Geçtiğimiz hafta kredi derecelendirme kuruluşu Moody's 12 Türk bankasının TL cinsinden kredi notunu olumsuz izlemeye aldığını açıkladı.
Buna gerekçe olarak bu bankaların kredi notunun ülke kredi notundan yüksek olması gösterildi. Moody's'in bu kararı piyasaları pek de etkilemedi. Bunda kredi derecelendirme kuruluşlarının son dünya ekonomik krizinde önemli ölçüde itibar kaybetmelerinin elbette önemli rolü var.
Moody's'in bu kararı, bir ülke ile bankalarının notunun aynı mı olması gerekir, şayet farklılık varsa bu ne anlama gelir gibi bazı soruları akla getirdi. Hemen söyleyelim, ülke kredi notu ile bankaların kredi notu genelde paralel seyreder. Ama bu demek değildir ki, birebir aynı olması gerekir. Temel belirleyici olan ülke kredi notudur.
BDDK'nın rolü
Bankaların kredi notu ülke kredi notunun üzerinde olabileceği gibi altında da olabilir. Ancak tümünün birden kredi notunun ülke notunun altında olmaması gerekir. Öyle bir durum varsa bu o ülkede banka regülasyon kuruluşunun yeterince iyi çalışmadığına işaret eder. 2000 yılında Türkiye bunu gördü. Zaten bu bankacılık krizi sonrasında da BDDK kuruldu.
Geldiğimiz noktada BDDK bankacılık sistemini son derece iyi izleyen ve gözetleyen bir yapıda devam etmektedir. Bunda elbette kurumun mevcut Başkanı Tevfik Bilgin'in başarılı yönetiminin hakkını teslim etmemiz gerekiyor. Zaten bu nedenledir ki, önemli büyüklükteki Türk bankalarının kredi notu uzun süredir ülke notunun üzerinde seyretmektedir.
Bankaların kredi notunun ülke notu üzerinde seyretmesinin en önemli avantajı yurtdışından daha kolay ve olumlu şartlarda sendikasyon kredisi bulabilmeleridir. Bunun iç piyasaya etkisi, özel sektör yatırımlarının daha iyi koşullarda finansmanına imkân vermesidir. Bu noktada özellikle döviz cinsi kredilerin artarak özel sektör açısından risk oluşturması aşamasına gelmesi halinde yine devreye BDDK girmekte ve döviz cinsi kredilere sınırlamalar getirerek risk yaratma ihtimalini minimuma indirmeye çalışmaktadır. Yani bankaların kredi notu yüksek olup onların uluslararası piyasadan daha iyi şartlarla kaynak bulmasının ülkeye zararı değil yararı olur. Tek şart düzenleme ve denetleme kurumunun yeterli donanımla regülasyon görevini sağlıklı bir şekilde yerine getirmesidir.
Bankalar ülke kredi notunun düşük kalmasını tercih eder mi?
İlk bakışta ülke notunun düşük olması, kamu kağıdı faizlerinin daha yüksekte gerçekleşmesi ve bankacılık sektörü açısından da kamu kağıdına yatırım kârlı olacağı için bankaların böyle bir tercihi olabileceğidir. Ama kümülatif bazda bakıldığında bankacılık sisteminin böyle bir tercihi olmaması gerekir. Özellikle iç tasarrufların yetersiz olduğu bir ortamda dışarıdan kaynak bulurken bankalar açısından kendi kredi notu yanında ülke kredi notunun da önemli bir belirleyiciliği vardır. Üstelik bu durum bankaların hisse satışları anlamında da önemli bir belirleyicidir. Hal böyle olunca ülke açısından da bankalar açısından da tercih edilmesi gereken, kredi notunun hep beraber yüksek olması ve en azından yatırım yapılabilir seviyenin altına düşmemesidir. Bunun ötesi lafı güzaftan ibarettir.
(Kaynak: Bugün Gazetesi | 21.03.2012)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.