Sanayiciler fahiş kira artışı yüzünden defterdarlık ile mahkemelik olacak

İstanbul Sanayi Odası Başkanı Tanıl Küçük

İSO'nun dün yapılan meclis toplantısında yeni bina yapımı için 10 yıl önce kiralanan 60 dönümlük arazinin kira bedelinin yaklaşık 13 kat artırıldığı ortaya çıktı. Dış Ticaret Kompleksi'nin tam karşısında bulunan araziye bina yapmak için imar izninde önemli bir yol kat eden İSO, 5 Aralık 2006'da İstanbul Defterdarlığı'ndan aldığı yazı ile şoka uğradı. Defterdarlık, gönderdiği yazıda arazinin kira bedelini 70 bin yeni liradan 537 bin yeni liraya çıkardığını bildirdi. Rakamı yüksek bulan İSO itiraz etti. Defterdarlıktan gelen ikinci yazı ise ikinci bir şok oldu. Önceki yazıda bir yanlışlık olduğunu belirten defterdarlık, gerçek kiranın 887 bin yeni lira olması gerektiğini duyurdu. Rakam karşısında şaşıran İSO Başkanı Tanıl Küçük, defterdarlığı ziyaret etti. Defterdarlık, arazi rayiç bedellerinin İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından belirlendiğini, bu yüzden kira artışı konusunda hiçbir şey yapamayacaklarını bildirdi. Bu gelişme üzerine oda, kira bedelini eski rakam üzerinden Milli Emlak'a ödedi, ardından fahiş kira artışı için Maliye Bakanlığı ve Milli Emlak Genel Müdürlüğü nezdinde itirazda bulundu. Gelecek cevap sonrasında Başkan Küçük, konuyu yargıya taşımaya hazırlanıyor. Küçük, "Hakkımızı devretmemiz söz konusu değil." dedi Modern binasının yapımı için İSO'nun mütevazı bütçesinin yeterli olmayacağına işaret eden Küçük, "Bu işi gerçekleştirmek için Odakule ve hizmet binamız var. Bu iki binaya talipler var. Karar alınca konuyu meclise getireceğiz ve tartışacağız." diye konuştu.

Devalüasyon istemiyoruz; ama kur artsın

Meclis toplantısında ekonomideki gelişmeler hakkında da bilgi veren Küçük, başta elektrik olmak üzere enerji ve işgücü maliyetleri, finansman sıkıntısı, kayıtdışılık, yüksek vergi yükü, yoğun bürokrasi gibi kamu kaynaklı sorunlarda iyileşme sağlanmadığının altını çizdi. Kurun da ihracatı destekleyen rekabetçi seviyelerde olmadığına dikkat çeken Küçük, sadece kur ayarlamaları temelinde rekabet gücü elde etmeyi beklemenin gerçekçi olmayacağını ancak diğer taraftan rekabetçi bir kur düzeyinin Türkiye şartlarında ihracatta başarı açısından önemli olduğuna dikkat çekerken "Bu söylemimiz kesinlikle bir devalüasyon talebi şeklinde algılanmamalıdır." dedi.