Toplum halinde yaşamak için uyulması zorunlu olan kurallardan birisi de kanunlar. Kanunları milletvekillerinden oluşan yasama organı (Meclis) çıkartıyor. Meclis'in seçimlerin sonucuna dayalı olarak oluşması nedeniyle çıkartılan yasalar için 'halk iradesi' nitelemesi kullanılıyor. Kurallar koyan, var olan kuralları değiştiren veya kaldıran velhasıl bu kadar önemli bir organda üye olmak son derece önemli bir görev. Böyle olunca da böyle bir görev için bazı niteliklere sahip olunması gerektiği düşünülüyor. Birçok mesleğin icra edilmesi asgari bir eğitim şartına bağlanmış durumda. Hatta çoğu zaman bununla da kalınmayıp mesleki yeterlilik sınavlarının da başarılması gerekiyor.
İLKOKUL MEZUNU OLMAK YETERLİ
Ülkemizde milletvekili olmak için de öğrenim şartı var. Anayasa'nın 76. maddesine göre milletvekili olmak için ilkokul mezunu olmak yeterli. Bakan olmak hatta başbakan için de ilkokul mezunu olmak yeterli.
Yani yasa çıkarmak, yasa değiştirmek, mevcut yasaları yürürlükten kaldırmak ve hatta Anayasa yapmak yetkisine sahip bir organın üyesi olmak için adeta okur-yazar olmak yeterli. Öyle anlaşılıyor ki, 'seçilme hürriyeti' konusunda birçok AB ülkesini geride bırakmışız da haberimiz yok.
MAAŞ VE EMEKLİLİK AVANTAJI
Milletvekillerimiz icra ettikleri bu kutsal görevi hayır için yapmıyorlar. Bu görev karşılığında bir miktar gelir de elde ediyorlar. Elde ettikleri gelirlere geçmeden önce fikir verebilmesi açısından asgari ücrete göz atalım. 1 Ocak-30 Haziran 2012 döneminde net asgari ücret 634 lira 64 kuruş. Milletvekili maaşı ise 11 bin 700 lira. Yani, asgari ücretin 18 katından daha fazla.
İş bununla da kalmıyor, 2 yıl milletvekili olarak görev yapıldığında emeklilikle ilgili yaş ve süre koşulu sağlanmışsa milletvekili olarak emekli olup 7 bin lira civarında emekli maaşı alınabiliyor.
Bütün bunlara ilave olarak, devlet memurluğundan emekli olanların tekrar memur olarak çalışmaya başlamaları halinde emekli maaşları kesiliyor. Memur emeklileri özel sektörde çalıştıklarında veya kendi adlarına işyeri açtıklarında destek primi adında ek bir ödeme külfetiyle karşılaşıyor. Ancak milletvekili emeklileri için böyle bir kısıtlama yok. Yani hem emekli maaşını hem de milletvekili maaşını alabiliyorlar.
TELEFON VE DİL KURSU FATURASI
Görüldüğü gibi, fazla nitelik gerektirmese de milletvekilleri ülkemiz koşullarında oldukça iyi bir gelir düzeyine sahip. Bütün bunlar yetmemiş olacak ki, şimdi de milletvekillerinin telefon faturasını da ödeyeceğiz. Cumhuriyet'te yayınlanan bir habere göre; milletvekillerinin 23 bin liraya kadar olan telefon faturaları meclis bütçesinden karşılanacakmış. Daha önce Başkanlık Divanı kararıyla yapılan, milletvekillerinin cep telefonlarının ödenmesine ilişkin düzenleme, yönetmeliğe taşınıyor. TBMM Başkanlık Divanı'na sunulan düzenlemeye göre milletvekillerinin odalarındaki sabit telefonların yanı sıra, milletvekillerinin kendi adlarına kayıtlı cep telefonu görüşmelerinin, iki aylık maaş tutarı kadar olan bölümü TBMM bütçesinden karşılanacak. Bu da yılda 23 bin liraya karşılık geliyor. Bu rakam 550 milletvekili sayısıyla çarpıldığında 12 milyon 650 bin TL'lik bir yük anlamına geliyor. Ayrıca; yeterlilikleri Milli Eğitim Bakanlığı'nca kabul edilen yerli veya yabancı dernek, vakıf veya kuruluşlarca ya da üniversitelerce yurtiçinde açılan dil kurslarına devam eden milletvekillerinin, 9 ay boyunca kurs ücretlerinin yüzde 60'ı TBMM bütçesinden karşılanacak. Vekillerimizin hali pür melali özetle böyle, darısı milletin kendisinin başına...
GEL DE SORMA
Zamlara dair...
ELEKTRİK ve doğalgaza yapılan zamlar bir süredir gündemde. Yetkililer, zamların kaçınılmaz olduğunu hatta geç bile kalındığını belirtirken muhalefet oy devşirme telaşıyla yükleniyor. Bu noktada aklımıza takılanları ortaya karışık soralım istedik.
Dünyada doğalgaz fiyatları dolar bazında yüzde 50'lere varan oranda düştü. Bu düşüş bizi neden hiç etkilemedi? Bizim yapmış olduğumuz doğalgaz alım anlaşmalarında bir sakatlık mı var?
Bazı bölgelerde ahırlar bile kaçak elektrikle ısıtılıyor. Bunların bedelini de dürüst kullanıcılara ödetiyoruz. Zam yapmak yerine kaçakla mücadele etmek daha doğru bir çözüm değil mi?
Yurtdışı borçlanması vatandaşlık süreleri için geçerli
22.04.1964 doğumluyum. Ben 1982 yılından beri Almanya'da çalışmaktayım. İş başlangıcım 30.08.82. 30.05.2009 tarihinde işten ayrıldım. Son 3 yıldır sigortalılığım devam ediyor. 2002 ve 2008 yıllarında Alman vatandaşı olarak kaldım. Altı yılımı Türkiye emeklilik için saymıyormuş. Dolayısıyla 25 yılımı dolduramıyorum. Türkiye'den emekli olmak istiyorum. Alman vatandaşlığında geçen süreler nedeniyle kayıp olan 6 yılımı nasıl kabul ettirebilirim ve ne yapmamı tavsiye edersiniz? Seyfettin Alkan
Türk vatandaşlarının yurtdışında 18 yaşını doldurduktan sonra, Türk vatandaşı iken geçen sigortalılık süreleri borçlanılabiliyor. Başka bir deyişle yurtdışı hizmet borçlanması yapabilmek için, yurtdışındaki çalışma sürelerinin Türk vatandaşı olarak geçmiş olması gerekiyor. Türk vatandaşlığının kazanılmasından önce veya Türk vatandaşlığının kaybedilmesinden sonra yurtdışında sigortalı olarak geçen süreler borçlanılamıyor.
Yurtdışında Alman vatandaşı olarak çalıştığınızdan, bu 6 yıllık süreyi borçlanabilmeniz maalesef mümkün değil.
(Kaynak: Akşam Gazetesi | 05.04.2012)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.