S&P açıklaması ve ihracata dayalı büyüme / Osman Arıoğlu

Standard&Poor's Türkiye'nin kaynaklarını ihracata dayalı büyümeye yönlendirmesiyle kredi notunun yatırım yapılabilir seviyeye çekilebileceğini açıkladı.
Konuyu değerlendirmeye geçmeden önce son dünya krizinde kredi kuruluşlarının görünümü üzerinde bir hatırlatma yapalım.

Kredi kuruluşları itibar tazelemeye çalışıyor

Dünya ekonomik krizi sonrasında ciddi anlamda itibar kaybeden kredi derecelendirme kuruluşları bu itibarlarını yeniden kazanmaya çalışıyor.

Bunu önce Yunanistan konusunda iki defa görmüştük. Hatırlanacağı üzere, Yunanistan iflas noktasına geldiği zaman kredi notu "yatırım yapılabilir ülke" anlamına gelen BBB- seviyesindeydi.

Artık mızrağın çuvala sığmadığı görüldüğünde kredi derecelendirme kuruluşları da birbiri ardına Yunanistan'ın kredi notunu "çöp" tabir edilen C seviyesine indirmişti.

AB tarafından kabul edilen borç takası sonrasında ise Yunanistan'ın kredi notu önce birkaç kademe birden yükseltilerek Türkiye'nin bir altı düzeye çekilmişti.

Borç takası sonrası borcu yaklaşık 105 milyar euro azalmasına rağmen bazı kredi kuruluşları Yunanistan'ın durumunun hâlâ riskli seviyelerini koruduğunu belirterek yeniden not değiştirme yoluna gitmişlerdi.

İki hafta önce bir başka kredi kuruluşu Moody's notları yatırım yapılabilir seviyede olan 12 büyük Türk bankasının kredi notunu olumsuz izlemeye aldığını açıklamıştı.

Kredi derecelendirme kuruluşlarının bütün bu çabasını tekrar itibar kazanmaya çalışma gayreti olarak da değerlendirmek yanlış olmayacaktır.

Zaten kriz kahini olarak üne kavuşan Nouriel Roubini de dünya krizinde sınıfta kalan kredi derecelendirme kuruluşlarının özellikle varlığa dayalı kıymet çıkarılması sırasında yaptıkları desteklerden hareketle bu kuruluşların gelirlerinin önemli bir bölümünü not verdiği şirketlerden sağladıklarına dikkat çekerek bu konuya parmak basmıştır.

Türkiye doğru yolda ilerliyor

Gelelim S&P'nin son kararına... Bu karar bir anlamda Türkiye'ye karşı notu kıt olan kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye'nin hakkını teslim etmeye başlama eğilimine girdiklerinin ilk göstergesidir.

Zira önlerinde dünyanın önde gelen ülkelerinin krizle boğuştuğu bir dönemde, krizden minimum düzeyde etkilenerek çıkan ve 2023'te 500 milyar dolar ihracat hedefi stratejik planını ortaya koyan bir Türkiye vardır.

Yeni teşvik paketinde de ihracata dayalı büyüme hedefine yönelik bir anlayış temel alınmıştır. Çalışmaları son aşamaya gelen yeni teşvik sistemi ile bu yolda önemli bir adım atılmasını beklemekteyiz.

Önemli olan, Türkiye için doğru olarak ortaya konulmuş bulunan ihracata dayalı büyüme stratejisinin temel desteklerinden birini oluşturacak yapısal dönüşümde birincil öncelikli olan bu dönüşümün doğru adımlarla gerçekleştirilmesidir.

Bunun için yeni teşvik sisteminin, ithalatı azaltıcı mahiyette; yerli ara malı üretimi ve katma değeri yüksek ürünleri teşvik edici bir yapıda olması gerekir.

Bu köşede daha önce de belirtildiği üzere önce yatırım yap sonra kazandığın takdirde teşvik avantajından yararlan gibi kısır teşvik anlayışından, belirlenecek alanlarda ve belli büyüklükte yapılacak yatırımların müteşebbisin diğer kaynaklardan elde ettiği gelirlerden indirmesine de imkan veren bir sisteme geçilmelidir.

Bunun kamu açısından aşırı gelir dengesizliğine yol açmaması için, yapılan yatırım harcamalarının indirimi şeklinde bir yöntem benimsenmesi halinde yıllık indirim yapılabilecek tutara diğer kaynaklardan elde edilen kazancın %75 veya %50'si gibi belli bir oran ile sınırlanmak suretiyle bu sistemin uygulanması mümkün olabilecektir.

(Kaynak: Bugün Gazetesi | 28.03.2012)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.