Zorunlu genel sağlık sigortasının yürürlüğe girmesiyle üzerinde durmaya fazlasıyla değer bulunan bu konulardan biri de genel sağlık sigortası kapsamında bakmakla yükümlü olunma şartlarını taşıyor olup olunmadığıdır. Zira bakmakla yükümlü olunan kişiler bedelsiz olarak genel sağlık sigortasından yararlanabilirken, 18 yaşından büyük diğer çocuklar için genel sağlık sigortası primi ödenmek durumunda kalınacak. 5510 sayılı Kanun birçok hüküm gibi çalışan veya emeklilerin eş ve çocuklarının sağlıktan yararlanmaları bakımından önemli olan “Bakmakla yükümlü olma” koşullarını değiştirmişti. Değişiklik 18 yaşına kadar olan çocukların haklarını değiştirmiyor, buna mukabil 8 yaş üstü çocukların sağlık yardımı alma hakların değiştiriyordu. Bu bağlamda kazanılmış hakların korunumu gereği 5510 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 01.10.2008 tarihinde 18 yaşını doldurmuş olan kız çocuklarının sağlık yardımından yararlanma hakkı bakımından önce kısmen ve sonra da 6111 sayılı Kanunla tamamen eski hakları iade edilmişti. Bu bakımdan ana-babası ister Bağ-Kur'lu olsun, ister Emekli Sandığı iştirakçisi olsun, ister SSK sigortalısı olsun, isterse özel banka sandığı sigortalısı olsun tüm kız çocuklarından 01.10.1990'dan önce doğmuş olanlar bu ayrık haktan faydalanmaya devam edecekler.
İşte bu ince nokta gibi bir başka ince noktaya daha Türk basınında yine ilk defa biz işaret edeceğiz. O da 01.10.2008 tarihi öncesinden beridir memur veya 399 sayılı KHK'ye tabi sözleşmeli personelin 18 yaşını doldurmuş erkek çocuğu olanların genel sağlık sigortası bakımından farklı haklarıdır. 01.10.1990'dan önce doğmuş bulunan ve 01.10.2008 tarihinde 18 yaşından büyük olan erkek çocuklar diğer çalışan veya emekli çocuklarından farklı olarak eğitim hayatlarına son vermiş olsalar dahi, işsiz ve bekar iseler 25 yaşını dolduruncaya kadar memur veya 399 sayılı KHK'ye tabi sözleşmeli personel olan anne veya babalarından dolayı sağlık yardımından yararlanmaya devam edebileceklerdir. Uygulamanın yasal dayanağı 657 sayılı Kanunun tedavi yardımı hakkını aile yardımı ödeneğine dayandırması ve aile yardımı ödeneğine müstehaklıkta 18-25 yaş arası çocuklar için eğitimlerinin devam edip etmeyeceğini aramamasıdır. Dolayısıyla Emekli Sandığı iştirakçiliğinden 5510/4/C sigortalılığına geçiş yapmış memur veya 399'luların 01.10.1990'dan önce doğmuş erkek çocukları eğitim yaşamına devam şartı olmaksızın 25 yaşını dolduruncaya kadar zorunlu GSS primi ödemeden genel sağlık sigortasından faydalanmaya devam edebilecekler, sadece evlenme veya çalışmaya başlama halinde ebeveynlerinden GSS hakkı sona erecektir.
Soru: 1980 doğumluyum. Babamın sağlık sigortasından yararlanıyor iken 2006 yılında çalışmaya başladım. Sonra 2008'de işten çıktığımda babamın sigortasından artık yararlanamayacağımı öğrendim. 2009 yılında tekrar çalışmaya başladım. İki yıl sonra üniversite öğrencisi olduğum için işi bıraktım. Şimdi 25 yaşını aşmış çalışmayan bir üniversite öğrencisiyim. Babamın sağlık sigortasından yararlanabiliyor muyum? Bu yeni yasa bağlamında yapmam gereken bir şey var mı? Kaymakamlığa gelir tespiti için dilekçe vermesi gereken grup içinde miyim? Ayşe ASLAN
Cevap: Sigortalıların 01.10.1990'dan önce doğmuş kız çocukları 5510 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 01.10.2008 tarihinden itibaren sigortalı anne-babalarında dolayı sağlık yardımı hakkına sahip bulunuyorlardı. Bunların daha sonra işe girip çıkması yahut evlenip boşanmaları halinde bakmakla yükümlü olunan kişi olarak sağlık yardımı hakları sona eriyordu. Ancak 6111 sayılı Torba Kanunla yapılan değişiklikle kız çocuklarının bu hakları tam korumaya alındı. Bu nedenle sigortalı veya emeklinin 01.10.1990 tarihinden önce doğmuş kız çocuğu olarak işsiz kaldığınızda aynı zamanda bekar olmak kaydıyla kaç yaşına gelirseniz gelin babanızdan dolayı sağlık yardımı almaya devam edebileceksiniz. Gelir tespiti yapmanız gerekmiyor.
Yurtdışında İkamet Edenlerin GSS Durumu
Soru: 10.12.2011 tarihinden beri İngiltere'de yaşıyorum. Buraya 6 aylık vize ile gelmekle birlikte Nisan 2012'de İngiltere'de evlenip burada yaşamaya devam edeceğim. Bu sebeple, sigortalı olarak çalıştığım Türkiye'deki işimden 31.10.2011 tarihinde resmi olarak ayrıldım. Bütün bunlara beraber ikamet adresim hala İstanbul'da gözüküyor. Bu durumda herhangi bir sorumlulukla karşılaşmama için ne yapmam gerekiyor? Burcu OĞUZ
Cevap: Genel sağlık sigortası bakımından herhangi bir sorumlulukla karşılaşmamanız bakımından yapmanız gereken bizzat kendiniz veya Türkiye'deki bir yakınınız tarafından, Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS)'den ikametgâh adresinizi yurtdışındaki adresiniz olarak güncelletmektir. Bunu yapmanız halinde zorunlu genel sağlık sigortası kapsamında sayılmayacaksınız. Ancak, sigorta şemsiyesi dışında kalan, bakmakla yükümlü bulunduğunuz kişiler (Ana, baba gibi) varsa bunlar 5510 sayılı Kanunun 60/g bendi kapsamında tescil edilecek olup, sigorta ve dolayısıyla sağlık şemsiyesi altında değillerse bunlar için gelir testi yapılması gereği söz konusu olacaktır.
(Kaynak: Sözcü Gazetesi | 24.01.2012)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.