Memuriyetten emekli olanlara emekli ikramiyesi ödenip ödenmeyeceğinin tespitinde gerekçesi ne olursa olsun istifa edip etmediğine değil, Emekli Sandığı’ndan emekli aylığı başvurusu yapmadan önce hizmet süresinin son defa Emekli Sandığı’na kesenek ödemek suretiyle geçip geçmediğine bakılıyordu. 2009 yılına kadar bu uygulama böylece devam etti. 2009 yılında Anayasa Mahkemesinin 05.02.2009 tarihli ve E.: 2005/40, K.: 2009/17 sayılı Kararı ile 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanunun 12 nci maddesi gereğince farklı sigortalılık statülerine tabi olarak geçen hizmetlerin birleştirilmesi sonucunda aylık bağlananlara emekli ikramiyesi ödenebilmesi için son defa T.C. Emekli Sandığı'na tabi görevlerden emekliye ayrılmış olmak şartı iptal edildi ve iptal kararı 05.06.2010 tarihinde yürürlüğe girdi.
İptal kararı yürürlüğe girer girmez 01.06.2010 tarihinden geçerli olarak yürürlüğe giren 16.06.2010 tarihli ve 5997 sayılı Kanunla aynı yasaklayıcı hüküm bu defa 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu’na konuldu. Bu değişiklikle de devlet memurluğu statüsünde geçen sürelere karşılık emeklilik ikramiyesi ödenebilmesi için yine son defa 5434 sayılı Kanun veya 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun geçici 4 üncü maddesi hükümlerinin uygulanmasını gerektiren görevlerde bulunmuş olmak şartının aranması düzenlendi. Bu düzenleme de Anayasa Mahkemesi tarafından 12.5.2011 tarihli ve E.: 2010/81, K.: 2011/78 sayılı Kararı ile iptal edildi.
09.07.2011 tarihinden sonra SSK, Bağ-Kur, özel banka sandıkları veya Emekli Sandığı’ndan emekli olanlardan çalışma sürelerinin bir kısmı memuriyette geçmiş olanların ikramiye istekleri kabul edilmeye başlandı. Fakat 09.07.2011 tarihinden önce emekli olanlar için emekli ikramiyesi ödenmemeye devam etti. Bu kapsamdaki kişilerden bir kısmı dava açtı, fakat kazananların da ikramiyesi emekli oldukları tarihteki memur maaş ve taban aylık katsayılarından ödenince eski emekliler için ikramiye komik düzeylerde kaldı. İşte bu noktada TBMM’ye sevk edilen tasarı eski memurlara ikramiye yolunu büyük ölçüde tıkıyor.
Gündemdeki yeni Tasarı ile 5434 sayılı Kanunun 89 uncu maddesinde yapılan değişiklikle mülga 2829 sayılı Kanunun 8 inci maddesi uyarınca birleştirilen hizmet süreleri üzerinden aylık bağlanacakların memuriyet hizmetlerine emekli ikramiyesi ödenmesine ilişkin esaslar 1475 sayılı İş Kanununun 14 üncü maddesi ile düzenlenen kıdem tazminatı ödenmesine ilişkin esaslara paralel bir düzenlemeye tabi tutulması öngörülüyor. Bu suretle, söz konusu şartlan taşıyanların son defa kamu görevlisi olup olmadığına bakılmaksızın emekli ikramiyesinden yararlandırılmaları düzenleniyor.
1475 sayılı Kanuna göre yansıtma yapıldığında tasarı kanunlaştıktan sonra ikramiye zaten ödenen normal emeklilik veya memurun ölümü halleri dışında emekli ikramiyesine hak kazanacakları şöyle tasnif etmek mümkün olacak:
1. Muvazzaf askerlik hizmeti dolayısıyla memuriyetten ayrılıp askerlikten sonra dönmemiş olmak,
2. 15 yıl ve en az 5 bin 400 günü tamamlayarak istifa etmek,
3. Kadın memurun evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde kendi arzusu ile memuriyetten çekilmiş olması,
hallerinde hangi kurumdan olursa olsun emekli edildiği tarihte ödenecek. Kurumu tarafından memuriyetten çıkarılmış olması durumunda ikramiye ödenmeyecek.
İş Kanununa öykünülmesine dayanarak, kurumlarınca haksız yere memuriyetten çıkartılanlar veya maaşının yahut bazı sosyal haklarının ödenmemesi gibi birtakım haklı nedenle istifa edenlere de ikramiye öngürüleceği çıkarsaması yapılabilirse de memurlar için uygulamada bunların bir anlamı bulunmamaktadır. Zira haksız nedenle memuriyetten çıkartılan memur yargı yoluyla zaten memuriyete dönebilmekte, mevzuatta belirtilen haklarının verilmediğinden istifa hali pratikte zaten söz konusu olmamaktadır.
Hak kazanma bakımından kıdem tazminatına benzetilen Emekli İkramiyesinde ödeme usulü kıdem tazminatına benzemeyecek ve bu bağlamda bir yıldan artakalan kısımlar için ikramiye ödenmeyecek. Emekli ikramiyesi, 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu veya 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi kapsamına giren görevlerde (Eski emekli Sandığı iştirakçilerinden 5510 sayılı Kanuna göre 4/c sigortalısı olanlar) geçen her tam fiili hizmet yılı ile sınırlı olarak bu görevlerden ayrıldıkları tarihteki emeklilik keseneğine esas aylık tutarı üzerinden ve aylığın başlangıç tarihindeki katsayılar dikkate alınarak ödenecek.
Durumları kıdem tazminatına hak kazanma şartları bakımından yukarıda belirttiğimiz hallere uymayıp memuriyet süreleri karşılığında ikramiye bekleyen SSK veya Bağ-Kur emeklileri için tek bir pratik çözüm kalıyor: O da şayet SGDP’ye tabi hizmet akdiyle çalışıyorsa aylığını kestirip bir süre normal çalışmak ve sonra yeniden emekli aylığı başvurusu yapmak. Tabii bütün bunları halen TBMM'de bulunan tasarının yasalaşmasından önce kotarmak şartıyla. Emekli aylığına hak kazanmış durumda olmayanlar için yapılacak ise bir şey bulunmuyor, zira emekli ikramiyesi emekliliği hak etmeden yasal olarak zaten ödenmiyor.
Soru: 15.10.1964 doğumluyum. 1984-1986 yılları arasında 18 ay askerlik yaptıktan sonra 22.05.1989'da Bağ-Kur sigortalılığına başladım. Bağ-Kur'u kapattıktan sonra 15.02.1994'te SSK statüsüne geçtim ve halen SSK'lı olarak çalışmaktayım. Askerliğimin ne kadarını borçlanırsam en erken ne zaman emekli olurum? R.SEL
Cevap: Askerlik sürenizin 7 ay kadarını borçlanırsanız 24.05.1988-23.11.1989 tarihleri arasındaki sigorta başlangıcınızla SSK'lılıktan emeklilik bakımından 51 yaş ve 5 bin 450 güne tabi olursunuz. 5 bin 450 günü tamamlamış olmak şartıyla en erken 15.10.2015 tarihinde emekli olabilirsiniz.
(Kaynak: Sözcü Gazetesi | 15.12.2011)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.