I. GİRİŞ :
Katma Değer Vergisi Kanunu’nun iadeye ilişkin hükümler içeren 9, 11, 29 ve 32’nci maddelerinde, nihai aşamada vergiden istisna edilen işlemler nedeniyle gerçek bir mal veya hizmet hareketine dayalı ve dayandığı işlemi mahiyet ve miktar itibarıyla doğru olarak yansıtan belgelere istinaden yüklenilen ve indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV’nin iadesi öngörülmüştür.[1] Dolayısıyla İade hakkı doğuran işlemler için yüklenilen KDV, öncelikle indirim konusu yapılır. İndirimle giderilemeyen bir miktarın kalmaı halinde, kalan tutar iade hakkı doğuran işlemin gerçekleştiği dönemde iade edilecek KDV olarak dikkate alınabilir.
Ancak 1 Mayıs 2014 tarihinden itibaren yürürlüğe giren Katma Değer Vergisi Uygulama Tebliği ile “İade Tutarının Hesabında” çok köklü bir değişikliğe gidilmiştir. Bu değişikliği firmaların ve komuoyu çok farketmemiş ve okunup geçilmişti. Hatta İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı Mükellef Hizmetleri KDV Grup Müdürlüğü’nün Birleştirilmiş ve Güncellenmiş KDV Tamimleri(01.10.2015 tarih ve 357 sayılı tamim) bile bu ciddi değişikliğin anlaşılmasına yeterli olmamıştır. Her ne zaman ki, iade alan firmalara vergi İdaresinin tek tek eksiklik yazısı göndererek izahat istemesiyle, hemde tebliğin yürürlüğe girdiği Mayıs/2014 vergilendirme döneminden bugüne kadar düzeltme talebiyle beraber, iade alan tüm firmaların ve dolayısıyla meslektaşların, amiyane tabirle, midesine oturmuş ve tartışılmaya başlanmıştır.
İşte bende bugünkü makalemizde iade tutarının hesabındaki değişikliğin hukuki boyutunu tartışıp, “Geçmiş Dönemlerde İndirimle Giderilemeyen KDV’yi Aşan Tutarda Yüklenimin Mümkün Olup Olmadığına” cevap bulmaya çalışacağım.
II. YASAL DÜZENLEMELER:
Katma Değer Vergisi Kanunu Uygulamasına ilişkin olarak önceki uygulama genel tebliğleri birleştirilerek(dolayısıyla1 ila 123 seri numaralı Katma Değer Vergisi Uygulama Genel Tebliğleri yürürlükten kaldırılmıştır.) tek bir tebliğe dönüştürülmüş ve 01 Mayıs 2014 tarihi itibarıyla yürürlüğe girmiştir.[[2]]
İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı Mükellef Hizmetleri KDV Grup Müdürlüğü’nün Birleştirilmiş ve Güncellenmiş KDV Tamimlerinin(01.10.2015 tarih ve 357 sayılı tamim)[3]14 ve 142. Sayfalarında; Geçmiş Dönemlerde İndirimle Giderilemeyen KDV’yi Aşan Tutarda Yüklenimin Mümkün Olup Olmadığına ilişkin düzenleme örnekler ile izah edilmektedir.
39 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Tebliği[4](Katma Değer Vergisi Kanunu Uygulamasına ilişkin olarak önceki uygulama genel tebliğleri birleştirilerek tek bir tebliğe dönüştürülmesiyle haliyle 39 seri numaralı KDV tebliğide yürürlükten kaldırılmıştır.
III. GEÇMİŞ DÖNEMLERDE İNDİRİMLE GİDERİLEMEYEN KDV’Yİ AŞAN TUTARDA YÜKLENİM MÜMKÜN MÜ?
Daha öncede belirttiğimiz üzere; Katma Değer Vergisi Kanununa göre, İade hakkı doğuran işlemler için yüklenilen KDV, öncelikle indirim konusu yapılır. İndirimle giderilemeyen bir miktarın kalmaı halinde, kalan tutar iade hakkı doğuran işlemin gerçekleştiği dönemde iade edilecek KDV olarak dikkate alınabilir.
Özellikle 39 Seri Numaralı Katma Değer Vergisi Tebliğinde bu hususa ilişkin hesap yani iade tutarının hesabına ilişkin düzenleme aşağıdaki gibiydi;
“Beyannamelerin yeniden düzenlenmiş şeklinde, iade hakkı doğuran işlemler ile ihraç kaydıyla teslimi bulunan mükellefler için bir "Bildirim" oluşturulmuştur.
İade hakkı doğuran işlemleri bulunmayan veya bu tür işlemleri bulunmakla birlikte bu işlemler için yüklendikleri vergiyi iade yerine, indirim yoluyla gidermek isteyen mükelleflerin bu Bildirimi doldurmalarına gerek bulunmamaktadır. Bu mükelleflerin, iade hakkı doğuran işlemlerini daha önceki Genel Tebliğlerde belirlenen belgelerle ispat ve tevsik etmeleri zorunludur.
İhraç kaydıyla teslimleri bulunan mükellefler ile iade hakkı doğuran işlemleri için yüklendikleri vergileri iade yoluyla gidermek isteyen mükellefler, bu Bildirimi doldurmak ve beyannameleri ile birlikte vermek zorundadırlar.
İhraç kaydıyla teslimi bulunan mükellefler bu Bildirimi doldurmak zorunda olmakla beraber, Bildirimin 102 numaralı satırındaki tutarı, dilerlerse iade olarak değil indirim yoluyla giderebileceklerdir. Bunun için, teslimin yapıldığı dönem beyannamesine ekli Bildirimin 102 numaralı satırındaki tutarın, ihracatın gerçekleştiği dönem beyannamesinin 50 numaralı satırına dahil edilmesi ve vergi dairesine bu konuda bilgi verilmesi gerekmektedir.
İhraç kaydıyla teslim ve ihracatın aynı dönemde gerçekleşmesi ve iade olarak doğan verginin indirim yoluyla giderilmesinin tercih edilmesi halinde 102 numaralı satırdaki tutar, gelecek dönem beyannamesinin 50 numaralı satırına yazılacaktır.
Bildirimde yer alan "Yüklenilen Katma Değer Vergisi" başlıklı satırlardaki rakamlar bulunurken, yüklenilen toplam vergiler içinde, o dönemde gerçekleştirilen iade hakkı doğuran işlemlere isabet eden kısım hesaplanacaktır. Bu hesaplama sonucu bulunacak vergi, daha önceki beyannamelerde indirimle giderilip giderilmediğine bakılmaksızın, bu satırlarda beyan edilecektir.
Yüklenilen vergiler kapsamına, iade hakkı doğuran işlemle ilgilendirilebilen normal alış ve giderler, genel imal ve genel idare giderleri ile amortismana tabi iktisadi kıymet için yapılan harcamalara ilişkin vergiler girmektedir. Ancak amortismana tabi iktisadi kıymetlerden işleme isabet eden pay, beyannamenin 92. satırında ayrıca hesaplanacağından bu satırlarda yer almayacaktır. İade hakkı doğuran işlemle ilgilendirilebilen normal alış ve giderler ile genel imal ve genel idare giderlerinden bu dönemde gerçekleştirilen işleme isabet eden pay ise, daha önceki Genel Tebliğlerde yer alan açıklamalar dikkate alınarak hesaplanacaktır. Amortismana tabi iktisadi kıymeti kısmen veya tamamen iade hakkı doğuran işlemlerde kullanan ve iade talebinde bulunan mükellefler iade hakkı doğuran işlem için yüklendikleri toplam katma değer vergisi içindeki amortismana tabi iktisadi kıymetlere ait olarak iade edilecek kısmı hesaplayarak 92 numaralı satırda beyan edeceklerdir.
Bu hesaplama şöyle yapılacaktır:
O dönemdeki iade hakkı doğuran işlemlere ait teslim ve hizmet bedeli olarak 89 numaralı satırda beyan edilen tutar, genel vergi oranı ile çarpılacaktır. Genel vergi oranı, beyannamenin ait olduğu dönemde, Bakanlar Kurulu Kararı Eki Kararlara ekli listelerde yer alan mal ve hizmetlerin dışında kalan işlemlere uygulanmakta olan vergi oranıdır. Çarpma işlemi sonucu bulunacak tutardan, önce iade hakkı doğuran işlemlere ilişkin olasak amortismana tabi iktisadi kıymetler dışındaki alımlar nedeniyle yüklenilen katma değer vergisi tutarından, indirilemeyip iade edilecek kısmın gösterildiği 91 numaralı satırdaki tutar düşülecektir. Kalan tutar, beyannamenin 58 numaralı satırında beyan edilen miktarla kıyaslanacaktır. 58 numaralı satırdaki tutarın, kıyaslanacak tutardan büyük olması halinde bu satıra, kıyaslanacak tutar yazılacaktır. 58 numaralı satırdaki tutarın kıyaslanacak tutardan küçük olması halinde ise bu satıra 58 numaralı satırdaki tutar yazılacaktır.
İade edilecek katma değer vergisinin hesaplanmasına ilişkin bu açıklamalar, temel gıda maddeleri teslimlerinden doğan iadeler için de aynen geçerlidir.”
Ancak 1 Mayıs 2014 tarihinden itibaren yürürlüğe giren Katma Değer Vergisi Uygulama Tebliği ile “İade Tutarının Hesabında” çok köklü bir değişikliğe gidilmiştir. Bu değişikliğin İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı Mükellef Hizmetleri KDV Grup Müdürlüğü’nün Birleştirilmiş ve Güncellenmiş KDV Tamimleri(01.10.2015 tarih ve 357 sayılı tamim) ile açıklaması ve uygulamaya yönelik izahı ise aşağıdaki ifadelerle vücut bulmuştur;
“KDV Kanununun 32’nci maddesine istinaden bu Kanunun 11, 13, 14, 15 inci maddeleri ile 17 nci maddesinin (4) numaralı fıkrasının (s) bendi uyarınca vergiden istisna edilmiş bulunan işlemlerle ilgili fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV’nin, mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanacak KDV’den indirileceği, vergiye tabi işlemlerin mevcut olmaması veya hesaplanan verginin indirilecek vergiden az olması hallerinde indirilemeyen KDV’nin, Maliye Bakanlığınca tespit edilecek esaslara göre bu işlemleri yapanlara iade olunacağı hükme bağlanmıştır.
KDV Genel Uygulama Tebliğinin (IV/A) 1.1.Kapsam bölümünde “İade hakkı doğuran işlemler için yüklenilen KDV, öncelikle indirim konusu yapılır. İndirimle giderilemeyen bir miktarın kalması halinde, kalan tutar iade hakkı doğuran işlemin gerçekleştiği dönemde iade edilecek KDV olarak dikkate alınabilir.” denilmektedir.
KDV Genel Uygulama Tebliğinin yürürlüğünden sonraki dönemlere ilişkin iade taleplerinde, indirimle giderilemeyen bir miktarın kalması halinde, kalan tutar iade hakkı doğuran işlemin gerçekleştiği dönemde iade edilecek KDV olarak dikkate alınabilir. Yüklenilen KDV’nin indirim yoluyla giderilip giderilmediğinin hesabında, yüklenilen KDV listelerinde yer alan KDV’nin indirilecek KDV hesabına dahil edildiği dönemden iade hakkı doğuran işlemin gerçekleştiği vergilendirme dönemine kadar devreden KDV tutarları dikkate alınır. Bu aradaki vergilendirme dönemlerine ilişkin beyannamelerde yüklenilen KDV tutarlarından daha az devreden KDV olması durumunda, yüklenilen KDV ile devreden KDV arasındaki tutar indirim yoluyla telafi edildiğinden, iade edilecek KDV aradaki dönemlerde devreden KDV’nin en düşük olduğu tutarla sınırlıdır. Bu aradaki vergilendirme dönemlerine ilişkin beyannamelerden herhangi birinde ödenecek KDV çıkması durumunda ise yüklenilen KDV indirim yoluyla telafi edilmiş olacağından iade talep edilmesi mümkün değildir.”
Önce teorik bazda değişikliği özetleyecek olursak eski düzenlemede iade tutarının hesabında; Bildirimde yer alan "Yüklenilen Katma Değer Vergisi" başlıklı satırlardaki rakamlar bulunurken, yüklenilen toplam vergiler içinde, o dönemde gerçekleştirilen iade hakkı doğuran işlemlere isabet eden kısım hesaplanacaktır. Bu hesaplama sonucu bulunacak vergi, daha önceki beyannamelerde indirimle giderilip giderilmediğine bakılmaksızın, bu satırlarda beyan edilecektir.” Denildiği için yüklenilen Katma Değer Vergisinin önceki dönem beyannamelerinde indirimle giderilip giderilmediğine bakılmaksızın iade dönemi sonraki dönem devr katma değer vergisi ile kıyaslanmaktaydı.
Yeni düzenlemede iade tutarının hesabında; İade hakkı doğuran işlemler için yüklenilen KDV, öncelikle indirim konusu yapılır genel ilkesinden yola çıkarak indirimle giderilemeyen bir miktarın kalması halinde, kalan tutar iade hakkı doğuran işlemin gerçekleştiği dönemde iade edilecek KDV olarak dikkate alınabilir denilerek, Yüklenilen Katma Değer Vergisinin dolayısıyla İade Edilecek KDV’nin buharlaşıp uçabileceğine dikkat çekmiştir.
Öncelikle okurlarında affına sığınarak tamimdeki örneği aynen makalemize almak istedim. Bu durum aşağıdaki örnekle açıklanmıştır. Ancak bu örneğin çok basit bir örnek olduğunu ve firmalarda çok daha fazla bilinmeyenin olduğunu hatırlatarak, ancak geçmişten gelen çok ciddi stok kayıtları takip edilerek önceki dönemden yüklenim KDV’sinin telafi edilip edilmediğinin tespit edilebileceğini vurgulamak isteriz.
Örnek : Mükellef (A) 2014/Ocak döneminde satın aldığı ve KDV’si 300.000 TL olan malı 2014/Mayıs döneminde ihraç etmiş mükellefin 2014/Ocak ila 2014/Mayıs dönemlerine ait KDV Beyanname bilgileri aşağıdaki gibidir.
İlgili Dönem |
Önceki Dönemden Devreden KDV |
Bu Döneme Ait İndirilecek KDV |
Toplam İndirilecek KDV |
Hesaplanan KDV |
İade Edilecek KDV (11/1-a) |
Sonraki Döneme Devreden KDV |
2014/Ocak |
80.000 |
300.000 |
380.000 |
20.000 |
- |
360.000 |
2014/Şubat |
360.000 |
45.000 |
405.000 |
190.000 |
- |
215.000 |
2014/Mart |
215.000 |
0 |
215.000 |
30.000 |
- |
185.000 |
2014/Nisan |
185.000 |
260.000 |
445.000 |
236.000 |
- |
209.000 |
2014/Mayıs |
209.000 |
235.000 |
444.000 |
95.000 |
185.000 |
164.000 |
Bu durumda Mükellef (A)’nın 2014/Mayıs dönemi KDV beyannamesinde ihraç ettiği malın bünyesine giren 300.000 TL olmasına rağmen, 2014/Mart döneminde devreden KDV tutarı 185.000 TL olduğundan aradaki 115.000 TL indirim yoluyla telafi edildiğinden ancak 185.000 TL KDV’nin iadesi talep edilebilecektir.
İlgili Tamimde yer alan yukarıdaki örnektende anlaşılacağı üzere KDV Uydulama Genel Tebliğinin yürülüğe girdiği Mayıs/2014 Vergilendirme dönemi ve sonrasında artık iade tutarı hesaplaması yaparken önce Yüklenilen Katma Değer Vergisi tutarının indirim yoluyla giderilip giderilmediğine bakılarak bir hesaplama yapılması gerektiği vurgulanmaktadır. Ancak Mükelleflerin KDV Genel Uygulama Tebliğinin yürürlüğünden önceki vergilendirme dönemlerine ait tam istisna kapsamındaki işlemleri nedeniyle yüklendikleri KDV’nin ise; yüklenildiği dönem ile iadenin talep edildiği dönem arasındaki KDV beyannamelerinde yer alan Devreden KDV ile karşılaştırılması yapılmaksızın, iadenin talep edildiği dönem beyannamesindeki toplam İndirim KDV ile kıyaslanarak iade talebinin sonuçlandırılması mümkün bulunmaktadır denilmektedir.
Yukarıdaki örnek daha önce vurguladığımız üzere en basit haliyle bir örnektir. Aşağıdaki örnek konuyu daha iyi açıklamak ve anlamak üzere hazırlanmıştır.
Örnek : ABBA Kumaşçılık her ay itibarıyla Rusya’ya kumaş ihracatı yapan ve düzenli KDV İadesi alan bir firmadır. BU yeni uygulamadan kaynaklı olarak vergi dairesince aşağıda ilgili dönem iadeleriyle ilgili eksiklik yazısı gelerek izahat istenmiştir. Bu eksiklik yazısında; mevzuat çerçevesinde,2015/ 4. Dönemi yüklenim listenizin tetkikinde; 2015/3. Döneminden 4.833,51.-TL KDV tutarında fatura kullanıldığı ancak 2015/3. Döneminde sonraki döneme devir tutarının 1.220,04.-TL kaldığı, bu durumda önceki dönem faturalarından kullanıldığı tespit edilen KDV tutarının indirim KDV olarak eitildiğinden yüklenim konusu yapılamayacağı bu nedenle mahsup işlemlerininz yerine getirilememiştir. Ayrıca tamim tarihinden önceki dönemlere ilişkin gerçekleştirilen iade işlemlerinin de yeniden tarafınızdan değerlendirilmesi husus” belirtilmiştir.
Firma ise bu konuya ilişkin olarak(cevabi yazıda ise su ifadelere yer verilmiştir; tarafımızdan yapılan değerlendirme ve hesaplamalar neticesinde 2014/Aralık devreden KDV tutarından 2015/Ocak döneminde önceki dönemlerden yüklenilen KDV tutarının 5.398,91.-TL fazla olduğu anlaşılmış olup iadesinden vazgeçildiği tespit edilmiştir. Diğer dönemlerle ilgili fazladan iade talebinde bulunulmadığı tespit edilmiştir. Söz konusu tutardan dolayı devreden KDV tutarlarının değişmesi nedeniyle 2015/Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, ve Ağustos dönemlerine düzeltme KDV beyannamesi verilmiştir.) aşağıdaki düzeltme beyannamelerini vermiştir. ABBA Kumaşçılık Ltd. Şti. ‘nin Aralık/ 2012 dönemi Sonraki Döneme Devreden Katma Değer Vergisi Tutarı 26.166,85.-TL’dir. Buna göre Ocak/2015 ve Eylül /2015 vergilendirme dönemleri arasındaki düzeltme beyannameleri aşaıdaki gibidir.
Eski Beyanname Göre Tablosu;
İlgili Dönem |
Önceki Dönemden Devreden KDV |
bu Döneme Ait İndirilecek KDV |
Toplam İndirilecek KDV |
Hesaplanan KDV |
İade Edilecek KDV |
Sonraki Döneme Devreden KDV |
Dönem Yüklenilen KDV Tutarı |
ÖNCEKİ DÖNEMDEN YÜKLENDİĞİ KDV |
2014 Aralık |
|
|
|
|
|
26.166,85 |
|
|
2015 Ocak |
26.166,85 |
30.039,38 |
56.206,23 |
0,00 |
53.169,26 |
3.036,97 |
53.169,26 |
31.535,76 |
2015 Şubat |
3.036,97 |
58.796,73 |
61.833,70 |
0,00 |
61.830,62 |
3,08 |
61.830,62 |
8.181,59 |
2015 Mart |
3,08 |
43.320,86 |
43.323,94 |
0,00 |
42.103,90 |
1.220,04 |
42.103,90 |
3.775,15 |
2015 Nisan |
1.220,04 |
67.496,79 |
68.716,83 |
0,00 |
65.992,23 |
2.724,60 |
65.992,23 |
4.833,51 |
2015 Mayıs |
2.724,60 |
45.273,84 |
47.998,44 |
0,00 |
47.998,44 |
0,00 |
47.998,44 |
4.726,62 |
Düzeltme Beyannamesine Göre Tablosu;
İlgili Dönem |
Önceki Dönemden Devreden KDV |
bu Döneme Ait İndirilecek KDV |
Toplam İndirilecek KDV |
Hesaplanan KDV |
İade Edilecek KDV |
Sonraki Döneme Devreden KDV |
Dönem Yüklenilen KDV Tutarı |
ÖNCEKİ DÖNEMDEN YÜKLENDİĞİ KDV |
2014 Aralık |
|
|
|
|
|
26.166,85 |
|
|
2015 Ocak |
26.166,85 |
30.039,38 |
56.206,23 |
0,00 |
47.800,35 |
8.405,88 |
47.800,35 |
26.166,85 |
2015 Şubat |
8.405,88 |
58.796,73 |
67.202,61 |
0,00 |
61.830,62 |
5.371,99 |
61.830,62 |
8.181,59 |
2015 Mart |
5.371,99 |
43.320,86 |
48.692,85 |
0,00 |
42.103,90 |
6.588,95 |
42.103,90 |
3.775,15 |
2015 Nisan |
6.588,95 |
67.496,79 |
74.085,74 |
0,00 |
65.992,23 |
8.093,51 |
65.992,23 |
4.833,51 |
2015 Mayıs |
8.093,51 |
45.273,84 |
53.367,35 |
0,00 |
47.998,44 |
5.368,91 |
47.998,44 |
4.726,62 |
Yukarıdaki tabloda da görüleceği üzere ABBA Kumaşçılık Ltd. Şti.’nin Ocak/2015 vergilendirme döneminde fazla hesaplamış olduğu 31.535,76 – 26.166,85.- = 5.368,91.-TL tutarda vergiyi düzeltme beyannamesiyle düzelterek tenzil etmiştir alacağı iade tutarından. Eğer almış olsaydı, haksız aldığı iade tutarını faiziyle birlikte vergi dairesine geri ödemesi gerekecekti. ve %50 Vergi ziyaı cezası içinse tarhiyat sonrası uzlaşmaya girecekti.
Katma Değer Vergisi Kanununun “Vergi İndirimi” başlıklı 32. maddesinin gerekçesi aşağıdaki gibidir.[5]
Katma Değer Vergisinin şelale tipi toplu muamele vergilerinden ayıran büyük özellik, bu vergide bulunan indirim mekanizmasıdır. Nihai tüketiciye kadar olan bütün safhalarda bu vergi alınmakta, ancak her bir safhada hesaplanan Katma Değer vergisinden bir evvelki safhanın vergisi düşürülerek bakiye vergi Hazineye intikal ettirilmektedir. Bu şekilde fiilen sadece o safhada eklenen değer vergiye tabi tutulmuş olmaktadır. Bu vergiye Katma Değer Vergisi adı verilmesinin bir sebebi de budur. Bu madde hükmüne göre mükellefler yaptıkları teslimler veya ifa ettikleri hizmetler üzerinden hesaplayacakları Katma Değer Vergisinden, kendilerine yapılan teslimler veya ifa olunan hizmetler ile ithal ettikleri mallara ait kstms değer vergisini indirebileceklerdir. Vergi indirimi uygulamasında doğabilecek aksaklıkları giderme konusunda Maliye Bakanlığına yetki verilmiş ve sistemin işleyişinde, ana ilkelere ters düşecek bir uygulama önlenmek istenmiştir.
Aynı kanunun “İstisna Edilmiş İşlemlerde İndirim” başlıklı )maddesinin gerekçesinde ise aşağıdaki gibi denilmektedir.
“Katma Değer Vergisi teorisinde vergiye tabi olmayan veya vergiden istisna edilmiş bulunan işlemler dolayısıyla vergi indirimi yapılması mümkün bulunmamakta, bu gibi hallerde vergi indirimi yapılabilmesi için kanun özel hüküm yer alması gerekmektedir. Bu amaçla düzenlenmiş bu maddeye göre tasarının 14 ve 16. Maddelerinde vergiden istisna edilmiş işlemlerle ilgili fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen Katma Değer Vergisinin, mükellefiyetlerin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanacak Katma Değer Vergisinden indireleceği, vergiye tabi işlemlerinin mevcut olmaması veya hesaplanan verginin indirilecek vergiden az olması hallerinde ise indirilemeyen Katma Değer Vergisinin Maliye ve Gümrük Bakanlığınca tespit edilecek esaslara göre bu işlemleri yapanlara iade olunacağı hükme bağlanmıştır.
Bu madde ülke ekonomisi açısından önem ve özellik taşıması nedeniyle, ihracat ve bir kısım ulaştırma sektörünün ve bunlara bağlı bir kısım hizmetlerin vergi yüklerini tamamen kaldırmak ve bu suretle uluslar arası ticarette rekabet ve eşitliği sağlayabilmek amacıyla düzenlenmiş bulunmaktadır.”
Ancak Maliye İdaresi 12 yıllık uygulamayı beğenmemiş olacak ki, ve/veya bu eski düzenlemeyi kanuna ve KDV Kanunundaki indirim mekanizması ve yüklenilen KDV ve genelde iade müessesesinin mantığına ve felsefesine hatta ruhuna aykırı bularak hesaplama yöntemini bir gece de değiştirmiştir.
Konumuza ve tamime tekrar dönecek olursak, verilen basit örnekten çok daha karmaşık durumların olabileceği göz önüne alınmalı, yanlış ve haksız uygulamaların önüne geçilmelidir. Buradaki tek ölçümüz, mükellefin önceden dönemlerden yüklendiği katma değer vergisi tutarını ihracatın yapıldığı vergilendirme döneminden önceki ara dönemde indirim yoluyla giderip gidermediğidir.
Bu Kaosdan Nasıl Çıkılır?
Düzeltme Beyannamesi mi, Pişmanlık mı?
Bundan sonra ki, süreçte neler olacak? Vergi Daireleri zaten geçmişe yönelik iade alan firmaların dosyalarını harıl harıl çalışmaya başladı bile. Bu dosyalarla ilgili eksiklik yazılarını göndermeye ve izahat istemeye başladı. Eğer siz laf olsun, torba dolsun , zaman kazanalım diye sudan cevaplar ile hem su hem sabun olarak bunu geçiştirirseniz nafile, boşa çaba olur. Haklı olduğuna inanan mükelleflerin, önceki dönemden yüklenim katma değer vergilerinin daha önceden telafi edilmediğini ve/veya bir kısmının telafi edilmiş olduğunu ispatlamaları gerekir. Ve bunu bütün dökümleriyle stok kayıtlarıyla beraber tek tek yapmalıdır. Öteki türlü yapılması gerekenler bellidir. Mükellefler geçmişe yönelik kendiliğinden düzeltme beyannameleri verecekler. İdare Pişmanlıkla Beyannameyi kabul etmeyecektir.[6] (Ancak eğer vergi diresi mükellefe ve/veya Yeminli Mali Müşavire eksiklik yazısı göndermemişse pişmanlıkla beyanname verilerek, vergi ziyaı cesasından kurtulunabilir.) Haksız alınan iadeler için vergi zıyaı ceası kesilecek. Bu cezalar vergi aslının %50 oranında hesaplanacak[7]. Ve haksız alınan iadeler için o günden(iadenin alındığı tariten) bu güne(düzeltme beyannamesinin verildiği tahakkuk tarihine kadar) gecikme faizi hesaplanacaktır. Geçmişe yönelik bu düzeltme beyannameleri neticesinde haksız alınan iadeler için vergi ziyaı kesileceğinden, bu cezalar için uzlaşmaya gidilmesi gerekecektir. En azından bu vergi ziyaı konusunda idare(Uzlaşma Komisyonları) mükellefler kolaylık sağlayarak tamamına yakınını kaldırması, hak ve adalete daha uygun düşecektir. Çünkü yıllardır vergi idaresinin bile farkında olmadığı bir husustan dolayı, mükelleflerin bunu, yani kanunu ve tebliğleri zaten bildiği varsayılır, demek çok insaflı ve vicdanlı bir kabul olmasa gerek.
Yargı Yolu Açık mı?
Ancak bütün bunlara rağmen haklı olduğuna inanan mükelleflere önerimiz şu olacaktır; 213 sayılı VUK’nun 378 maddesine göre mükelleflerin; beyan ettikleri matrahlara ve bu matrahlar üzerinden tarh edilen vergilere dava açamazlar” hükmü mevcut olsada 2577 sayılı İ.Y.U.H.K nun 27.maddesi ve Vergi Dairesi İşlem Yönergesinin 39.maddesine göre mükelleflerin kendi Beyanlarına karşı dava açamayacaklarına dair bu kuralın istisna hükmü olarak ihtirazi kayıtla beyanname verilebilmektedir. Bu çerçevede 2577 sayılı İ.Y.U.H.K nun 27.maddesinin 3.bendinde yer alan “ihtirazi kayıtla verilen beyannameler üzerine yapılan işlemlerden dolayı açılan davalar tahsilat işlemlerini durdurmaz, bunlar hakkında yürütmenin durdurulması istenebilir .” hükmüne istinaden ihtirazi kayıtla beyanname verilmesi ve 30 gün içerisinde dava açılması uygulamasının yasal dayanağını oluşturmaktadır.
IV SONUÇ:
Katma Değer Vergisi Kanunu Uygulama Genel Tebliğinin yürürlüğe girdiği tarihten(Mayıs/2014 vergilendirme dönemi)bugüne kadar katma değer vergisi iadesi alan tüm mükellefleri ilgilendiren bir husus olarak Maliye İdaresi İade edilecek KDV’nin hesabında bir değişikliğe gitmiştir. Bu nedenle muhteemel haksız alınan iadeler ve vergi ziyaı ve gecikme faiziyle karşılaşacaklardır. Bu nedenle mükelleflerin vergi dairesi eksiklik yazılarını beklemeden kendileri pişmanlıkla beyanname verme yöntemiyle en azından vergi ziyaı cesasından kurtulabileceklerini işbu makalemizle hatırlatmak isteriz. Ancak çok ayrıntılı stok çalışmalarıyla aslında bu işin böyle olmadığını, önceki dönem yüklenimlerin indirim yoluyla giderilmediğini, veya bir kısmının telafi edilmediğini ispat yöntemine gidebileceklerini işbu çalışmamız ile hatırlatmak isteriz. Haklı olduğuna inanan mükelleflerin ise hem ihtirazi kayıtla düzeltme beyannamesi vermeleri hem de yargı yoluna gitmeleri gerekecektir.
Son söz; açıkcası herhangi bir kanuni düzenlemeye gerek kalmaksızın sadece bir uygulama tebliği ile binlerce mükellefin milyarlarca lirasına etki edebilmek en keskin para politası ilkeleriyle bile böyle kolay mümkün olmasa gerek. Dolayısıyla 1992 yılından 2014 yılına kadar yaklaşık 12 yıllık bir uygulamanın kanuna aykırı olduğunun yeni fark edildiğine ve yeni tebliğ ile bunun düzeltildiğine mi kanaat getirmemiz gerekir? Yorumsuz dile getirmesi bizden, takdir sizden…
[1] 3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu, 2 Kasım 1984 tarih ve 18563 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
[2] Katma Değer Vergisi Uygulama Genel Tebliği, 26.04.2014 tarih ve 28983 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.
[3] 01.10.2015 tarih ve 357 sayılı tamim .http://ivdb.gov.tr/mukellef/kdv_tamim.pdf
[4] 39 Seri No.lu KDV Genel Tebliği, 12.03.1992 tarih ve 21169 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.
[5] http://www.gib.gov.tr/fileadmin/mevzuatek/gerekceler/KDV/cilt_2_3065_sayili_kanun.pdf
[6] Kanuni süresi içerisinde verilmeyen beyannamenin Vergi Usul Kanununun 371 inci maddesi gereğince pişmanlıkla verilmesi ve pişmanlık şartlarının yerine getirilmesi halinde, vergi ziyaı cezası uygulanmaz.
[7] V.U.K. Md:344. Vergi incelemesine başlanılmasından veya takdir komisyonuna sevk edilmesinden sonra verilenler hariç olmak üzere, kanuni süresi geçtikten sonra verilen vergi beyannameleri için bu madde uyarınca kesilecek ceza yüzde elli oranında uygulanır.” hükmüne yer verilmiştir.
12.11.2015
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.