Başka hiçbir ürün yok ki, gelen zam neredeyse toplumun tamamını ilgilendirsin.
Akaryakıt fiyatları sadece araç kullananları değil, toplu taşım araçlarıyla seyahat edenleri de çok yakından ilgilendirmektedir. Elbette toplu taşım bilet fiyatlarına bunun yansıması biraz daha zaman alabilmektedir. Ama neticede oralar da etkilenmektedir. Elbette akaryakıt fiyatlarının bir de enerji yönüyle dolaylı etkilediği alanlar var. Bunları da işin içine kattığımızda, tarımdan sanayiye bütün alanlar akaryakıt fiyatlarından etkilemektedir.
Akaryakıt fiyatlarına gelen zamlar, akla hemen vergi yükünün yüksekliğini getirir. Aslında o anki zamla verginin hiçbir alakası olmadığı halde yine de iş vergi yüküne gelir. Maliye de her seferinde; 2009 yılı sonundan bu yana; benzinden litre başına 1,8915, motorinden litre başına 1,3045 TL sabit bir ÖTV alındığını, zammın vergi ile bir alakası olmadığını, petrol fiyatlarındaki artıştan veya vergi dışı nedenlerden kaynaklandığını anlatmaya çalışır. Aslında konu Nasrettin Hoca fıkrasında olduğu gibi herkesin haklı olduğu bir durumdur.
Benzinde vergi yükü ve OECD kıyaslaması
Türkiye'de genelde baktığınızda, akaryakıt üzerindeki vergi yükü hiç de küçümsenmeyecek boyuttadır. Üstelik petrol fiyatlarına yapılan zamların etkisiyle kümülatif vergi yükü giderek düşme gösterse de gelinebilen nokta ancak OECD ülkeleri içerisinde %56,2 ile 7'nci sıradır. Bu vergi yükü, halen %57,2 olan Yunanistan'dan düşüktür.
OECD ülkelerinde genelde benzin üzerinden en düşük vergi yükü %45 ile Bulgaristan'da, en yüksek ise %58 ile İngiltere'dedir. Genel çoğunluk %53'ler civarındadır. Yani gelinen fiyat aralığında OECD ülkelerine göre benzin üzerinde vergi yükünün çok da yüksek olmadığını söyleyebiliriz. Zira, 2002 yılında benzinde vergi yükü %70'ler civarındaydı.
Aşağıdaki tablodan görüleceği üzere, iki zam öncesi fiyata göre benzinde vergi yükü 1,5 puandan fazla gerilemiş durumda. Yani 24 Şubat'ta yapılan zam öncesinde toplam vergi yükü oranı %57,86 iken, benzin fiyatı son bir ayda 18 kuruş artmış, bu artış toplam vergi yükünü 1,5 puan düşürmüş ama bu 18 kuruşluk fiyat artışının %15,25'i artan fiyatın KDV'si olarak devlete gitmiş. Bunu rakam olarak söylersek 18 kuruştan 2,75 kuruşluk kısmı vergi olarak Hazine'ye gitmiş, kalanı üretim dağıtım zincirinde paylaşılmıştır.
Motorinde durum
Motorin üzerindeki vergi yüküne baktığımızda da son gelinen fiyatta bu yük %47,3'lere gerilemiştir. Motorinde de vergi yükü bakımından gelinen noktadaki yükün çok fazla olduğunu söyleyemeyiz. Bir örnek verecek olursak Macaristan'da benzin üzerindeki yük %50 iken motorinde %47,4 yani bizdeki ile aynı seviyededir. İngiltere %56,6 ile bu alanda da lider durumdadır.
Sonuçta elbette her vatandaşımız daha ucuza akaryakıt kullanmak ister. Bunda yadırganacak bir şey yoktur. Genel ekonomi açısından baktığımızda ise konu bir tercih noktasına geliyor. Zaten tasarrufların azlığından şikayet ettiğimiz ülkemizde, büyümenin dinamiğini sağlamak için dolaylı vergilerin ağırlıklı olduğu bir yapı tercih edilmiştir. Aslında tüketim vergileri çok kullananın daha çok vergi ödediği bir yapıyı içerdiği ve eğitim, sağlık, giyim, gıda gibi sosyal harcamalarda indirimli KDV oranı uygulandığı için burada yanlış bir durum yoktur.
MOTORİNDE DURUM
(Kaynak: Bugün Gazetesi | 23.03.2012)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.