Gelir Vergisi Kanununun Mükerrer 80. maddesine göre, ivazsız (bedelsiz) olarak iktisap edilenler hariç olmak üzere, iktisap şekli ne olursa olsun 1 Ocak 2007 tarihinden sonra edinilen gayrimenkullerin beş yıl içinde elden çıkarılmasından (örneğin satılmasından) elde edilen kazançlar değer artış kazancı sayılıyor. Satışın yapıldığı yıl için belirlenen istisna tutarını aşan kazancın da beyan edilip, vergisinin ödenmesi gerekiyor.
Kazancın vergilendirilmesinde elde bulundurma süresi, bu sürenin hesabında da iktisap tarihinin belirlenmesi önem arz ediyor.
İKTİSAP TARİHİNİN BELİRLENMESİ
Türk Medeni Kanununun 705. maddesi uyarınca gayrimenkullerde iktisap, tapuya tescille gerçekleşiyor. Buna göre, iktisap edilen gayrimenkullerin elden çıkarılması halinde, değer artışı kazancının tespiti yönünden iktisap tarihi olarak, gayrimenkulün tapuya tescil edildiği tarih esas alınıyor.
Gayrimenkulün tapuya tescil tarihinden önce sahibinin fiilen kullanımına bırakıldığı bazı özel hallerde ise iktisap tarihi olarak tapuya tescil tarihi yerine fiilen kullanıma bırakılma tarihi kabul ediliyor.
Ancak kat karşılığı müteahhide veya kooperatiflere verilen arsa karşılığında alınan gayrimenkullerin elden çıkarılmasında iktisap tarihi konusunda Maliye ve Yargı farklı görüşteler.
MALİYENİN GÖRÜŞÜ
76 Seri No.lu Gelir Vergisi Sirkülerine göre, arsa olarak iktisap edilen gayrimenkul üzerine inşa edilen binanın veya kat karşılığı müteahhide ya da kooperatiflere verilen arsa karşılığında alınan gayrimenkullerin elden çıkarılması halinde, değer artışı kazancının tespiti yönünden iktisap tarihi olarak, binanın tapuya tescil edildiği tarih esas alınacak. Diğer bir deyişle, arsa olarak iktisap edilen gayrimenkul üzerine bina inşa edilmesi veya söz konusu gayrimenkulün kat karşılığı verilmesi sonucu alınan gayrimenkullerin tapuya tescili, cins tashihi ve yeni bir iktisap sayılarak tapuya tescil tarihi iktisap tarihi olarak kabul edilecek. Örneğin, 15.05.2000 tarihinde satın alınan arsanın, 25.07.2005 tarihinde kat karşılığı müteahhide verilip, alınan gayrimenkullerin 15.09.2007 tarihinde tapuya tescil edilmiş olması halinde, kat karşılığı alınan gayrimenkuller yeni bir iktisap olarak kabul edilecek ve değer artışı kazancının tespitinde gayrimenkullerin tapuya tescil edildiği 15.09.2007 tarihi esas alınacak.
YARGI NE DİYOR?
Kat karşılığı verilen arsa karşılığında alınan gayrimenkullerin elden çıkarılması halinde, değer artış kazancı yönünden iktisap tarihi konusunda Yargının görüşü ise farklı.
Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu'nun konuyla ilgili olarak vermiş olduğu bir kararın özeti:
'Bir kişinin kat edinme karşılığında arsasını müteahhide vermesi ve inşa edilen binada kat sahibi olması servetin değerlendirilmesi, servetin biçim değiştirmesi olduğundan, dairelerin arsanın iktisap tarihinden dört yıl geçtikten sonra satışından elde edilen kazanç değer artış kazancı değildir.' şeklinde (Danıştay VDDK, E: 2004/51, K: 2004/80). Maliyenin, mükellefle arasında sorun yaratan bu görüşünden vazgeçerek, yargılamaya konu olabilecek uyuşmazlıkları ortadan kaldırması gerektiğini düşünüyoruz.
AKLINIZDA BULUNSUN - Bedelsiz edinilen gayrimenkulün satışında vergi yok
Gayrimenkullerin ivazsız (bedelsiz) şekilde iktisap edilmesi değer artışı kazancının konusuna girmiyor. Bu çerçevede ivazsız olarak iktisap edilen gayrimenkulün üzerine, sahibi tarafından inşa edilen veya kat karşılığı olarak alınan gayrimenkullerin, daha sonra elden çıkarılması halinde elde edilen gelir, değer artışı kazancı kapsamında değerlendirilmiyor. Örneğin Ahmet Bey, veraset yoluyla intikal eden iki katlı ahşap binayı, yıkılıp yerine yeni bir bina yapması ve bu yeni binadan kendisine iki adet daire verilmesi karşılığında müteahhide vermiş, müteahhitten kat karşılığı aldığı iki adet daireyi teslim aldığı yıl içinde satmış olsun.
İvazsız olarak (veraset yoluyla) iktisap edilen gayrimenkulün, cins tashihi yapılarak kat karşılığı verilmesi halinde, 'ivazsız iktisap edilme' niteliği değişmeyeceğinden, gayrimenkulün satışından elde edilen gelir de değer artışı kazancına tabi olmayacak.
Emekli ikramiyesi hakkımı kaybeder miyim?
TSK'da astsubay olarak görev yapmaktayım. 01.09.2009 itibarıyla emeklilik için gerekli çalışma süremi (25 yıl hizmet süresi) tamamlamış olup, emeklilik için yaşımın dolmasını beklemekteyim (Ekim 2013 tarihinde dolacak). 01.09.2012 tarihinde (emeklilik için yaşım dolmadan) işten ayrılıp SSK'lı olarak çalışmaya devam edip (3,5 yıldan az bir süre), Emekli Sandığından emekli maaşı bağlanmasını planlıyorum. 6270 sayılı Kanun kapsamında en az çalışma süremi (25 yıl) tamamladıktan sonra kendi isteğimle ayrılma işlemi 'istifa' olarak değerlendirilip emekli ikramiyesi hakkımı kaybeder miyim? Yoksa bu durum istifa olarak nitelendirilmeyip, 15 yıldan fazla çalışma sürem göz önüne alınıp yaşım dolduğunda emekli ikramiyesine hak kazanır mıyım? Ahmet Önel
Emekli Sandığı Kanununun 6270 sayılı kanunla değişik 89. maddesinin beşinci fıkrasında, emekli ikramiyesinin hesabına esas hizmet süresinin tespitinde dikkate alınmak üzere, emeklilik veya malullük aylığı bağlanması dışında herhangi bir sebeple görevleri sona erenler için, görevin sona erme sebebinin bu durumu kanıtlayan belgelerle birlikte yazılı olarak kuruma bildirilmesi ve bunların özlük dosyasında saklanmasının zorunlu olduğu hüküm altına alınmış.
Buna göre, görevden ayrılma dilekçenizde emeklilik için gereken yaşınızı beklemek üzere görevinizden ayrılmak istediğinizi belirtmeniz halinde herhangi bir sorun yaşamazsınız.
GÜNÜN SÖZÜ
'Adalet önce devletten gelmelidir. Çünkü hukuk, devletin toplumsal düzenidir.' Aristo
(Kaynak: Akşam Gazetesi | 17.04.2012)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.