Çarşamba günü kasım ayı cari açık rakamları açıklandı.
Kasım ayında beklentilerin de altında bir cari açık gerçekleşmesi oldu. Rakam 5,18 milyar dolar. Bundan daha önemlisi ilk defa yıllık bazda cari açık rakamı azalış eğilimine girmiş oldu. Geçen ay sonu itibarıyla yıllık bazda 78,6 ile en yüksek düzeye ulaşan rakam, kasım ayı sonunda 77,8 milyar dolara gerilemiş oldu.
Aylık bazda, yılın en düşük ikinci cari açık rakamı ekim ayında görülmüştü. Hatırlatacak olursak bu yıl aylık bazda en düşük cari açık rakamı 4,01 milyar dolar ile ağustos ayında gerçekleşmişti. Ekim ayında ise rakam 4,16 milyar dolar olmuştu. Duruma dış ticaret açığı açısından baktığımızda ise ocak ve şubat ayından sonra en düşük dış ticaret açığı 6,26 milyar dolar ile kasım ayında gerçekleşti.
Kasım ayında ekim ayından farklı olarak cari açığın finansmanında bir sorun olmadığı görüldü. Hatırlanacağı üzere ekim ayında cari açık rakamı düşük olduğu halde finansmanında Merkez Bankası döviz rezervlerinden karşılanan önemli bir kısım olmuştu. Bu da, döviz girişinde sıkıntı olursa Merkez Bankasıkaynakları ile bu açığın nereye kadar finanse edilmesi mümkün olacak gibi bir eleştiriye de neden olmuştu.
Cari açık rakamları ve bunun finansmanına aylık bazda bakmaktan ziyade genel eğilimi görmek ve ona göre değerlendirmede bulunmak daha doğru olur. Bu anlamda bakıldığında, genel eğilimdeki en önemli nokta, cari açıkta net olarak azalış trendine girildiğidir. Zaten ekim ayı sonuçları gelene kadar dikkatlerin en fazla üzerinde olduğu konu cari açık iken, konu artık gündemin arka sıralarına doğru gerilemiş durumda.
Normal gün-istisnai gün tartışması
Şimdi gündemin baş sırasındaki tartışma "normal gün-istisnai gün" tanımlaması ve Merkez Bankası'nın istisnai gün olarak açıkladığı 29 Aralık-4 Ocak arasındaki günlerde piyasaya doğrudan müdahaleler yoluyla döviz kurunu dengeleme girişimiydi. Merkez Bankası'nın kararlı tutumu sayesinde şimdilerde artık bu da gündemden düşmeye başladı. Yıl sonu kur müdahalesi Merkez Bankası'nın yeni Başkanı Erdem Başçı'nın piyasalar tarafından en bariz teste tabi tutulduğu bir dönemi oluşturmuştu. Net olarak görüldü ki, Merkez Bankası elindeki veriler ile piyasadaki hareketlenmenin dış konjonktürden kaynaklanan bir gelişme mi yoksa içerideki bazı spekülatif hareketlerin bir sonucu mu olduğunu ayrıştırabiliyor ve hareketini ona göre ayarlayabiliyor.
Rezervler yeterli mi?
Merkez Bankası elbette gerektiğinde dış konjonktürden kaynaklanan durumlarda da piyasaya doğrudan müdahalede bulunabilir. Bunun için en önemli ölçü dış konjonktürden kaynaklanan oynaklığın arızi bir durum olmasıdır. Bu anlamda istisnai gün tanımına uyan bir dış gelişme olduğunda Merkez müdahalede bulunabilir. Önemli olan bu arızi değişimler ile piyasadaki bekleyişlerin ani bir şekilde kötüleşmesine izin verilmemesidir. Zaten yapılmaya çalışılan da budur. Bunun için Merkez'in rezervleri de yeterlidir.
(Kaynak: Bugün Gazetesi | 13.01.2012)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.