Yunanistan Başbakanı Papandreu'dan sonra İtalya'da da Başbakan Berlusconi tedbirler paketine ilişkin oylamasının ardından verdiği söz doğrultusunda istifa etti.
Yanlış anlaşılmasın, Berlusconi güvenoyu alamadığı için değil, aksine krize karşı hazırladığı ve İtalyanlar'ın 2014 yılına kadar 59,8 milyar euro tasarruf etmelerini öngören önlem paketinin senatonun ardından Temsilciler Meclisi'nden de geçmesi sonrasında istifa etti. Üstelik Berlusconi üç dönem üst üste seçim kazanmış ve görevde kaldığı sürede en çok güvenoyu alan başbakan olarak tarihe geçti ve görevi bıraktı.
İtalya ve Yunanistan'da başbakanların istifa etmesine kadar oluşan süreç neydi diye sorduğumuzda, aşağıdaki tablo durumu net olarak özetlemektedir. Tabloda OECD ve İMF verilerinden hareketle bazı makroekonomik veriler itibarıyla AB'deki beş ülke ile ABD'ye yönelik bilgiler yer almaktadır. Başlangıç yılı ülke liderinin iş başına geldiği yıl, son yıl da yayınlanmış 2010 yılı verilerini içermektedir.
İtalya Yunanistan Fransa İspanya Almanya ABD
2008 2010 2009 2010 2007 2010 2004 2010 2005 2010 2009 2010
GSYH(trilyon $) 2,3 2,1 0,327 0,305 2,6 2,8 1 1,4 2,8 3,3 13,9 14,5
Kişi başı g.(bin $) 38,7 34,1 29,3 27,3 41,7 40,7 24,6 30,6 33,7 40,3 45,3 46,8
Borç/GSYH(%) 106,3 119 111 126 64,2 82,3 46,2 60,1 68,5 84 85,2 94,4
İşsizlik(%) 6,8 8,5 8,5 18,4 8 9,2 10,5 20,5 10,5 6,6 9,3 9,1
Enflasyon(%) 3,5 2 1,3 5,1 1,6 1,9 3,1 2,5 1,9 1,6 -0,3 1,2
Ortak özellik çevrilemez borç yükü
Yukarıdaki tablodan da görüleceği üzere, İtalya ve Yunanistan'ın en önemli ortak özelliği her iki ülkenin de kamu borçlarının GSYH'ye oranının %100'ün üzerinde olmasıdır. Zaten öncelikle bu ülkelerin topun ağzına gelmesinin nedeni de borçların artık çevrilebilir olmaktan çıkmış olmasıdır. Aslında Maastricht kriterlerine göre değerlendirildiğinde tablodaki diğer ülkelerin de özellikle borç oranı bakımından ciddi olarak problemleri olduğu görülmektedir. Bunlardan sadece İspanya Maastricht kriterleri bakımında limitte bulunuyor. İspanya'da da işsizlik oranı Yunanistan gibi %20'lere dayanmış durumda.
Şu an İtalya ve Yunanistan'ın durumu bizim 2001 krizinden biraz daha zorlu bir durumdur. Ama alınması gereken tedbirler bakımından benzerlikler olacaktır. Bu ülkeler ilave olarak borç silme yoluyla krizin bir kısmını da diğer AB ülkeleri ve finans kurumlarına yüklemek suretiyle o ülkelerin de fedakârlık yapmaları gerekecektir.
AB ülkeleri de fedakârlık yapacak
Bu ülkelerdeki krizin tüm AB'ye yayılmaması veya daha açık deyimiyle AB projesinin tamamen iflas etmemesi için diğer ülkelerin de bu krize yönelik acı reçetenin bir bölüm faturasını kendi halklarına kabul ettirmeleri şarttır. Zaten Yunanistan'ın kamu borçlarının yarısının silinmesi konusunda Merkel ve Sarkozyanlaşmaya varmış ve bunu deklere etmişlerdi. Şimdi pazarlık bu tutarın biraz daha artırılması yönünde olacaktır. AB liderleri bu konuda başta Çin olmak üzere dünyanın geri kalanını da desteğe çağırmışlardı.
Peki sorun bu şekilde hallolmuş olacak mı? İlk anda İtalya ve Yunanistan'daki hükümet değişiklikleri piyasalarda olumlu algılandı. Ancak önümüzdeki günler çok gelişmelere gebedir. Bu krizin başka ülkelere de yayılmadan atlatılması kolay olmayacaktır. Zaten bu noktada İtalya ve Yunanistan'daki teknokrat hükümetlerinin mahareti yanında tüm AB'nin durgunlukla uzun süre boğuşmaması bakımından AB Merkez Bankası Başkanı Mario Draghi'nin politikaları da çok önemli olacaktır. Draghi'nin çeyrek puanlık faiz indirimi kararı bu anlamda doğru atılmış bir adımdır.
(Kaynak: Bugün Gazetesi | 16.11.2011)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.