Kayıtdışı ekonomiyle mücadele, ortaya çıkardığı kamusal gelir kaybı ve haksız rekabet nedeniyle her dönem hükümetlerin öncelikli maddeleri arasında yer alıyor. Bununla beraber, konu ile mücadele anlamında somut adımlar atılamıyor. Mücadele yapıldığında ise 'kayıtlı kayıtdışılık' hedef alınıyor.
KAYITLI KAYITDIŞILIK
Kayıtdışı ekonomi karşımıza iki şekilde çıkıyor. İlki, hiçbir şekilde kayıtlara girmeyen vergi ve sigorta primi yönünden tamamen kamunun bilgisi dışında yer alan kayıtdışılık. İkincisi ise kamunun bilgisi dahilinde olmasına karşın vergi ve prim matrahının gerçekte olduğundan daha az gösterilmesi şeklinde karşımıza çıkan 'kayıtlı kayıtdışılık'. Kayıtlı kayıtdışılık, gelir kaybına neden olmasına rağmen kamuya az da olsa kaynak sağlamsı yönüyle diğerine göre 'kötünün iyisi' durumunda. Şimdiye kadar yapılan mücadele, genellikle kayıtlı olanlarla yapıldı.
VERGİSEL KAYITDIŞILIĞIN YAPTIRIMI
Vergi mükellefi olması gerekenlerin herhangi bir bildirimde bulunmaksızın faaliyette bulunduklarının tespiti halinde, bunlara takdir komisyonları tarafından belirlenen matrah üzerinden vergi tarh ediliyor ve vergi ziyaı cezası kesiliyor. Kesilen ceza için uzlaşmaya başvurulduğunda, cezanın büyük bir bölümü kalkıyor. Bu yapı ile denetimlerin yetersizliği bir arada düşünüldüğünde, sistemin caydırıcılığı kalmıyor. Cezanın caydırıcı olmamasının yanı sıra sistemde harcamanın kaynağını sorgulayacak bir araç da olmaması ayrı bir handikap.
TASLAKTAKİ DÜZENLEME
Maliye Bakanlığınca başta Vergi Usul Kanunu (VUK) olmak üzere birçok vergi kanununun yeniden yazılmasıyla ilgili çalışma yürütülüyor. Çalışmalar, VUK ile ilgili bir taslağı ortaya çıkarmış durumda. Taslakda, vergiye tabi olmayı gerektiren bir faaliyetin idareye bildirilmemesinin kaçakçılık suçu kapsamına alınması öngörülüyor.
Taslağa göre, 'fiilen işe başlanmasına rağmen işe başlama bildiriminde bulunmayanlar veya mükellefiyet tesis ettirmeyenler' kaçakçılık suçu işlemiş sayılacaklar. Bize göre, böyle bir düzenlemenin hayata geçmesi kayıtdışılıkla mücadele için oldukça önemli bir adım.
VERİLECEK CEZA
İşe başlamanın bildirilmemesi veya mükellefiyet tesis ettirilmediğinin tespit edilmesi halinde, bu durumdakiler hakkında rapor düzenlenecek ve bu rapor üzerine düzenlenen mütalaa ile birlikte Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusuna bulunulacak. Asliye ceza mahkemesinde açılan kamu davası konucunda ilgililer hakkında 18 aydan 3 yıla kadar hapis cezası verilebilecek.
Uygulanacak yaptırım sadece hapis cezasıyla da kalmayacak. Ayrıca takdir edilecek matrah üzerinden hesaplanan verginin 3 katı tutarında vergi kaçakçılığı cezası kesilecek. Para cezası, daha önce verginin 1 katı olarak uygulanıyordu. Çoğunlukla kesilen para cezalarının büyük bir bölümü uzlaşma sonucunda kalkıyordu. Taslakta öngörülen düzenlemeyi son derece isabetli buluyoruz. Bu düzenleme, vergisel kayıtdışılıkla mücadele açısından önemli bir araç olarak kullanılabilir. Dolayısıyla zaman kaybedilmeden yasalaşarak uygulamaya konulması gerektiği düşüncesindeyiz.
Apartman yöneticisine ücret ödenmesi
Apartman yöneticisine ücret ödenmesi, yönetim planında veya kendisiyle yapılan sözleşmeyle kararlaştırılabilir. Böyle bir belirleme yapılmamış olsa bile, yönetici kat maliklerinden makul bir ücret isteyebilir. Kat malikleri kurulu, kat malikleri arasından atanmış yöneticinin normal yönetim giderlerine katılıp katılmayacağı, katılacaksa, ne oranda katılacağını kararlaştırır. Bu yolda, bir karar alınmamış ve ücret ödemesi de yapılmıyor ise yönetici, yönetim süresince kendisine düşen normal yönetim giderlerinin yarısına katılmaz.
İsteğe bağlı prim ödeme sürenizin tamamı dikkate alınacak
Ben 01 Aralık 1987 tarihinde Emekli Sandığı üzerinden ilk işe girişimi yaptım. Daha sonra Emekli Sandığı ve SSK üzerinden çalıştım. Ekim 1997 ile Şubat 2002 arasında 4 yıl 6 ay yani 54 ay isteğe bağlı Bağ-Kur ödedim. Akabinde tekrar SSK'lı olarak çalıştım. Benim 54 ay ödediğim isteğe bağlı Bağ-Kur ödemesinin 2008 öncesi olması nedeniyle tamamı mı emekliliğime sayılacak yoksa ödeme hangi tarihte olursa olsun sadece 41 ay mı sayılacak? L. Erdoğan
İsteğe bağlı sigortalı olarak prim ödediğiniz sürenin 41 ayı değil, tamamı prim ödeme süresi olarak dikkate alınır (emekliliğinize sayılır). Sözünü ettiğiniz cevaptaki durum, birden fazla statüde prim ödemesi olup da SSK'dan emekli olmak isteyen sigortalı ile ilgili. Birden fazla statüde prim ödeyenlerin hangi statüden emekli olacakları son yedi yıllık fiili prim ödeme süresine göre belirleniyor. Son yedi yılda (2520 günde) en fazla hangi statüden prim ödenmiş ise o statüden emekli olunuyor. Son yedi yılda hem isteğe bağlı sigortaya (Bağ-Kur'a) hem de SSK'ya prim ödemesi olan sigortalının SSK statüsünden emekli olabilmesi için isteğe bağlı sigortalı olarak prim ödediği sürenin 41 ayı geçmemesi gerekiyor. 41 ayı geçerse, isteğe bağlı prim ödediği sürenin tamamı dikkate alınır. Bu durumda son yedi yılda daha çok isteğe bağlı sigortaya prim ödemiş olacağı için de SSK değil, Bağ-kur statüsünden emekli olmak zorunda kalır.
GÜNÜN SÖZÜ
'Beklemekte olduğun şey, ancak onu beklemeyi unuttuğunda gerçekleşir. Bu, evrenin 'sen bakarken soyunamıyorum' deme şeklidir.' Küçük İskender
(Kaynak: Akşam Gazetesi | 13.12.2011)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.