“İş”in Gidişatı / Ufuk Çömez

 2011 Kasım ayı işsizlik verileri açıklandı…

TÜİK verilerine göre Türkiye'de 2011 yılı Kasım ayında mevsim etkilerinden arındırılmış işsizlik yüzde 9,3 olarak gerçekleşti. Açıklanan verilere göre istihdam edilenlerin sayısında bir önceki döneme göre 80 bin kişilik artış, işsiz sayısında ise 21 bin kişilik azalış meydana geldi. Böylece çalışanların toplam sayısı 24 milyon 267 bin kişiye ulaştı. Aynı dönem esas alınarak Maliye Bakanlığı tarafından hazırlanan verilere göre 2011 yılı dördüncü döneminde toplam kamu istihdamı 3 milyon 100 bin civarında oldu. Yani kamu sektörü toplamda çalışanların yüzde 12’sinin patronu oldu. Ücretliler açısından baktığımızda kamunun patronluğu yüzde 20 civarında.

Peki bu rakamları nasıl okumalıyız?

En başta bu rakamlar ekonomimiz açısından sevindirici. Çünkü 2005 yılından bu yana mevsim etkilerinden arındırılmış şekilde göstergeleri incelendiğimizde Kasım 2011’de son yedi yılın en düşük işsizlik seviyesinin gerçekleştiğini görüyoruz. Bunun yanında yeni işgücü yaratma potansiyelimiz de artış göstermekte. Ücretliler açısından kamu sektöründe çalışanların toplam ücretlilere oranı geçmiş yıllara göre azalmakta. Bu da hükümetin işsizliği önlemek için örneğine çok rastladığımız kamuyu şişirme politikasına yüz vermediğini gösteriyor.

İşsizlik tüm ekonomilerde üzerinde durulması gereken en temel ekonomik göstergelerden biri. Hem yerli hem de yabancı yatırımların istihdamı güçlü ülkelere yönelmesi kaçınılmaz. Çünkü bir ülkede üretim hacmi yükseliyor, işgücüne ihtiyaç artıyorsa bunun nedeni o ülkede mal ve hizmetlere olan talebin artmasıdır. Mal veya hizmetlere talebin artması da ancak tüketicinin satın alma gücünün artmasıyla gerçekleşebilir. İstihdamın artıyor olması örneğin sanayi yatırımcısına ürettiği malın satılacağını yani kar edeceğini gösterir. 

İstihdamın artması biz tüketiciler açısından da ülkeye ve geleceğe güven duyulması anlamında önemli.

Elbette bu konuda ülke olarak aşacağımız çok yol var. Örneğin Almanya’da Kasım 2011 için açıklanan işsizlik rakamları ise yüzde 5,5, Finlandiya yüzde 7, 5 civarında, krizden yeni çıkan ABD’de ise işsizlik yüzde 8 civarında seyretmekte, ancak Ocak ayında yeni yaratılan istihdam sayısı 243 bin kişi. Bu sebeple ülkede ileriye dönük ekonomik hayat öngörüleri değişti. Bu durumun işsizliği daha da aşağı çekmesi kaçınılmaz. Ancak Avrupa Birliği ortalaması Kasım 2011 verilerine göre bizden daha yüksek; yüzde 9,9 olarak gerçekleşti. Bulgaristan yüzde 11, Fransa yüzde 9,8 düzeyinde bir işsizlikle karşı karşıya. Dünyadaki genel duruma baktığımızda ülke olarak durumumuz harika değilse bile kötü değil.

Ekonomi yönetiminin son tahlilde tek ve en önemli amacı ülke refahını ve vatandaşın satın alma gücünü yükselterek güçlü bir ülke ve refah içinde yaşayan bir toplum meydana getirmektir. Başta iktidar ile ekonomi yönetiminin özel sektörle uyum içinde çalışması amacın gerçekleşmesinde en önemli etkendir. Bu sayede güven ortamı oluşarak ekonomik gelişmenin özel sektör tarafından gerçekleştirilmesinin önü açılmış olur. Bu sayede kamu sektörü her işsiz için vazgeçilmez iş kapısı olmaktan çıkar.

2007 yılından bu yana kamu istihdamında artışın 170 bin, özel kesim ücretli istihdam artışının ise 3.3 milyon olduğu düşünüldüğünde ne demek istediğimiz daha rahat anlaşılabilir.

(Kaynak: Bursa Haber | 22.02.2012)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.