Sosyal Güvenlik Reformu Yasası'nın bazı maddelerinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesinin sonrasında, yasanın yürürlüğü 6 ay ertelenmiş, bu sürede gerekçeli kararın beklenmesine ve gerekçeye bağlı olarak anayasaya uygun yeni düzenlemelerin yapılmasına karar verilmişti.
Gerekçeli kararın açıklanmasının ardından, yeni düzenlemelerin tasarlanmasına yönelik süreç de başlamış oldu. Tüm çalışanları ilgilendiren birkaç madde dışında, bu sürecin ağırlıklı bölümünü kamu görevlileri açısından iptal edilen maddeler yerine yeni düzenlemelerin hazırlanması oluşturacak. Elbette ki bu hazırlıklar öncelikle "Yüksek Mahkeme"nin gerekçeli kararını inceleyerek diğer çalışanlar için anayasaya uygun olan düzenlemelerin kamu görevlileri için neden anayasaya uygun olmadığını anlamaya odaklanacak. Fakat bunu anlamak hiç de kolay değil.
Kamu görevlileri için neden uygun değil
Kararla kamu görevlilerini diğer çalışanlarla aynı kefeye koymak anayasanın 2, 10 ve 128 numaralı maddelerine aykırı bulundu. 2. madde “sosyal devlet”, 10. madde ise “eşitlik” ilkesini düzenliyor. 128. maddede ise kamu görevlilerinin özlük işlerinin yasayla düzenleneceği belirtiliyor.
Kararda, 128. maddede kamu görevlilerinin özlük haklarının yasa ile düzenlenmesi gerektiği hükmü ve diğer bazı maddelerinde de devlet memurlarına yönelik çeşitli hükümler olması nedeniyle anayasada açıkça yazmasa da kamu görevlilerinin ve dolayısıyla emeklilerinin diğer çalışanlardan ve diğer emeklilerden farklı bir statüye sahip olduğu yargısına oyçokluğu ile varılıyor. Ve kanun koyucudan, memur statüsünün gerektirdiği düşünülen farkları emeklilik ve sağlık düzenlemelerine yansıtması isteniyor.
Ayrı statüdeki kişilere farklı uygulama yapmanın anayasanın 10. maddesindeki eşitlik ilkesine aykırı olmayacağı belirtiliyor. Yani "Kamu görevlilerinin farklı statüleri olduğu için değişik sağlık ve emeklilik hakkına sahip olması 10. maddede yer alan 'Herkes... ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz' ilkelerine aykırı değildir" deniyor. Buraya kadar mahkemenin kararı kolayca anlaşılıyor; eğer kamu görevlilerine daha önce olduğu gibi ayrıcalıklı uygulamalar yapılsaydı bu, anayasaya aykırı olmayacaktı. Ama yasa ayrıcalıklı değil, eşit uygulama yaptığı için iptal edildi.
Kararın açıklanmasının ardından yoğunlaşan, “Kamu çalışanları lehine eşitliğe aykırı ayrımcılık yapıldı” eleştirilerine yanıt verilmiş oluyor ama iptal gerekçesi açıklanmış olmuyor.
Kamu görevlilerini statülerini dikkate almadan, emeklilik ve sağlık hakkı bakımından ayrım gözetmeksizin, kanun önünde eşit kılmak eşitlik ilkesine neden aykırı oluyor ve iptal ediliyor? Bunun cevabını bulamıyoruz. Anlaşılan işin içine statü girince eşitlik ilkesini, farklılığın garantisi olarak görmek gerekiyor.
Denilebilir ki anayasaya aykırı bulunan, devlet memurunun statüsüne uygun düzenleme yapılmamış olmasıdır. Yoksa düzenlemenin diğer çalışanlarla eşit olması değil. Bu durumda kamu görevlisinin, emeklilik ve sağlık hakkı bakımından diğer çalışanlardan hangi farklara sahip olduğunu tanımlayan bir hükme ihtiyaç var. Farklı olduğu sonucuna varmak yetmiyor, farkın ne olduğunu anayasada da görmek gerekiyor ki buna uygun düzenleme yapılabilsin ve anayasaya aykırı olmasın. Anayasanın iptale gerekçe olan 2., 10. ve 128'inci maddeleri kamu görevlilerini diğer çalışanlardan hangi nitelikleri ile ayırıyor? Anılan maddelerde böyle bir ayrımı biz bulamadık.
Bu durumda "yüksek mahkeme"nin gerekçeli kararında memurlar yönünden iptal edilen her maddenin, örneğin emeklilik yaşının, kamu görevlisi statüsüne hangi açıdan ters düştüğüne karar verildiğini bulmak gerekiyor. Bu da çok zor. Çünkü gerekçeli kararda maddelerde yer alan düzenlemelerin ayrı ayrı iptal gerekçesi yer almıyor, birçok madde genel gerekçeye atıf yapılarak iptal ediliyor.
Bundan sonra ne olacak
Anayasa Mahkemesi kararları kesindir ve herkesi bağlar. Mahkeme kararlarına saygı duymak hukuk devleti ve demokrasinin gereğidir. Diğer taraftan sosyal güvenlik reformunu gerçekleştirmek Türkiye’nin geleceği için son derece önemlidir. Reformun iptale konu olan “herkes için nimet külfet dengesinin eşit olduğu tek bir emeklilik rejimi ve tek bir sağlık sigortası sistemi oluşturulması” hedefi reformun omurgası ve tüm sivil toplum kuruluşlarının ortaklaştığı bir hedeftir.
Bundan sonra yapılması gereken, yukarıda birkaçını belirtmeye çalıştığım soruların cevaplarının kamuoyu önünde, şeffaf bir şekilde ve ortak bir akılla aranabildiği, alanında uzman kişilerden oluşan bir platformu yaratmak olmalıdır. Belirli bir anlayış birlikteliğinin sağlanmasının ardından vakit geçirilmeksizin anayasa hukuku konusunda uzman kişilerle birlikte anayasaya ve reformun hedeflerine uygun düzenlemelerin tasarlanması gerekir.
Tıkanmış gibi görünen reformun önü bu şekilde açılabilir.
(Kaynak: Referans Gazetesi | 10.01.2007)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.