BASINDAN YAZILAR
Dünya Çocuk Hakları Gününde Biz Neredeyiz / Vedat İlki - MuhasebeTR

Dünya Çocuk Hakları Gününde Biz Neredeyiz / Vedat İlki

 20 Kasım Günü Dünya Çocuk Hakları günü olarak kutlanıyor.Bu haberi aslında birçok çocuğumuz bilmiyor.Okullarda ise fazla detaya girilmeyerek anlatılarak geçiliyor.

Bu konuda 02.03.2011 Tarihli yazımızda I.Türkiye Çocuk Kongresinde Küçükler Büyüklere Hakları Hakkında Ders Verdi başlığı ile yayınlamıştık.
Kongrenin düzenleniş amacı özetle şöyle açıklanmıştır.
Çocuğun temel yararına öncelik verilerek sağlıklı büyüme,sağlığının korunması,eğitimle yeteneklerinin geliştirilmesi,zorlu koşullarda korunması,görüşüne önem verilmesi,ayrıma tabi tutulmaması,bununla ilgili tedbirlerin alınması,gelişme anında medeni,sosyal,ekonomik,kültürel hakların öğrenmesi,çocuklarla ilgili her türlü konuda Devlet'in çocuğun yanında yer alması çocukların sorunlarına çocuk merkezli kuram,yöntem ve uygulama bütünlüğüne dayalı ve geçerli strateji ve modelleri belirlemek için kongre düzenlenmiştir.

17.Kasım.2011 Tarihli RG bu konuda Türkiye Cumhuriyeti tarafından 15 Temmuz 2003 tarihinde Strazburg’da imzalanan ve 9/11/2010 tarihli ve 6066 sayılı Kanunla onaylanması uygun bulunan ekli “Çocuklarla Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi”nin ilişik beyan ile onaylanması; Dışişleri Bakanlığının 6/9/2011 tarihli ve HUMŞ/6855756 sayılı yazısı üzerine, 31/5/1963 tarihli ve 244 sayılı Kanunun 3 üncü maddesine göre, Bakanlar Kurulu’nca 14/10/2011 tarihinde kararlaştırılmıştır.

Sözleşmenin Amacı:
a)Kişisel İlişkilere dair kararlara uygulanacak genel ilkeleri belirlemek,
b)Kişisel ilişkin düzgün şekilde kullanılması ve kişisel ilişki süresinin sonunda çocuğun derhal geri dönmesini sağlamaya yönelik uygun koruma tedbirlerini ve garantileri tespit etmek,
c)Merkezi makamlar,adli makamlar ve diğer kurumlar arasında çocuklar ile ana ve babalarının ve çocuklarla aile bağları bulunan diğer şahıslar arasında kişisel ilişkiyi ilerletmek ve geliştirmek için işbirliğini geliştirmektir.

Uluslararası Sözleşmelere imza atan Ülkemizde aslında Çocuk İşçiliğinin önüne geçilmesi yönünde adımlar atılıyor.

Bu konuda duyarlı yazılar yazan Sosyal Güvenlik Uzmanlarına da rastlıyoruz.


Türkiye’de Çocuk İşçiliğinin Boyutları Nedir?
Türkiye’de çalışan çocukların kesin sayısı bilinmemektedir. Bunun da en önemli nedenleri arasında bu konuda yapılan araştırmaların azlığı, resmi istatistiklerde yasa dışı çalışan çocukların, aile işlerinde çalışan çocukların, sokakta çalışanların ve geçici, mevsimlik çalışanların doğru olarak yansıtılabilmelerinin güçlüğü gibi faktörler bulunmaktadır.
Çocuk işçiliği sorunu gelişmekte olan tüm ülkelerde olduğu gibi,ülkemiz içinde önem taşıyan bir konudur. Türkiye kırsal yerleşimden kentsel yerleşime ve tarım ekonomisinden sanayi ekonomisine geçiş sürecini yaşamaktadır. Bu süreç, çocuk işçiliği sorununu daha fazla gündeme getirmekte özellikle aile gelirine katkıda bulunmak amacıyla çocuklar,eğitimlerini yarıda bırakıp marjinal işlerde çalışmaya başlamaktadırlar.

Çalışan Çocuk Tanımı:
Hayatını kazanmak veya aile bütçesine katkı sağlamak amacıyla çalışma hayatında yer alan 18 yaşın altındaki bireylerin “çalışan çocuk” ya da “çocuk işçi” olarak tanımlanır.

Türkiye’nin onayladığı Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 1. maddesi, 18 yaşından küçük herkesi “çocuk” olarak tanımlamaktadır. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ise, 15-24 yaş grubunu genç işçi olarak kabul ederken, 15 yaşın altında aile bütçesine katkıda
bulunmak ya da yaşamını kazanmak amacıyla çalışanları “çocuk işçi” veya “çalışan çocuk” olarak adlandırmaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu da Uluslararası Çalışma örgütü’nün yaptığı ayrımı kabul ederek 15 yaşına kadar olanları çocuk işçi, 15-18 yaş arasında olanları genç işçi olarak kabul etmiştir.

Son Yıllarda Yapılan Değerlendirmelerde Çocuk İşçiliği Azalma Eğilimine Doğru Gitmekte Olduğunu Görüyoruz:

TÜİK tarafından düzenlenen 2006 yılı Çocuk İşgücü Araştırması sonuçları 6-17 yaş grubunda ülkemizde ekonomik faaliyetlerde çalışan çocuk sayısının son 12 yılda tüm sektörlerde toplam olarak % 58 oranında azaldığını göstermektedir. 1994 yılında toplam 2 milyon 270 bin olan ekonomik faaliyetlerde çalışan çocuk sayısı 2006 yılında 959 bine gerilemiştir. Bu gerileme büyük ölçüde tarım sektöründe çalışan çocuk sayısındaki azalmadan kaynaklanmıştır. Son 12 yıldaki bu gerileme, 6-17 yaş grubu için, tarım sektöründe % 74, sanayi sektöründe % 30, ticaret sektöründe % 54 olarak gerçekleşmiştir. Çocuk işgücü istatistiklerine göre
1994–1999 ve 2006 yıllarında gerçekleştirilen çalışan çocuklarla ilgili istatistiklere göre çalışan çocukların sayısında ciddi anlamda bir azalma söz konusudur.
Bu azalma Eğitimin 8 yıla yaygınlaştırılması.BM ve ILO nezdinde yapılan anlaşmaların yaptırımı,Çocuklara karşı düzenlenen sempozyumlar ve bildiriler,Kamu Kurumlarının denetim mekanizmaları azalma eğilimi başlamıştır.

Türkiye de Neden Çocuklar Çalışır:
Çocuk işçiliğinin temel nedenleri;
1.)Yoksulluk,
2.)Göç,
3.)Geleneksel bakış açısı,
4.)Eğitim olanaklarının yetersizliği ve etkin uygulanamamasıdır.

Günümüzde artık çocuklar daha çok tarımsal iş kollarında ve Esnaflar yanında görmekteyiz.
Çocukların çalıştırılmasında bir diğer neden de işverenler tarafından tercih edilme durumudur. Çocukların yaygın olarak istihdam edildikleri işyerleri, 507 Sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Kanunun 2. maddesinin tarifine uygun üç kişinin çalıştığı işyerleridir. Bu işyerlerinin denetiminin etkin olarak yapılamaması da çocuk işçiliğinin önlenmesini ve kontrol altına alınmasını güçleştirmektedir. İşgücü maliyetlerindeki yükseklik, çocukların ucuz ve uysal işgücü olarak görülmesi, bazı işverenlerin çocuk istihdamının sakıncaları konusunda yeterli bilince sahip olmaması, küçük işletmelerin ekonomik imkânlarının yetersiz oluşu, işverenlerin çocuk işgücünü talep etmelerine neden olmaktadır.

Nedenleri ne olursa olsun çocukların çalışma hayatında yer almaları, fiziksel ve ruhsal gelişimlerini olumsuz olarak etkileyebilmekte, fiziksel gelişme sürecini henüz tamamlamamış olan çocukların çalışma hayatında karşılaştıkları riskler de çalışma süreleri ve çalışma şartlarına bağlı olarak değişmektedir.

Çalışan Çocuklar Hangi Tehlike İle Karşı Karşıya Kalıyorlar.
Sağlıksız çalışma ortamlarında çocuklar İş Kazaları ve Meslek Hastalıklarına en çok yakalanan kesim olmaktadırlar.İlerleyen yaşlarda bunları çeşitli hastalıklar olarak karşı karşıya kalmaktadırlar.

Örneğin:Sağlıksız koşullarda çalıştıkları Ayakkabı imalat atölyelerinde aldıkları kimyasal kokular sağlık şartlarını tehdit eder boyutlardadır.

Oto kaporta, boya, motor bakım ve onarım gibi parlayıcı, patlayıcı zararlı ve tehlikeli maddelerin kullanıldığı iş yerlerinde, çocukların yaşına, bedensel ve akılsal gelişimine bilgi ve beceri düzeyine uygun olmayan işlerde; çok düşük ücretlerle ve her türlü korumadan yoksun olarak, gün boyu çalıştırılmakta olduğu tesbit edilmiştir.

Tüm bu olumsuz koşullar çocuklar için birer tehlike oluşturmaktadır.

Çocukların ilgi, beceri,fiziksel ve ruhsal durumlarına göre işe yerleştirilmediklerini, riskli ve tehlikeli çalışma koşullarında uzun sürelerle çalıştıklarını, yetersiz ücret aldıklarını, sosyal güvenlik haklarından yararlanmadıklarını ortaya koymuştur.
Çocukları incelediğimizde aşağıdaki hastalıklara sıklıkla yakalandıklarını görüyoruz.

1.)Kırık-Çıkık
2.)Burkulma incinme
3.)Enfeksiyon Hastalıkları

Çalışan çocuklar Fiziksel Şiddete tabi oluyorlar. Küçük ve kendini korumaktan aciz olan bu çocuklar, gelişi güzel dövülmekte veya kötü muameleyle karşı karşıya kalıyorlar.
Bunun en güzel örneği de basına yansımış idi.Sokak da mendil satan bir çocuğun diğer çocuklar tarafından dövülmesi idi.
Küçük Bedrettin dramı olarak.Diğer Mendil satan çocuklar tarafından öldüresiye dövülmüştü.
Bu çocuğumuz 10.01.2010 Tarihinde Haliç Köprüsünde darp edilmiş vaziyette tesadüfen görevliler tarafından bulunduğunda Türkiye’de çocuk hakları yönünden politika açısından ne durumda olduğumuzu gözler önüne sunmuştu.

Psikolojik Baskılar Derin Yaralar Açıyor:
Çalışan çocuklarda öz saygı eksikliği, utangaçlık, suçluluk duygusunda artış, intihar düşüncesi, olumsuz sosyal davranışlar, kendine olan güven eksikliği, depresyon, karşı cinsten korkma, uyumsuzluk, anksiyete, sık görülen bulgular olmuştur. Ayrıca çocukların iş ortamında işi yanlış yapınca azarlandıkları ve kötü muameleyle karşılaştıkları buna bağlı olarak korku duygusunu yoğun olarak yaşadıkları ortaya çıkmıştır.

Ülkemizde Yasal Düzenleme Çalışmaları Hızla Sürmektedir:
Yasalar teknolojik ve ekonomik koşullardaki değişimin yanı sıra ülkemizin Avrupa Birliğine aday üye ülkeler arasına alınması da çalışma yaşamına ilişkin mevzuatta değişiklik yapılmasını gerektirmiştir. 1971 yılından başlayarak uygulanmakta olan 1475 sayılı iş kanunu da değiştirilmiş ve yerine 10.06.2003 tarihinde 4857 sayılı yasa yürürlüğe girmiştir.
Türkiye’nin önündeki önemli engellerden biri olan çocuk işçiliği ile mücadele konusunda son birkaç yılda önemli adımlar atıldığı söylenebilir.
İş kanuna göre, on beş yaşını doldurmamış çocukların çalıştırılması yasaklanmıştır. Ancak, on dört yaşını doldurmuş ve ilköğrenimini tamamlamış olan çocukların, bedensel, zihinsel ve ahlaki gelişmelerine ve eğitime devam edenlerin okullarına devamına engel olmayacak hafif işlerde çalışmasına olanak tanınmıştır.

İş Kanunu’nda çocuk ve genç işçilerin işe yerleştirilmelerinde ve çalışabilecekleri işlerde güvenlik, sağlık, bedensel, zihinsel ve psikolojik gelişmelerinin, kişisel yatkınlık ve yeteneklerinin dikkate alınması gerektiği;çocuğun gördüğü işin okula gitmesine, mesleki eğitiminin devamına engel olamayacağı, derslerini düzenli bir şekilde izlemesine zarar vermeyeceği belirtilmiştir.

Sonuç:
Türkiye bu konuda artık çocuk haklarını koruma adına Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Dünya Standartlarında hızla çalışmaya devam ediyor.
Bunun içinde diğer Kurumlarında sosyal sorumluluk çerçevesinde aynı hızla çalışmaları gerekecektir.
Eğitim ile Çalışma Hayatından çocukların çekilmesi gerekiyor.
Bu eğitimde Aileden başlanılması gerekiyor.Yoksulluğun önüne geçilecek programlar ele alınmalıdır.SHÇEK bu konuda hızla düzenlemelere gidilmesi gerekiyor.
Ekonomik anlamdan bozuk gelir dağılımı, düşük ücret, işsizlik, hızlı nüfus artışı, göç, çarpık kentleşme,yetersiz eğitim vb. olumsuzluklar, çocukların erken yaşta çalışma yaşamına
katılmalarına neden olmaktadır.

Bu çalışmalar ise uzun vadeli hedefler arasında olduğu için şu anda belki de 1990 yıllar öncesi gibi değiliz.2000’li yıllardan sonra ise bu işin önemi biraz daha kavrandığı için bu gün geçmişe göre çocuk işçiliği sayıları hızla azalmaya başlamıştır.

Ekonomik, sosyal politikalar uygulanmadıkça; başka bir anlatımla yoksulluk ve geleneksel değerler
sürdükçe, eğitim sisteminden beklentiler azaldıkça; uzun süre çocukların çalışmasının ortadan kaldırılması, çalışma yaşamının zor ve tehlikeli koşullarında çalışmanın engellenmesinde başarı sağlanması güç görünmektedir.

Başarının Sağlanması için;
1.)Öncelikle ailelerin gelir düzeylerini yükseltecek sosyo-ekonomik önlemler alınmalıdır.
2.)Çalışan çocukların korunmasını amaçlayan yasal düzenlemeler uluslararası standartlara uyum sağlayacak şekilde, mevzuat oluşturulmalı ve etkin bir biçimde uygulanmalıdır.
3.)Temel eğitim ve mesleki eğitim yaygınlaştırılmalıdır.
4.)Eğitim Maliyetlerinde yoksul ailelere geniş çapta eğitim yardımları verilmelidir.
5.)Belediyeler,STK,Özel ve Kamu Kuruluşları işbirliği içerisinde çocuk işçiliğini önleyecek projeler gündeme alınmalıdır.
6.)Kamuoyunda Çocuk İşçiliği ile ilgili duyarlı davranacakları afiş ve ilanlarla çalışmalar başlanmalıdır.
7.)Bu konu da hükümetler, işçi ve işveren kuruluşları, sivil toplum kuruluşları, üniversiteler birlikte hareket etmelidir.
8.)Bu konuda çalışma yapan Kurum ve Kuruluşlara özendirme adına teşvikler uygulanmalıdır.
9.)Kongre ve Sempozyumlarda Çocuk İşçiliği Konusu her zaman dile getirilmelidir.
10.)Sendikalar bu konuda da yapacakları Toplu İş sözleşmelerinde özellikle Çocuk İşçinin çalıştırılmayacağı ibaresini gündeme getirmelidir.

Sözün Bittiği Yer:
Çocukluğunu Sağlıklı Geçiren Bireyler Geleceğini Sağlıklı Belirler.

(Kaynak: www.alitezel.com | 21.11.2011)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM