En son açıklanan TÜİK Hane Halkı İşgücü Anketi Ocak ayı sonuçları işsizlikteki gerilemenin geçen yıla göre devam ettiğini gösterdi. Geçen yılın aynı ayına göre, işsizlikteki düşüş 1.7 puan düzeyinde gerçekleşti.
Son açıklanan ocak ayı sonuçları yüzde 10.2 seviyesinde. Bir önceki ay yani Aralık ayı için açıklanan oran ise 9.8. Bu durumda bir önceki aya göre düşük de olsa bir artış var. Ancak işsizliğe ilişkin mukayeseyi yaparken dikkatli olunmalı. Karşılaştırmaları bir önceki yılın aynı dönem sonuçlarına göre yapmak gerek. Bu anlamda 1.7 puanlık düşüş oldukça önemli.
İşsizlikteki düşme devam eder mi?
İşsizlikteki bu yavaşlama eğilimi, açıkçası, bu konuyla ilgili olanlar bakımından pek beklenmiyordu. Özellikle, 2008 krizinin ardından işsizlikte tarihi rekorlara ulaşılınca, işsizliğin tekrar tek haneli rakamlara gerileyeceği umudu ortadan kalkmıştı. Ne var ki, son bir yıldır gelen işsizlik rakamları krizin işgücü piyasasındaki etkisinin azaldığı sonucunu ortaya çıkardı.
İşsizlikte ortaya çıkan bu tabloya karşılık, işgücü piyasamızda bir kırılganlık olduğu kesin. Yani her an ortaya çıkabilecek bir kriz ya da benzeri durum, işsizlik rakamlarını tekrar yükseklere taşıyabilir. Bunun temel sebebi, işgücü piyasamızın "yapısal" sorunları olarak işaret ettiğimiz konular. Bu sorunların temelinde, eğitim - işgücü planlamasının yapılmaması, mesleksizlik kavramı, işgücünün gelecekte hangi alanlarda yoğunlaşacağının önceden kestirilememesi yani işgücü projeksiyonların olmaması gibi konular bulunmakta.
Yine en son açıklanan istihdam ve işsizlik verilerine dönecek olursak, işsizlerin önemli bir bölümünün, "ne iş olsa yaparım" diyebilecek, çoğunlukla mesleksiz kişilerden oluştuğu görülmekte. Bu durum, ülkemiz işgücü piyasasında var olan yapısal bozukluğu işaret etmekte.
İstihdam edilenlerin sadece %7'si meslek lisesi mezunu. Bu oran aslında tek başına birçok şeyi açıklıyor. Diğer yandan mesleği olup da kendi mesleğinde istihdam edilmeyenlerin oranı da çok yüksek. Bu nedenle son dönemde mesleki eğitim konusunda çok konuşulmakta, planlar yapılmakta.
Sadece 2012 yılında mesleki eğitime 1.5 milyar TL ayrıldı
Rakamlara baktığımızda, son üç yıl içinde 706 milyon TL kaynak, 522 bin kişinin eğitimi için kullanıldı. Sadece bu yıl için ayrılan kaynak ise 1.5 milyar TL. Yani eğitime ayrılan pay da müthiş bir artış söz konusu.
Mesleki eğitimi sadece ayrılan paylar ve rakamlarla değerlendirmek de doğru değil. Önemli olan bu eğitimlerin içeriği, daha doğrusu piyasa ile ilişkisinin kurulması. Bu bağlamda, mesleki eğitim muhakkak piyasa ihtiyaçlarına ve geçen hafta konumuz olan ulusal meslek standartlarına uyumlu olmalı.
İşsizlikle mücadelede Çalışma Bakanlığı aktif rol alıyor
Çalışma Bakanlığı işsizlikle mücadelede, özellikle İş - Kur odaklı çalışmalara başladı. Mesleki eğitim konusunda İş - Kur'un yönettiği İşsizlik Sigortası Fonu aktif olarak kullanılıyor. Mesleki eğitimler için kaynak tahsisinde fon geçmiş yıllara göre daha anlamlı harcanıyor. Fonun amacının sadece işsizlik aylığı bağlamak olmadığı gerçeği nihayet bu dönem daha iyi anlaşıldı.
İşsizlikle mücadelede son günlerde ortaya çıkan konu, "iş arayanla işçi arayanı buluşturma" işini üstlenecek olan "iş ve meslek danışmanlarının" devreye girecek olması. Yaklaşık 4 bin iş ve meslek danışmanı bu yıl içinde görev yapmaya başlayacak. İş - Kur'a bağlı olarak çalışacak iş ve meslek danışmanlarının bir kısmı, 2 bin 817'si, işgücü piyasasında çalışmaya başladı bile.
Çalışma Bakanı Faruk Çelik, her 500 işsize bir danışman atanacağını, bu yolla da işsizliği daha da aşağıya çekeceklerini her fırsatta ifade ediyor. Gerçekten de, acaba bu danışmanlar istihdama yardımcı olabilir mi?
Ölçme ve değerlendirme çalışması ile beraber yürütülürse, bu danışmanlar iş yapar
Açıkçası işgücü piyasasına ilişkin kapsamlı bir ölçme ve değerlendirme çalışması ile beraber yürütülürse, bu danışmanlar iş yapabilir. Burada önemli olan, sadece işsizleri ele almak değil, ayrıca işçi arayan işverenleri de bulup, onların istekleri daha doğrusu piyasanın arzu ettiği nitelik ve vasıfta adamı bulup çıkarmak. Hem iş arayanı hem de işçi arayanı aynı şekilde takip etmek önemli.
Bu konuda gelişmiş ülkelerde yapılan çalışmalar olumlu sonuçlar verdi. Özellikle Almanya ve Hollanda'da iş ve meslek danışmanları sistemin ayrılmaz parçaları. Hollanda işsizlik krizinin aşılmasında bu sistemden ciddi şekilde faydalandı.
Bu noktada son bir husus da, İş - Kur bünyesinde düzenlenen meslek kursları ile ilgili. Bu kurslar eğitim ihtiyacına hem sayısal olarak hem de nitelik olarak cevap vermeli. Kurumun kapasitesi belli. Bu nedenle daha fazla özel sektöre ya da dernek ve vakıfların eğitim kurumlarına akreditasyon verilmeli. Mesleki eğitimin yükünü kamu - özel sektör birlikte çekmeli.
Önümüzdeki yıllar bir anlamda işsizlikle mücadeleye adanacak görünüyor. Yoksa içinde bulunduğumuz dönem aldatıcı olabilir. İşsizlik düşüyor derken tekrar yüksek işsizlik oranlarıyla karşılaşabiliriz. İşsizlikteki dalgalanmayı ancak ve ancak yapısal sorunları ortadan kaldıracak kapsamlı bir eğitim - işgücü planlaması çözer. İlk iş bu konuya eğilmek olmalı.
(Kaynak: Dünya Gazetesi | 26.04.2012)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.