. Bedellerin yurda getirilme süresi fiili ihraç tarihinden itibaren 180 günü geçemeyeceği (3/1); İhraç edilen malların bedelinin süresinde yurda getirilmesinden ve ihracat hesabının süresinde kapatılmasından ihracatçıların sorumlu (6/1) olduğu düzenlemelerine yer verilmiştir. Yine Tebliğde ihracat bedellerinin terkinine, hesap kapamalara, ek sürelere, mücbir sebeplere, ihbara, ihracat bedellerinde yapılacak indirimlere, özelliği olan ihracata ilişkin düzenlemelere de yer verilmiştir. Ayrıca bu Tebliğin uygulanmasına yönelik Bakanlıkça belirlenecek usul ve esaslar Merkez Bankasınca ilan edileceğine yönelik Merkez Bankası yetkili kılınmıştır.
Tebliğ ile belirlenmiş sürelerde, mücbir sebep ve haklı bir durumun bulunmaması ile terkin tutarların altındaki bir tutarın bulunmaması gibi hususlar haricinde, ihracat bedellerinin yurda getirilmemesi halinde Kanunda hüküm altına alınmış cezalar tatbik edilmektedir. İhracat bedelinin zamanında yurda gerilmemesinin önemini daha iyi anlamak için aşağıdaki örnek dikkatlice incelenmelidir. Aksi halde karşılaşılacak idari para cezasının tatbikine ilişkin usul süreci anlaşılması zor olacaktır.
Platin A.Ş imal ettiği 53.000,00-USD değerindeki ürünleri 05/05/2022 tarihinde fiilen ihraç etmiştir. İhracatçı firma, bu mal bedelini 180 günlük sürede (01/11/2022 tarihine kadar) yurda getirmemiştir. Bunun üzerine Banka, ihracat bedelinin süresinde yurda getirilmediğini bir yazı ve düzenlediği Açık İhracat Hesabı İhbar Formu ile firmanın bağlı bulunduğu Vergi Dairesine bildirmiştir. Vergi Dairesi de ihracat bedelinin süresinde yurda getirilmediğine ilişkin düzenlemiş olduğu ihtarnameyi 18/11/2022 tarihinde firmaya tebliğ etmiştir. Vergi Dairesi, 90 günlük ihtarnamenin son günü olan 16/02/2023 tarihine kadar beklemiştir. Firma, bu süre zarfında ihracat bedelini yurda getirdiğini vergi dairesine tevsik etmemiştir. Bunu üzerine vergi dairesi ilgili belgeleri cumhuriyet savcılığınca idari para cezasının tatbiki için gönderecektir. Firmanın 01/11/2022 tarihine kadar yurda getirmesi gereken ihraç bedeli, 53.000,00-USD olduğu gümrük beyannamesi üzerinde tespit edilmiştir. Yine aynı günün merkez bankası döviz satış kuru da 18,6291-TL olarak tespit edilmiştir. 1567 Sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanununda belirtilen “…Her türlü mal, kıymet, hizmet ve sermaye ithal ve ihraç edenler veya bu işlere aracılık edenlerden bu işlemlerinden doğan alacaklarını 1 inci maddeye göre alınan kararlardaki hükümlere göre ve bu kararlarda tayin edilen süreler içinde yurda getirmeyenler, yurda getirmekle yükümlü oldukları kıymetlerin rayiç bedelinin yüzde beşi kadar idarî para cezasıyla cezalandırılırlar.” Hükmü gereğince (53.000,00 x 18,6291=) 987.342,30-TL ceza matrahına ulaşılmaktadır. Bu matrah üzerinden de (987.342,30 x %5=) 49.367,12-TL idari para cezası rakamına ulaşılmaktadır.
2018-32/48 sayılı Tebliği ile Hazine ve Maliye Bakanlığı, Tebliğin usul ve esaslarına yönelik yaptığı yazışmalar çerçevesinde Merkez Bankasınca yayımlanan İhracat Genelgesi sürekli olarak güncellenmektedir. İhracat Genelgesi, Tebliğ ile yapılan düzenlemeleri daha da detaylandırmak suretiyle Bakanlığın belirlemiş olduğu usul ve esaslara yönelik ek düzenleme mahiyetindedir.
Yukarıda ifade ettiğimiz yasal düzenlemelerin tamamında bu düzenlemelerde geçen bazı kelimelerin hangi anlamlarda kullanıldığı tanımlamıştır. Ancak bu düzenlemelerden hiç biri ihracat kelimesinin düzenlemelerde anlaşılması gereken tanımlamaya yer vermemiştir. Bu husus düzenlemelerin bir eksiliği olarak gözükmektedir.
Ekonomik anlamda ihracat denildiğinde mal ve hizmetlerin bulunduğu ülke veya siyasi bölge sınırların dışındaki başka bir ülke veya siyasi bölgeye satılması, gönderilmesi anlaşılmaktadır. İhracatın bünyesinde bulundurduğu iki ekonomik değer barındırmaktadır. Bunlardan biri mal/eşya, diğeri ise hizmet olmaktadır.
Gümrük Kanunun 1’inci maddesi; “Bu Kanunun amacı, Türkiye Cumhuriyeti Gümrük Bölgesine giren ve çıkan eşyaya ve taşıt araçlarına uygulanacak gümrük kurallarını belirlemektir.” Hükmü ile kanundaki bütün düzenlemelerin ihracatın sadece eşyaya/mala yönelik olduğu rahatlıkla anlaşılmaktadır. Ayrıca Kanun, "Eşya"yı, “her türlü madde, ürün ve değer” olarak da tanımlamış olması bu hususu desteklemektedir.
Gümrük mevzuatında (Gümrük Kanunu ve Yönetmeliği, İhracat Rejim Kararı, İhracat Yönetmeliği ve Tebliğlerinde) ihracat şekillerine yer verilmiş; ancak bunlar arasında hizmet ihracına ilişkin herhangi bir ihracat türüne yer verilmemiştir. Zira yukarda da yer verdiğimiz üzere gümrük mevzuatı hizmet ihracı ile ilgilenmemekte, tamamen mal ihracına yönelik düzenlemelere yer vermek suretiyle dış ticaret politikasında mal rejimine yön vermektedir. Dolaysıyla da ihracat rejimi de tamamen bu kapsamda ele alınarak düzenlemeler yapılmıştır.
Türk parasının kıymetini koruma mevzuatı kapsamında Tebliğdeki (32/48) terkin maddesinde “Her bir gümrük beyannamesi itibarıyla (10/1); İhraç bedellerinin yurda getirilmesi maddesinde “İhraç edilen malların bedelinin süresinde yurda getirilmesinden ..” (6/1) ve İhracat Genelgesinde geçen, fiili ihraç tanımı, (GB) gümrük beyannamesinin tanımlanması (3/1) ile İhracat bedelinin tespiti maddesindeki “İhracat bedelinin tespitinde GB’nin 22 nci hanesindeki değer esas” alınacağına yönelik düzenlemelerden ihracat bedellerinin belirlenmiş sürede getirilme zorunluluğu sadece mal ihracatına yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Bütün bu hususlar, Gümrük Kanunun eşya/mal unsuruna yönelik düzenlemeleri esas aldığı anlaşılmaktadır.
Her ne kadar 32 sayılı Kararda; “ihracat bedellerinin tasarrufu serbesttir” şeklinde bir hükme yer verilmişse de ihracat bedellerinin yurda getirilmesi zorunlu tutulmuştur. Bu zorunluluğun sadece mal/eşya ihracat bedellerine yönelik olduğu yukarda yer verilen açıklamalardan da anlaşılmaktadır. Yine Kararın 11’inci maddesindeki “Türkiye'de yerleşik kişiler, dışarıda yerleşik kişiler için veya bunlar adına yurt içinde veya dışında yapmış oldukları tüm hizmet (müteahhitlik hizmetleri dahil) karşılığı dövizler ile dışarıda yerleşik kişiler nam ve hesabına yapılan gider karşılığı dövizleri serbestçe tasarruf edebilirler.” düzenlemesi ile hizmet ihracatına ilişkin bedellerin yurda getirilmesine ilişkin herhangi bir tahdit bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Şu hatırlamayı da yapmakta fayda görüyoruz. Yapılan hizmet ihracatlarına ait bedellerin yurda getirilmesi Türk Parasını Koruma mevzuatı kapsamında zorunlu olmadığını; ancak Katma Değer Vergisi Kanunu kapsamında, hizmet ihracatından kaynaklı, KDV iade alacağı için geçerli olmadığı bilinmelidir.
3065 sayılı Kanunun (11/1-a) maddesi kapsamında bir hizmetin KDV’den istisna olabilmesi için, aynı Kanunun (12/2) nci maddesine göre;
- Hizmetin yurtdışındaki bir müşteri için yapılması,
- Hizmetten yurtdışında faydalanılması,
Gerekir.
KDV Genel Uygulama Tebliğinin (II-A-2) bölümünde hizmet ihracından kaynaklı KDV iadesinin alınabilmesi için; “Hizmet ihracına ilişkin istisna, yurtdışındaki müşteriye düzenlenen hizmet faturası ile tevsik edilir. Hizmet faturalarının firma yetkililerince onaylı fotokopileri veya dökümlerini gösteren liste verilir. Bu belgelerin istisnanın beyan edildiği dönemde beyanname verme süresi içinde bir dilekçe ekinde ibrazı gerekir. İstisnanın beyanı için, hizmete ait ödeme belgesinin (bedelin Türkiye'ye getirildiğini tevsik eden bir belge, banka dekontu vb.) temin edilmiş olması zorunlu değildir.
Hizmet ihracından doğan iade taleplerinde aşağıdaki belgeler aranır (II-A-2.3):
- Standart iade talep dilekçesi
- Hizmet faturası veya listesi
- Ödeme belgesi (bedelin Türkiye'ye getirildiğini tevsik eden bir belge, banka dekontu vb.)
- Hizmet ihracatının beyan edildiği döneme ait indirilecek KDV listesi
- Yüklenilen KDV listesi
- İadesi Talep Edilen KDV Hesaplama Tablosu
Şeklindeki düzenleme ile hizmet ihracından kaynaklı bedellerin yurda getirilmesi KDV iade alacağı için zorunlu kılınmıştır.
Türk Parasını Kıymeti Koruma mevzuatı kapsamında yapılan düzenlemelerde ihracat bedellerinin belirlenen sürede yurda getirilmemesinin cezai müeyyideye bağlanması sadece mal ihracatına ilişkin olduğu, hizmet bedellerinin yurda getirilip getirilmemesinin ise serbest olduğu, ancak bu serbest tasarrufun sadece Türk Parasını Kıymeti Koruma mevzuatı bakımında hüküm ifade ettiği, diğer mevzuatlar için böylesi bir serbestliğin olup olmadığı yine ilgili düzenlemelerin dikkate alınması gerektiği bilinmelidir. Mesela, KDV Kanunu bakımında hizmet ihracatından kaynaklı KDV iadesin alınabilmesi için bu hizmet bedelinin mutlaka yurda getirilmesi zorunlu olduğu dikkatlerden kaçmamalıdır.
Kaynaklar:
28.02.2023
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> YIL SONU KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL yerine 999 TL + KDV
Ayrıntılar için tıklayın.
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.