Değerli DÜNYA okurları, yurt dışından hizmet alan, dolayısıyla, yabancı ülkeden gelen faturayı kaydına alıp, ödemeyi daha sonra yapan şirketlerin tamamının karşı karşıya kaldığı sorunların başında oluşan kur farkının sorumlu sıfatıyla KDV (SS KDV) ve sorumlu sıfatıyla stopaja (SS Stopaj) tabi tutulup tutulmayacağı konusu gelmektedir.
Uygulamada yaygın olarak yabancı hizmet faturalarının kur farkları da SS KDV ve SS Stopaja tabi tutulmaktadır.
Oysa aşağıda sizinle paylaşacağım bir mukteza ve Danıştay kararından görüleceği üzere bu kur farkları üzerinden ilave SS Stopaj hesaplamak mükerrer vergileme olarak nitelendirilmiştir.
T.C.
MALİYE BAKANLIĞI
Gelirler Genel Müdürlüğü
SAYI: B.07.0.GEL.0.49/4922-29
KONU:
İLGİ: 11.03.1999 tarih ve YMM 12-P/2398 sayılı yazınız.
Yazınızda, ABD'nde yerleşik bir şirkete yapacağınız gayri maddi hak bedeli ödemesinde, bedelin tahakkuku ve ödemenin yapıldığı tarihlerin farklı olması nedeniyle oluşan kur farkı üzerinden de vergileme yapılması durumunda, dar mükellef kurumun Türkiye-ABD Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması'nın 12'nci maddesinde öngörülen %10'luk azami vergi oranının üzerinde bir vergi yüküne muhatap olduğu belirtilerek; kur farkı üzerinden vergileme yapılıp yapılmayacağı konusunda görüşümüzün açıklanması istenilmektedir.
………………
………………
İç mevzuatımızda gayri maddi hak bedelleri için öngörülen vergi oranları yerine söz konusu anlaşmada öngörülen oranların uygulanabilmesi için ABD şirketinin anlaşmanın 5'inci maddesi çerçevesinde bir işyerine sahip olmaması ve gayri maddi hak bedeli ödemesi ile bu işyeri arasında etkin bir bağ bulunmaması gerekmektedir. Böyle bir bağ olması durumunda gayri maddi hak bedeli ödemeleri anlaşmanın ticari kazanç hakkındaki hükümlerine göre vergilendirilecektir. Bir başka ifadeyle bu ödemeler anlaşmadaki oranlarda değil, işyerinin ticari kazancına dahil edilerek iç mevzuatımızın öngördüğü şekil ve oranlarda vergilendirilecektir.
Diğer taraftan, anılan anlaşmanın 12'nci maddesinin 1 inci fıkrasında geçen "…… ödenen gayri maddi hak bedelleri…."i ifadesi ile ilgili olarak ödemenin ne zaman yapılmış sayılacağına ilişkin anlaşmada özel bir düzenleme yer almamakta ancak aynı maddenin 2'nci fıkrasında kaynak ülkede yapılan azami vergilemenin (%10 veya %5) bu kaynak ülke mevzuatına göre yapılacağı belirtilmektedir.
Bu durumda, söz konusu ödemenin ne zaman yapıldığı ve nasıl vergilendirileceği hususunun Türk mevzuatına göre değerlendirilmesi gerekmektedir.
İlgi yazıda, ABD şirketinin gayri maddi hak bedeli ödemesinin tahakkukunu daha önce, fiili ödemenin ise daha sonra yapıldığı anlaşılmaktadır.
Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 24'üncü maddesinde ise dar mükellefiyete tabi olan kurumlara bu maddede belirtilen kazanç ve iratları sağlayanların, nakden veya hesaben ödedikleri veya tahakkuk ettirdikleri kazanç ve iratlardan kurumlar vergisi tevkifatı yapmaya mecbur oldukları ve kestikleri kurumlar vergisine müteakip ayın 20 nci günü akşamına kadar bağlı bulundukları vergi dairesine yatırmaları öngörülmektedir.
Bu hüküm karşısında, ABD'deki şirkete Türkiye kaynaklı yapılacak ödemelerde, ödemenin tahakkuk ettirilmesi durumunda Türkiye'deki teşebbüs kayıtlarında gider olarak yer alması nedeniyle, söz konusu gayri maddi hak bedelinin Türkiye'de doğduğu tarihin tahakkukun yapıldığı tarih olarak dikkate alınması ve olayına göre Anlaşmada belirtilen oranlarda vergi tevkifatının yapılması gerekmektedir.
Diğer taraftan, mükerrer vergilemeye yol açması nedeniyle fiili ödeme sırasında ayrıca bir vergi tevkifatının yapılmaması gerekir.
Danıştay Dördüncü Daire
Tarih : 18.11.2003
Esas No : 2002/39
Karar No: 2003/2963
İstemin Özeti: Kasım 2000 ayı muhtasar beyannamesini, Amerika Birleşik Devletleri'nde mukim bir firmaya yaptığı royalty bedelleri üzerinden fatura tarihi ile ödeme tarihi arasında geçen süre için hesaplanan kur farkı üzerinden tevkifat yapılamayacağı ihtirazi kaydıyla veren davacı, tahakkuk ettirilen gelir (stopaj) ve fon payının kaldırılması istemiyle dava açmıştır. (….) Vergi Mahkemesi; Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 24'üncü maddesinde dar mükellefiyete tabi kurumların ticari, zirai ve diğer kazanç ve iratları dışında kalan kazanç ve iratları ile telif, imtiyaz, ihtira, işletme ticaret unvanı, alameti farika ve benzeri gayrimaddi hakların devir ve temliki mukabilinde alınan bedellerin tevkifata tabi tutulacağının belirtildiği, tevkifat sorumluluğundan söz edilebilmesi için dar mükellef kurumun maddede sayılan türden bir gelir elde etmesi gerektiği, davacı kurumun kanun ve anlaşma hükümleri gereğince royalty borcuna ilişkin fatura bedelinin kayıtlara intikal ettirildiği tarihte bu bedel üzerinden tevkifat yaptığı ve beyan ettiği, ancak tahakkuk tarihi ile ödeme tarihi arasında gerçekleşen kur farkının vergilendirilmesinin mükerrer vergilendirmeye yol açacağı, bu hususun Gelirler Genel Müdürlüğü'nün 30.11.2000 tarih ve 56393 sayılı yazısı ile teyit edildiği gerekçesiyle vergi ve fon payının kaldırılmasına karar vermiştir. Vergi Dairesi Müdürlüğü, yapılan tahakkukun kanuna uygun olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.
Karar: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir.
Bu nedenle, temyiz isteminin reddine oybirliğiyle karar verildi.
(Kaynak: Dünya Gazetesi | 17.12.2011)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.