Dokuz yıl önce hayata geçen bireysel emeklilik sistemi (BES) ile bir yandan bireylerin emekliliğe yönelik tasarruflarının yatırıma yönlendirilmesi ile emeklilik döneminde ek bir gelir sağlanarak refah düzeylerinin yükseltilmesi; diğer yandan ekonomiye uzun vadeli kaynak yaratarak istihdamın artırılması ve ekonomik kalkınmaya katkıda bulunulması amaçlanmıştı.
Bireysel emeklilik sistemi ile;
- UZUN vadeli altyapı yatırımları için gerekli fonları sağlayacak ve dolayısıyla istihdamı artıracak,
- KAMUNUN uzun vadeli borçlanmasına olanak sağlayacak,
- PİYASALARDAKİ kısa vadeli spekülatif baskıları azaltacak,
- ULUSAL tasarruf eğilimini artıracak,
- EMEKLİLİĞE yönelik tasarrufların mali sisteme akması ile kayıt dışılığı azaltacak,
- SERMAYE piyasalarının derinleşmesine katkıda bulunacak, bir yapının oluşturulması hedeflenmişti. Ancak geçen dokuz yıllık sürede devlet, sitemin gelişmesine destekten çok köstek oldu. Sisteme katılım aşamasında, katkı paylarının sadece ücretliler ve beyanname veren vergi mükellefleri tarafından vergi matrahından indirilebilmesi; sistemden çıkarken, sadece getiri üzerinden değil anapara üzerinden de vergi kesintisi yapılması, cazibeyi azalttı. Şimdi, bireyselden ziyade kamusal amaca yönelik tasarruflar teşvik kapsamında bireysel emeklilik sisteminin yeniden cazibe merkezi haline getirilmesi amaçlanıyor. Bu bağlamda vergilemede değişikliğe gidiliyor.
KATILIM SÜRECİ DEĞİŞİKLİKLERİ
Sisteme katılım sürecinde sağlanan, ancak sadece ücretliler ve beyanname veren vergi mükellefleri olmak üzere mevcut katılımcıların yüzde 35'i tarafından yararlanılabilen vergi avantajı kaldırılıyor. Bunun yerine sisteme katılan herkes için devletin katkı yapması öngörülüyor.
Yani devletin katılım sürecinde sağladığı ve katılımcının cebinde kalan vergi avantajı yeni sistemde birikime eklenecek.
Devlet, katılımcı tarafından yatırılan katkı payının yüzde 25'i kadar katkı yapacak. Yıllık asgari ücretin yüzde 25'i ile sınırlı olan devlet katkısı, katılımcı adına açılacak ayrı bir hesapta birikecek. Üç yıl içinde sistemden çıkan devletin katkı payını alamayacak. 3 yıl sonra çıkarsa yüzde 15'ini, 6 yıl sonra çıkarsa yüzde 35'ini, 10 yıl sonra çıkarsa yüzde 60'ını alabilecek. Sistemde 10 yılı ve 56 yaşını doldurarak emekli olanlar ise katkı payının tamamını alabilecek.
Mevcut sistemin en çok eleştirilen konusu, sistemden çıkarken sadece getiri üzerinden değil, anapara üzerinden de vergi kesintisi yapılması. Yargının sadece getiri üzerinden vergileme yapılması gerektiğine ilişkin kararlarına rağmen, maliyenin ısrarı sistemden çıkan katılımcıların mağduriyetine, vergi kesintisi nedeniyle yatırdıklarından daha az bir tutarı geri almalarına neden oluyor.
Maliye her ne kadar sistemden çıkarken kesilen verginin katılım aşamasında sağlanan vergi avantajı ile telafi edildiğini söylese de katılım aşamasında vergi avantajından yararlanamayan ücretli ve beyanname veren vergi mükellefleri dışındaki katılımcılar, anaparaları üzerinden vergi ödemek durumunda kalıyorlar. Yapılacak yeni düzenlemede, sadece getiri üzerinden vergi kesintisi yapılması öngörülüyor. Bu da olumlu bir düzenleme olarak karşımıza çıkıyor.
KOMİSYON ORANLARI
Devlet tüm bu olumlu bulduğumuz düzenlemeleri yaparken bireysel emeklilik şirketlerinin de bazı fedakarlıklarda bulunması gerekiyor. Bu bağlamda, sektör de aldığı komisyonları gözden geçirmeli ve komisyon oranlarında indirime gitmeli.
Ölüm aylığı için 1800 prim günü gerekiyor
Yurtdışında çalışmaya devam edip vefat eden akrabamın doğum tarihi 28.03.1965, ölüm tarihi 21.01.2012, SSK'lı işe giriş tarihi 01.02.1982. 01.02.1982-30.04.1982 ve 01.05.1983-31.12.1983 tarihleri arasında toplam 360 gün prim ödemesi, 30 gün askerlik süresi var.
Yılın yarısından fazlasını yurtdışında geçiren eşine ve çocuklarına aylık bağlanabilmesi için kaç günlük hizmet süresi olması lazım? Hizmet süresini doldurmak için yurtdışı borçlanması yapılabilir mi? Eşine ve çocuklarına yurtdışı borçlanması yapılarak SGK'dan aylık bağlanırsa, varsa yurtdışındaki sosyal hakları ve aldığı ödenekler dondurulur mu?
- H. İbrahim Baker
Ölen 4/a (SSK) sigortalısının eş ve çocuklarına aylık bağlanması için her türlü borçlanma süreleri hariç 5 yıllık sigortalılık süresi ve 900 prim günü aranıyor. Borçlanma yapılması halinde ise 1800 prim günü gerekiyor. Buna göre, 1440 gün yurt dışı borçlanması yapılarak prim gününün 1800 güne tamamlanması halinde eş ve çocuklarına aylık bağlanır.
Sosyal yardımlar, bulunulan ülke mevzuatı kapsamında, geçimlerini sağlayacak hiçbir geliri olmayan veya mevcut gelirleriyle geçimlerini sağlayamayan kişilerin asgari geçimlerinin sağlanması amacıyla ödenen nakdi yardımlar olduğundan, sosyal yardımların durdurulması, bağlanacak aylıkların sosyal yardımları sağlayan ülkenin mevzuatına göre sosyal yardımların ödenme şartlarını etkileyip etkilemeyeceğine bağlı.
AKLINIZDA BULUNSUN - Yurtdışı borçlanma primleri
YurtdIŞInda geçen hizmetlerin borçlanılması karşılığı ödenen sigorta primleri, Gelir Vergisi Kanununun 63/2. maddesinde yer alan “Kanunla kurulan emekli sandıkları ile 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 20. maddesinde belirtilen sandıklara ödenen aidat ve primler”in ücretin safi tutarının tespitinde gayrisafi ücret tutarından indirilebileceği hükmüne istinaden, ödeme yapılan tutara ulaşılıncaya kadar, ücretin vergiye tabi tutarından indirilebiliyor.
GÜNÜN SÖZÜ
'Teşvikler tatlı gibidir; ana yemek yoksa fazla anlamı yoktur.'
J. Morisset-N. Pirnia
(Kaynak: Akşam Gazetesi | 24.04.2012)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.