BASINDAN YAZILAR
Kıdem Tazminatı Değişmeli Ama Nasıl? - MuhasebeTR

Kıdem Tazminatı Değişmeli Ama Nasıl?

 Kıdem tazminatı işçi sendikaları için adeta mayınlı tarla! Sendikalar "hakkımız gasp edilecek" endişe ve sloganlarıyla geniş kitleleri kolaylıkla harekete geçirebileceği için hükümetler bugüne kadar bu tarladan uzak durmak zorunda kaldılar.

 

Ancak görünen o ki, hükümet ustalık döneminde bu tarlaya girecek!

Kıdem tazminatı masaya konduğunda işçi sendikaları o masanın bir tarafında yer almayı mı yoksa meydanlarda olmayı mı tercih ederler, kestirmek güç. Ancak bize göre doğru olan, çok iyi bir hazırlıkla masada olmak, geniş kitleler açısından çok daha iyi olacaktır. Bu yargı,"kaçınılmaz son, boyun eğmekten başka yol yok" şeklindeki bir teslimiyetçi anlayışın değil aksine zaten işçinin aleyhine yürüyen mevcut sistemi işçi lehine düzeltme fırsatı doğacağı ümidinin sonucudur. Kıdem tazminatı, uzunca süredir sessizlikleriyle kendilerini unutturmayı başaran sendikalar için yeni bir ayağa kalkışın da başlangıcı olabilir.

Memnun olan var mı? 

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, mevcut sistemden sadece kamuda çalışan küçük bir azınlığın memnun olduğunu söyledi. Haksız mı? 22 yıldır gazetecilik yapıyorum. Bu süre içerisinde gazete, dergi, ajans ve televizyon olmak üzere sektörün hemen her alanında çalıştım. Geriye dönüp baktığımda sadece 8 yıllık kıdem tazminatı hakkım görünüyor. Peki ya geri kalan 14 yıla ne oldu? Yok oldu! İkişer üçer yıl çalıştığımız kurumlarda alın terimizi bırakıp çıktık. Mevcut sistemin aksayan yanlarını buradan saymaya kalksak, satırlar dolar taşar. Türkiye'nin kendine özgü bir özel sektör sistemi vardır ve ne yazık ki bugüne kadar ne devlet ne de sendikalar çarpık yapıyı düzeltememiştir.

Nasıl olmalı? 

Sendikalar meydanlardan önce "masayı" hedeflemeli, ellerinde tuttuklarını her fırsatta ifade ettikleri etkin pazarlık gücünü çalışanların en iyi şekilde yararlanabilecekleri bir sistemin inşa edilmesi için kullanmalıdır. İşte çalışanların yeni sisteme yönelik beklentileri:

Geçmiş kazanımlar aynen korunmalı. (Bu talebe itiraz yok.) Birikmiş tazminatların nasıl ödeneceği konusunda çalışanlara hak kaybı, işverene ilave yük getirmeyecek bir formül gerekiyor. Mevcut alacağın taksitlendirilerek fona aktarılması ya da işten ayrılan veya emekli olanlara mevcut yasaya göre ödemenin yapılması gibi alternatifler var.

Bugünkü sistemde her bir yıl için bir maaş tutarında ikramiye birikiyor. İşveren bu tutarı yüksek buluyor. İşçi "kazanılmış hak" olarak görüyor. Yeni işe girenler için daha düşük bir tutar belirlenebilir, denenebilir. Ancak o "yeni işe girenler" diye ifade edilen kesimin kendi çocuklarımız olduğu unutulmamalı. Kendimizi kurtarırken çocuklarımızı feda etmenin maliyetini iyi hesaplamak gerekiyor.
Kıdem tazminatına yıllık yerine aylık bazda hak kazanılacak olması işçi açısından olağanüstü bir avantaj. Bu sayede işçiler her yıl sonunda işten atılıp yeni yılda yeniden işe alınmak gibi ülkemize özgü bir sistemin kurbanı olmaktan kurtulacaklar.

Kıdem tazminatının fonda birikmesinin işverenden çok işçinin işine yarayacağından kuşku yok. Bireysel fon hesaplarında biriken para işçinin alın terinin gerçek anlamda güvencesi olacaktır.

Fonda biriken paranın belirli bir süre çekilememesinin sisteme doğrudan bir katkısı yok. Bu konu daha çok tasarruf açığının azaltılması açısından önem taşıyor. İşte çalışıldığı müddetçe 5 ila 10 yıl gibi bir süre tazminata dokunulmaması kabul görebilir. Ancak, işten atılanlar için bu zorunluluk uygulanmamalı. İşsizlik sigortasından yapılan ödeme süresi sona erdiğinde hâlâ işsizlik devam ediyorsa tazminat devreye girmeli.

(Kaynak: Bugün Gazetesi | 26.04.2012)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM