BASINDAN YAZILAR
Binek Otomobilin KDV'sini Hangi Şirketler İndirebilir? / Ahmet Yavuz - MuhasebeTR

Binek Otomobilin KDV'sini Hangi Şirketler İndirebilir? / Ahmet Yavuz

 İşletmeler ticari işlerinde kullanmak için araç almak yoluna giderler. Alınan bu araçlar çoğu zaman ticarî nitelikli araçlardır.

 

Bazı şirketler işletme sahipleri ile idarecilerin günlük ihtiyaçlarını karşılamak için binek otomobili de satın alabiliyor. Ticarî araçlar hem mal ve emtiaların taşınması hem de alımda ödenen vergilerin indirimine müsaade edilmesi bakımından avantaj taşıyor. Buna mukabil binek otomobilleri de kullanımlarının daha rahat olması ve temsil kabiliyeti açısından tercih sebebi olabiliyor.

Bilindiği gibi vergi kanunları, işletmelere kayıtlı binek otomobillerin alımında ödenen KDV'nin indirim konusu yapılmasına ve bu araçlar için ödenen Motorlu Taşıtlar Vergisi'nin giderleştirilmesine müsaade etmiyor. Sadece faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları binek otomobillerin alış belgelerinde gösterilen KDV indirim konusu yapılabiliyor. Hangi araçların binek otomobili, hangilerinin ise ticari araç olduğu konusu farklı kanunlarla belirlendiğinden bir karmaşa durumu söz konusu. KDV uygulaması bakımından binek otomobili kapsamına giren araçlar, 54 No'lu KDV sirkülerinde yapılan açıklamalara göre belirlenmektedir. Sirkülere göre "1+1, 1+3, 1+4 veya 1+7 koltuklu, şoför ve öndeki yolcunun arkasındaki kısımda emniyet kemerleri veya emniyet kemeri montajı için tertibat, koltuk ve emniyet ekipmanı montajı için sabit tertibat, aracın iç kısmının her tarafında, araçların yolcu bölümlerinde yer alan konfor özellikleri ve iç döşemeleri (örn. yer kaplamaları, havalandırma, iç aydınlatma, küllükler), iki yan panel boyunca arka camları bulunan (en arkada yük bölümünün sağ ve sol taraflarında cam bulunsun bulunmasın); şoför ve öndeki yolcuların bölümü ile insan veya eşya taşınması için kullanılan arka bölüm arasında sabit bir panel veya bariyer bulunmayan kapalı kasa motorlu taşıtlar binek otomobili pozisyonunda yer almakta"dır.

Bu çerçevede, taksi işletmecisi, sürücü kursu ve otomobil kiralama şirketi gibi işletmelerin faaliyetleri ile ilgili satın aldıkları binek otomobilleri nedeniyle ödenen KDV indirim konusu yapılabilecektir. Bu mükelleflerin binek otomobilinin alış belgesinde gösterilen KDV, ait olduğu takvim yılı aşılmamak kaydıyla, ilgili belgelerin kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde, bu araçların fiilen faaliyette kullanılmaya başlanılıp başlanılmadığına bakılmaksızın indirilebilir. Binek otomobili işletmeciliği ile uğraşan mükelleflerin işletme amacı dışında kendi ihtiyaçları için (idarecilere makam otomobili, test sürüşü vs.) satın aldıkları binek otomobillerinin alış belgelerinde gösterilen KDV'nin indirim konusu yapılması ise mümkün değildir.

Ticarî araç pozisyonunda bulunan taşıtların sonradan değişiklik yapılarak binek otomobiline dönüştürülmesi durumunda, bu taşıtların iktisabında yüklenilen KDV ile binek otomobiline dönüşüm nedeniyle oluşacak ÖTV farkı üzerinden hesaplanacak KDV indirim konusu yapılamaz. Taşıtın alımında indirim konusu yapılan KDV ise dönüşüm işleminin yapıldığı dönemde indirim hesaplarından çıkarılarak "ilave edilecek KDV" olarak beyan edilmelidir.

İndirim konusu yapılamayan KDV'ler mükelleflerin tercihine göre ya maliyete dahil edilip amortismanla indirim konusu yapılır veya doğrudan gider konusu yapılması mümkündür. Öte yandan ödedikleri KDV'yi indirim konusu yapamayan mükellefler, kullanmış oldukları bu araçları sattıklarında yüzde 1 oranında KDV hesaplar. Araç binek otomobillerinin alımında yüklendiği KDV'yi indirim hakkı bulunması halinde (araç kiralama, taksi işletmesi gibi) bu aracın satışında KDV oranı yüzde 18 olarak uygulanmalı. Aracın binek otomobili değil de ticarî araç olması durumunda ise yüzde 18 oranında KDV uygulanır.

Engelli çalıştırma zorunluluğu

İş Kanunu uyarınca işverenler, 50 veya daha fazla işçi çalıştırdıkları özel sektör işyerlerinde yüzde 3 özürlü, kamu işyerlerinde ise yüzde 4 özürlü ve yüzde 2 eski hükümlü işçiyi meslek, beden ve ruhi durumlarına uygun işlerde çalıştırmakla yükümlüdür. Aynı il sınırları içinde birden fazla işyeri bulunan işverenin bu kapsamda çalıştırmakla yükümlü olduğu işçi sayısı, toplam işçi sayısına göre hesaplanır.

Bu kapsamda çalıştırılacak işçi sayısının tespitinde belirli ve belirsiz süreli iş sözleşmesine göre çalıştırılan işçiler esas alınır. Kısmi süreli iş sözleşmesine göre çalışanlar, çalışma süreleri dikkate alınarak tam süreli çalışmaya dönüştürülür. Oranın hesaplanmasında yarıma kadar kesirler dikkate alınmaz, yarım ve daha fazla olanlar tama dönüştürülür. İşyerinin işçisi iken sakatlananlara öncelik tanınır. İşverenler çalıştırmakla yükümlü oldukları işçileri Türkiye İş Kurumu aracılığı ile sağlarlar. Yer altı ve su altı işlerinde özürlü işçi çalıştırılamaz ve yukarıdaki hükümler uyarınca işyerlerindeki işçi sayısının tespitinde yer altı ve su altı işlerinde çalışanlar hesaba katılmaz.

Bir işyerinden malulen ayrılmak zorunda kalıp da sonradan maluliyeti ortadan kalkan işçiler eski işyerlerinde tekrar işe alınmalarını istedikleri takdirde, işveren bunları eski işleri veya benzeri işlerde boş yer varsa derhal, yoksa boşalacak ilk işe başka isteklilere tercih ederek, o andaki şartlarla işe almak zorundadır. Aranan şartlar bulunduğu halde işveren iş sözleşmesi yapma yükümlülüğünü yerine getirmezse, işe alınma isteğinde bulunan eski işçiye altı aylık ücret tutarında tazminat öder

(Kaynak: Zaman Gazetesi | 01.05.2012)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM