8 Mart gününün açtığı ufuk / Tahsin Sınav

8 Mart 1857 tarihinde New York'ta daha iyi çalışma şartları talep ederek bir tekstil fabrikasında greve başlayan dokuma işçilerine polisin müdahalesi ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi sonrasında çıkan yangında, işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması üzerine, çoğu kadın olan 129 işçinin ölümü felaketi yaşanmıştır. Sözkonusu tarihteki tekstil fabrikası yangınında ölen bu kadın işçiler anısına, 8 Mart, Dünya Kadınlar Günü olarak kabul edilmiştir.

 

İnsanoğlu, kendini sürekli yeniden dokuyan yaratılış sürecinde kadının analık göreviyle aldığı rolü iyi anlayıp yorumlayarak, çalışma hayatında kadınlara pozitif ayrımcılık sağlayan yasal düzenlemeler yapılması hususunda, giderek süratli aşamalar kaydetmeye başlamış bulunmaktadır. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü de bu anlamdaki kazanımların önemli bir kilometre taşıdır. Batıdaki diğer sosyal gelişmeler gibi, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü de çekilen toplumsal acının oluşturduğu bir yenilenme süreci olarak algılanmalı ve zorlu bir dönüşüm süreci olduğu kabul edilmelidir. Aynı süreci andıran olumsuzluklar tüm toplumlarca yaşanabilir. Ama yaşanmaması için tüm insanlığın çaba göstermesi gerekmiş ve böyle bir anlamlı gün, aynı varoluş sürecinde ana ve eş olan kadınlarımıza eşitliği bozmayan farklı bir üstünlük kurgusu oluşturmuştur. "Cennet, anaların ayağı altındadır" kutlu sözü de bu üstünlük kurgusunun hakkaniyet temelinde önemli bir yer tutmaktadır.

 

Bu anlamda Gazetemizde yer alan "AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış" haberinden bir alıntı yapmak istiyorum: "... Dünya Kadınlar Günü münasebetiyle Avrupa Parlamentosu'nda kadınlara çiçek dağıttığını hatırlatan Bağış, İslam'ın kadınlara önem verdiğini, Batı'nın kadın hakları ve kadın-erkek eşitliği konusunda İslam âlemi ve özellikle Türkiye'ye kıyasla geri kaldığını, çünkü Türkiye'de kadınlar, 1930'lu yıllarda oy kullanırken 1950'li yıllarda Meclis'e aday olurken, Avrupa'nın birçok ülkesinde kadınların bu haklardan mahrum olduğunu söyledi. / Bağış, kadının İslam'daki konumu ile ilgili olarak da şunları kaydetti: Biz, hanımı iş kadını olan bir peygamberin ümmetiyiz. Kadın haklarını sağlayan gelenek ve örflerimiz belli. Ancak maalesef bir dönem İslam temellerinden uzak kaldık. Bunun için Müslüman toplumlarda kadın hakları konusunda bazen sorunlar yaşandı. O zaman bizim İslam'ın özüne dönmemiz gerekmektedir."Biz hanımı iş kadını olan peygamberin ümmetiyiz',

 

8 Mart Dünya Kadınlar Günü, Türkiye'de ilk kez 1921 yılında "Emekçi Kadınlar Günü" olarak kutlanmaya başlanmıştır. ("Çalışan kadınlar haklarını biliyor mu?"

 

Çalışan kadınların haklarını inceleme açısından "Sekiz Mart" gününün ufuk açıcı özelliği bulunmaktadır. Mevzuatımızı taradığımızda aşağıdaki hakları belirleyebiliriz.

 

-Çalışan kadınların işyerlerinde ayrımcılığa tabi tutulmaması gerekiyor. İş Kanununa göre işveren, cinsiyet veya gebelik nedeniyle doğrudan veya dolaylı farklı işlem yapamaz. Aynı veya eşit değerde bir iş için cinsiyet nedeniyle daha düşük ücret kararlaştırılamaz.

 

-İş Kanunu'na göre, maden ocakları ile kablo döşemesi, kanalizasyon ve tünel inşaatı gibi yeraltında veya su altında çalışılacak işlerde on sekiz yaşını doldurmamış erkek ve her yaştaki kadınların çalıştırılması yasaklanmıştır.

 

-Kadın işçiler, gebe olduklarının doktor raporuyla tespitinden itibaren doğuma kadar, emziren kadın işçiler ise doğum tarihinden başlamak üzere altı ay süre ile gece postalarında çalıştırılamazlar.

 

-Gebe işçilere gebelikleri süresince, periyodik kontrolleri için ücretli izin verilmesi gerekmektedir.

 

-Gebe işçinin doğumdan önce 8 (Çoğul gebelik halinde 2 hafta süre eklenir) ve doğumdan sonra 8 hafta olmak üzere toplam 16 haftalık süre için günlük kazancının üçte ikisi oranında geçici iş göremezlik ödeneği verilecektir. Erken doğum yapılması halinde ise, erken doğum yapılan süre doğum sonrasına eklenecek.

 

-Doğum yapan kadın işçiye isteği halinde, altı aya kadar ücretsiz izin verilmesi gerekmektedir.

 

-Kadın işçilere bir yaşından küçük çocuklarını emzirmeleri için günde toplam birbuçuk saat süt izni verilir. Bu süre günlük çalışma süresinden sayılır.

 

-Basın İş Kanunu'na göre, kadın gazetecinin hamileliği halinde hamileliğinin yedinci ayından itibaren doğumun ikinci ayının sonuna kadar izinli sayılacak ve bu süre zarfında gazeteciye son aldığı ücretin yarısı ödenecektir.

 

-4/a (SSK) sigortalısı kadınların doğum nedeniyle çalışamadıkları, en fazla iki doğum için geçerli olmak üzere, ikişer yıllık sürelerinin borçlandırılmasında sigortalının doğumdan önce 4/a bendi (SSK) kapsamında tescil edilmiş olması ve adına kısa ya da uzun vadeli sigorta kolları yönünden prim ödenmiş olması yeterli sayılmaktadır. Özellikle, sigortalı olunan tarihten önceki doğumlar için borçlanma hakkı verilmemesinden dolayı kadınlar mağdur ediliyor. Umarız bu mağduriyette en kısa zamanda giderilir.

 

-Kadınlar, ay hali günlerinde ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılamazlar. Bu günlerin sayısı 5 gün olarak hesap edilir. Ay halinin başlangıcı işçinin ihbar tarihidir.

 

-Kadın işçiler, evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde kendi rızası ile iş sözleşmesini sona erdirmesi durumunda kıdem tazminatı almaya hak kazanacaklardır. Ancak, bu durumda ayrıca ihbar tazminatı da ödenmeyecektir.

 

Toplumumuz, kadınlarımızın gayretiyle yeniden oluşumda başarılı olacaktır.

 

(Kaynak: Yeni Şafak | 12.03.2012)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.