Borçlunun vadesinde ödeme yapmaması veya yapamaması halinde, borcun tahsili için alacaklı icra yoluna gidebiliyor. Yeri gelmişken belirtelim, borçlunun malvarlığına haciz konulması ceza değil; bir tahsil yöntemidir. Dolayısıyla, borcun ödenmesini sağlamak amacıyla borçlunun bütün mal varlığına el konulması söz konusu değil. Başka bir deyişle, borçluya ait bazı mallar haczedilemiyor. Bunlardan birisi de 'borçlunun haline münasip tek evi'.
Borçlunun haline münasip tek evinin haczedilemeyeceği; hem İcra ve İflas Kanunu'nda (m. 82/12), hem de Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'da (m. 70/11) yer alıyor. Yani, hale münasip evin haczedilemezlik kuralı hem özel borçlar hem de kamu borçları için geçerli.
HALİNE MÜNASİP EV KAVRAMI
Buradaki 'ev' kavramı, konut olarak kullanılmaya elverişli olan yerleri ifade etmek üzere kullanılıyor. Haczedilemezlik kuralı açısından konutun; bağımsız konut, kat mülkiyeti, elbirliği veya birlikte mülkiyete konu olmasının önemi yoktur. Buna karşılık, boş arsa konut sayılmaz ve dolayısıyla arsanın haczedilmesi mümkün. Ancak, arsa üzerine bina inşa edilmekte ise, borçlu bu yapının kendisine konut olarak verilmesini talep edebiliyor.
Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı, borçlunun haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Burada 'aile' terimi, geniş anlamda kullanılmış olup, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsıyor. Borçlunun haline münasip birden fazla evi bulunması halinde haczedilemezlik sadece tek ev için söz konusu.
BAŞVURU GEREKİYOR
Uygulamada, borçlunun evinin haline münasip tek evi olup olmadığı dikkate alınmaksızın haciz uygulandığına tanık oluyoruz. Bu durumda, borçlunun haczi uygulayan birime 'haczedilemezlik şikayetinde' bulunması gerekiyor. Bu şikayet, haczi uygulayan birime hitaben yazılmış dilekçe ile yapılıyor.
Eğer borçlu hakkında birden fazla icra takibi varsa her bir takip için ayrı ayrı haczedilemezlik şikayetinde bulunması gerekiyor. Dilekçe ile yapılan başvuru sırasında ispat kolaylığı bakımından evrak kayıt numarasının alınarak bir yere not edilmesinde yarar var.
KONUT KREDİSİYLE ALINAN EVLER
Borçlunun haline münasip tek evi de olsa, evin borcu için haciz uygulanması halinde haczedilemezlik şikayeti geçersiz. Yani, banka veya finans kurumlarından sağlanan konut kredisiyle alınan haline münasip evin borçlarının bankaya ödenmemesi halinde bankanın haciz uygulaması mümkün. Bu durumda meskeniyet veya haczedilemezlik şikayetinde bulunulmuş olsa bile hacze devam ediliyor.
SÜREÇ NASIL İŞLİYOR?
Borçlunun tek evinin 'haline münasip olmaması' ve haczedilemezlik şikayetinde bulunması halinde, öncelikle borçlunun haline münasip ev tespit ediliyor. Örneğin, üç kişilik bir aile için 5 odalı 300 metrekare alana sahip bir ev haline münasip sayılmaz. Bu durumda öncelikle borçlunun haline münasip evin nitelikleri tespit edilecek. Örneğimize göre, bu ailenin haline münasip evin 3 odalı ve 80-100 metrekare alana sahip bir ev olduğunu varsayabiliriz.
Hale münasip ev tespit edildikten sonra, böyle bir evin temin edilmesi için gerekli olan bedel tespit edilir (Örneğin 160.000 TL). Borçlunun haline münasip olmayan evinin değeri de belirlenir. Bu evin değeri haline münasip evin değerinden fazlaysa borçlunun evi satışa çıkartılır. Ev satıldıktan sonra satış bedelinden (örneğin 300.000 TL) haline münasip ev için belirlenen miktar (160.000 TL) borçluya bırakılır. Kalan para (140.000 TL) alacaklıya ödenir.*
Haciz anlaşmasının geçerliliği
Borçlunun istemesi halinde haczedilmeyen mal ve hakların da haczedilmesi mümkün. Böyle bir durumda, borçludan rızasını gösteren bir belge alınabiliyor. Ancak belgenin geçerliliği için ne zaman alındığı son derece önemli.
Borçlunun hacizden önceki bir tarihte, haczi mümkün olmayan bir mal veya hakkın haczedilebileceğine ilişkin yapmış olduğu anlaşma geçerli değil. Bu tür anlaşmaların geçerli olması için haciz tarihiyle aynı tarihte veya hacizden sonraki bir tarihte olması gerekiyor.
Ücreti zamanında ödenmeyen hak talep edebilir mi?
17 yıldır özel bir işyerinde çalışmaktayım. Maaşım zamanında ödenmiyor. Kendi isteğimle işten ayrılsam hak talep edebilir miyim? Ahmet Kılıç
4857 sayılı İş Kanunun 24. maddesinin birinci fıkrasının II/e bendine göre, işçinin ücretinin kanun hükümleri veya sözleşme şartlarına uygun olarak hesap edilmemesi veya ödenmemesi halinde işçinin iş sözleşmesini haklı nedenle bildirimsiz olarak feshetme hakkı var. İş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğinizde de kıdem tazminatına hak kazanırsınız.
Diğer yandan 15 yıllık sigortalılık süreniz ve 3600 prim gününüz olduğu için SGK'dan alacağınız emeklilik için gereken yaş dışındaki şartları sağladığınıza dair yazıyı işverene ibraz ederek, işten ayrılabilirsiniz. Bu durumda da kıdem tazminatına hak kazanırsınız. Kıdem tazminatınızın ve diğer alacaklarınızın ödenmemesi halinde yargıya başvurabilirsiniz.
GÜNÜN SÖZÜ
'Başarısızlıklarımızın çoğu, vazgeçtiğimizde başarıya ne kadar yakın olduğumuzu fark etmememiz nedeniyle ortaya çıkmıştır.' Thomas Edison
(Kaynak: Akşam Gazetesi | 22.11.2011)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.