Katma değer vergisinde amaç, üretim-dağıtım zincirinin son halkası olan tüketicinin vergilendirilmesi. Dolayısıyla tüketici dışında kalanların üzerinde vergi kalmaması gerekiyor. Ancak çeşitli nedenlerle tüketici dışında kalanların üzerinde katma değer vergisi kalması halinde bu vergi iade ediliyor.
Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 32. maddesinde vergiden istisna edilmiş işlemlerle ilgili fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisi, mükelleflerin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanacak katma değer vergisinden indiriliyor. Mükelleflerin, üzerinden katma değer vergisi tahsil ettikleri (vergiye tabi) işlemlerin mevcut olmaması veya hesaplanan verginin, indirilecek vergiden az olması hallerinde, indirilemeyen katma değer vergisi iade ediliyor.
İADE YÖNTEMİ
Vergi iadesi, vergilendirme dönemleri esas alınarak vergi mükelleflerine yapılıyor. Bunun için, vergi iadesi hakkı tanınan işlemleri yapan gerçek ve tüzel kişilerin, katma değer vergisi mükellefiyetlerinin tesis edilmiş olması gerekiyor. Ayrıca, vergiden istisna edilen işlem gerçekleşmeden, bu istisna ile ilgili iade hükmünün uygulanması mümkün değil.
Faaliyetleri yalnızca iade hakkı doğuran işlemlerden oluşan mükelleflerin hesaplanan vergileri olmadığından yüklendikleri vergilerin iadesi gerekiyor. Ancak bunun için, beyannamede iade hakkı doğuran işlemlere ait bedel üzerinden kanuni vergi oranına göre hesaplanan vergi ile amortismana tabi iktisadi kıymetler için yüklenilen vergiler, mal ve hizmet alımlarına veya imal edilmesine ve genel giderlere ilişkin olarak yüklenilen vergiler toplamının mukayese edilmesi gerekiyor. İlgili dönemde iade edilecek verginin azami miktarı, istisnai durumlar hariç iade hakkı doğuran işlemlere ait bedelin %18'i kadar olacaktır. Vergi indirimi konusu olup iade ile karşılanamayan vergi miktarı ise bir sonraki döneme devrolunuyor.
Vergiye tabi işlemlerle iade hakkı doğuran işlemleri birlikte yapan mükellefler ise, yüklendikleri vergilerin tamamını vergiye tabi faaliyetler üzerinden hesapladıkları vergilerden indirecekler. İndirimle giderilemeyen vergilerden bu mükelleflere ancak iade hakkı doğuran işlemlere isabet eden kısmı iade edilebilecek. Bu nedenle, mükellefler mal ve hizmet alışları ile genel giderlere ait olan vergilerden her iki işlem grubuna ait kısmı ayırmak zorunda. Vergi iadesi, mükellefin bağlı olduğu vergi dairesine yazılı başvuru üzerine yapılıyor.
İADE YERİNE MAHSUP
Vergi iadesi hakkının indirimli orana tabi işlemlerden kaynaklanması halinde; istemesi halinde mükellefin 'kendisinin' vergi, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) prim borçları, doğalgaz ve elektrik borçlarına mahsup edilebiliyor. Mahsubun talep edilebilmesi için elektrik ve doğalgazın satın alındığı kurumdaki kamu hissesinin % 51 ve daha fazla olması gerekiyor
Vergi iadesi hakkının diğer işlemlerden kaynaklanması halinde; vergi iade alacağı mükellefin 'kendisinin', 'ortaklarının' veya 'mal ya da hizmet satın aldığı kişilerin' vergi borçlarına, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) prim borçlarına mahsup edilebiliyor. Mahsup önceliği mükellefin kendisinin vergi borçlarına ait. Artan miktar olursa ortaklarının veya mal ya da hizmet satın aldığı mükelleflerin vergi borçlarına veya SGK prim borçlarına mahsup yapılır.
Vicdani ret, acil bir öncelik mi?
Bir süredir vicdani ret tartışılıyor. Konuyu gündeme getirenler Avrupa Birliği normlarına uyum sağlamayı gerekçe gösteriyorlar. Bu gerekçe üzerine şu soru akla geliyor: Üniversite özerkliği, yargı bağımsızlığı, kürsü dokunulmazlığı, insan hakları, masumiyet karinesi ve benzeri konularda kılımız kıpırdamazken vicdani ret konusunun öncelikle ele alınmasının sebebi nedir?
Kira sözleşmesinde kefilin sorumluluğu
Kira sözleşmelerinde kefil istenmesi giderek yaygınlaşan bir uygulama. Kefil, kira sözleşmesini imzalamakla, ödenmeyen kiralar ve kiralanan şeye verilen zararlar bakımından sorumlu hale geliyor.
Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanun'a göre; kiracı, kira süresinin bitmesinden en az 15 gün önce kiralanan şeyi tahliye edeceğini yazı ile bildirmediği takdirde sözleşme aynı şartlarla bir yıl uzatılmış sayılıyor. Böyle bir durumda kefilin sorumluluğunun devam edebilmesi için sözleşmede bu hususun açıkça kararlaştırılmış olması gerekiyor.
Çalışan emekli işten ayrıldığında kıdem tazminatı
Emekli olduktan sonra 5 yıldır sigortalı olarak çalışıyorum. İşten ayrılırsam kıdem tazminatı alabilir miyim? Mitat Özçelik
İş sözleşmesinin hangi şekilde sona ermesi halinde kıdem tazminatına hak kazanılacağı, 1475 sayılı (eski) İş Kanununun 14. maddesinde sayılmış.
Emekli olduktan sonraki çalışmanız, emekli aylığınızı kestirmeksizin sosyal güvenlik destek primine tabi olarak çalışma ise kendi isteğinizle işten ayrılmanız halinde kıdem tazminatına hak kazanmazsınız.
Emekli aylığınızı kestirerek tüm sigorta kollarına tabi olarak çalışıyor iseniz, yeniden emekli aylığı bağlanması için işten ayrılmanıza bağlı olarak kıdem tazminatına hak kazanırsınız.
GÜNÜN SÖZÜ
'Bazıları gittiği her yerde mutluluk yaratır; bazılarıysa ayrıldıklarında...' Oscar Wilde
(Kaynak: Akşam Gazetesi | 17.11.2011)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.