Kasım ayı enflasyon rakamları piyasa beklentilerinin biraz üzerinde gerçekleşti.
Aylık bazda TÜFE 1,73, ÜFE ise yüzde 0,65 artış gösterdi. 11 aylık rakamın yüzde 9,82 olmasıyla, aralık ayı fiyat artışı beklentisi de negatif olmadığından yıllık TÜFE artışının yüzde 10'un üzerinde gerçekleşeceği neredeyse kesinleşmiş oldu. Aslında bir süredir ÜFE yıllık bazda çift hanelerde seyrediyordu ve bunun TÜFE'yi de yukarı çekmesi zaten beklenen bir gelişmeydi. Bu durumda Merkez Bankası'nın 2011 yılı başında öngördüğü enflasyon hedefi neredeyse yüzde yüz sapmış oldu. Ancak bu sapma zaten bilinen bir şeydi ve Merkez Bankası da uzunca bir süredir bu hedefini revize etmiş durumdaydı.
Psikolojik sınır aşılacak mı?
Şimdi can alıcı soru, enflasyondaki psikolojik sınır yukarı doğru kırılacak mı sorusudur.
Hemen söyleyelim şu an için dünya ve özellikle de AB konjonktürüne baktığımızda dünyanın kısa vadedeki sorunu enflasyondan ziyade ekonomik daralma veya düşük büyümedir. Bizim dış ticaretimiz içerisinde halen önemli bir yer tutan AB ekonomisinde ekonomik krizden çıkışa yönelik net bir yön henüz çizilememiş durumda. Bunun için 8-9 Aralık zirvesi daha belirleyici olacak. Ama İtalya başta olmak üzere krizdeki ülkelerin kemer sıkma politikalarını yürürlüğe koymaya başladıkları bir ortamda AB'de maliye politikası önlemlerinde de belli bir ortak karar sürecinin bu zirvenin ardından biraz daha belirginleşeceği en büyük beklenti.
Bizde ise Merkez Bankası, bize göre haklı olarak, zaten sadece fiyat istikrarı değil finansal istikrarı önemseyen bir politika izlemeye başlamıştı. Bunun sonucunda da doğal olarak başta döviz kurlarındaki yükseliş olmak üzere, arkasından da ÖTV artışları ve özellikle tekstil konusundaki ithalat önlemleri iç piyasada fiyatların biraz yukarı gitmesini kaçınılmaz kıldı. Zaten Merkez Bankası'nın kasım ayı enflasyon raporundan da görüleceği üzere TÜFE'de yıllık bazda en önemli artışın gerçekleştiği ana kalemler olarak yüzde 19,14 ile çeşitli mal ve hizmetler gelmektedir. Bu kalemin enflasyon içindeki ağırlığı yüzde 3,61'dir. Yani bu kalemin yıllık enflasyona etkisi 0,69 puan olmuştur. Bundan sonraki en yüksek artış kalemi de sırasıyla yüzde 18,56 ile tütün ve alkollü içecekler, yüzde 13,22 ile ulaştırma, yüzde 11,09 ile ev eşyası olmuştur. Bu üç kalemin yıllık enflasyon içindeki payları da sırasıyla 2,81, 0,78 ve 0,78 puan şeklinde olmuştur. Daha açık olarak söylersek yıllık bazda yüzde 9,48 olarak gerçekleşen enflasyonun 5,06 puanlık bölümü yani yarıdan fazlasını bu dört kalem oluşturmuştur. Enflasyon üzerinde ana yükseliş kalemlerindeki en yüksek pay alan ulaştırmada, hem petrol fiyatları hem de döviz kurundaki artışın etkisi net olarak görülmektedir.
2012 öngörümüz
Şimdi bu rakamlara bakarak 2012 yılı için bir tahmin yapmaya çalışırsak;
· 2012 yılının ilk aylarında da yıllık bazda TÜFE çift rakamlı olabilecektir.
· 2012 ikinci çeyreğinden itibaren enflasyon rakamlarında gerileme görülecektir.
· Yılın ikinci yarısında büyüme hedefinin orta vadeli plan doğrultusunda gerçekleştirilmesi daha öncelikli hedef haline gelecektir.
· Yıllık bazda enflasyon orta vadeli plan hedefinin biraz üzerinde ama tek haneli olarak gerçekleşecektir.
Elbette temennimiz hem enflasyon hem de büyüme hedefinin aynı anda tutturulmasıdır. Ama ortada cari açık gibi önemli bir hastalığımız varken bu iki hedefi de birebir tutturmak elbette kolay olmayacaktır.
(Kaynak: Bugün Gazetesi | 07.12.2011)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.