Bir süredir kıdem tazminatı fonu tartışmaları kamuoyu gündemini meşgul ediyor. Kıdem tazminatı kalkıyor mu, kalkmıyor mu? Yoksa neler değişiyor?
Tüm bunlar gündemde iken, işçilerin ve işverenlerin huzursuzluğu da artıyor. Herkes acaba yeni bir şey çıktı da, haberimiz mi olmadı diye düşünüyor.
Biz de bu yazıda gündemdeki tartışmaları artısı, eksisi ile okuyucuların önüne koymak istedik. Kıdem tazminatı fonu ile ilgili olarak da web sayfamızda bir anket düzenledik.
Umuyoruz bir dakikanızı ayırır ve bu ankete oylarınızla yön verirsiniz. Aşağıda kıdem tazminatı fonunu ayrıntılı olarak inceleyebilirsiniz. Ankete katılmak için http://www.resulkurt.com/ linkine gidebilirsiniz
KIDEM TAZMİNATI NEDİR?
Farklı şekilde tanımlanan kıdem tazminatı, esasen iş sözleşmesinin önemli bir unsuru olan sadakat borcunun işçiye sağladığı bir menfaat olarak kabul edilmektedir.
Kıdem tazminatı, 1475 sayılı kanunda gösterilen fesih hallerinde en az bir yıllık çalışması olan işçiye veya işçinin vefat etmesi halinde de bu işçinin hak sahiplerine işveren tarafından ödenmesi gereken paradır.
Kıdem tazminatı, işçinin işyerine ve işverene bağlılığının, iş sözleşmesi ile üstlendiği sorumluluğunu iyi niyetli şekilde ve layıkıyla yerine getirmesinin bir sonucu olup, aynı işyerinde veya aynı işverenin işyerlerinde bir yılını dolduran işçinin belli koşullarla işten ayrılması halinde doğmaktadır.
Kıdem tazminatı, 1936 tarih ve 3008 sayılı İş Kanunu’yla Türk Hukuk sistemine girmiştir. Bu dönemde, sosyal sigorta sisteminin son derece yetersiz olması nedeniyle, adeta bir işsizlik sigortası işlevi görmüştür. 931 sayılı İş Kanunun 14. Maddesinde ihbar tazminatından bağımsız olarak düzenlenen kıdem tazminatı, İşsizlik Sigortası’nın işlevini yüklendiği ifade edilmiştir.
Bugün geldiğimiz noktada işçilerin hem işsizlik sigortasından ve hem de iş güvencesinden yararlanmaları mümkün olup, ayrıca kıdem tazminatı da ödenmektedir.
Kıdem tazminatı, şüphesiz işçi ve işveren arasında en fazla tartışılan konulardan birisidir. İş mahkemeleri üzerindeki yükün neredeyse en az yüzde 50’si yükü kıdem tazminatı ile ilgili davalardan oluşmaktadır. Dolayısıyla kıdem tazminatı fonu kurulduğunda hem iş mahkemelerinin yükü azalacak, hem de işçilerin işe iade ve diğer alacak davaları kısa zamanda sonuçlanacaktır.
HALEN YÜRÜRLÜKTE OLAN MEVCUT UYGULAMADA KİMLER KIDEM TAZMİNATI ALABİLİYOR?
Kıdem tazminatı ile ilgili yasal düzenlemeler, 1475 sayılı İş Kanununun 14. maddesinde, 854 sayılı Deniz İş Kanununun 20. maddesinde ve 5953 sayılı Basın İş Kanununun 6, 11 ve 18. maddelerinde yapılmıştır.
İşçinin kıdem tazminatına hak kazanabilmesi için kanunda belirtilen koşullardan birinin gerçekleşmesi gerekmektedir. 854 sayılı Deniz İş Kanununda yapılan düzenlemeler, esas olarak 1475 sayılı İş Kanununun 14. maddesinde yapılan düzenlemelere benzemektedir. Buna göre;
- İşveren tarafından 4857 Sayılı İş Kanunu'nun 25'inci maddesinin II numaralı bendinde gösterilen ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzeri nedenler dışında iş sözleşmesinin feshedilmesi durumunda,
- İşçi tarafından 4857 Sayılı İş Kanunu'nun 24'üncü maddesinde sayılan nedenlerden dolayı iş sözleşmesinin feshedilmesi durumunda,
- Muvazzaf askerlik dolayısıyla iş sözleşmesinin feshedilmesi durumunda,
- İşçinin bağlı bulunduğu kanunla kurulu kurum veya sandıklardan yaşlılık, emeklilik, veya malullük aylığı yahut toptan ödeme alması amacıyla iş sözleşmesinin feshedilmesi durumunda,
- Kadının evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde kendi rızası ile iş sözleşmesini sona erdirmesi durumunda,
- İşçinin ölümü sebebiyle iş sözleşmesinin son bulması halinde,
- 15 yıl sigortalılık süresi ve 3600 prim ödeme gün sayısı bulunan ve emeklilik yaşını bekleyen işçilerin kendi istekleri ile işten ayrılmaları nedeniyle,
İşçiler kıdem tazminatı almaya hak kazanırlar.
HALEN YÜRÜRLÜKTE OLAN MEVCUT UYGULAMADA KİMLER KIDEM TAZMİNATI ALAMIYOR?
Kıdem tazminatı verilmesi gereken durumlar yasada tek tek belirtildiği için bunun dışındaki bir nedenle fesih halinde kıdem tazminatı ödenmesi söz konusu olmaz.
Bu nedenle,
- İşçinin istifa etmesi,
- İşçinin doğum yapması,
- İşçinin küçük çocuğuna bakmak için ayrılması,
- İşçinin üniversite sınavını kazanması,
- Özel sektörde çalışan işçinin KPSS sınavını kazanması sonucunda devlet memuru olması,
- Erkek işçinin evlenmesi,
- İşçinin eşinin tayininin bir başka yere çıkması,
- İşçinin işveren tarafından tazminatsız çıkartılması (4857 Sayılı İş Kanunu'nun 25'inci maddesinin II numaralı bendinde gösterilen ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzeri nedenlerle),
- İşçinin çalışma hayatına son vermek istemesi,
- İşçinin kendi işyerini açmak istemesi veya
- İşçinin daha iyi bir iş bulduğu için ayrılmak istemesi,
Gibi durumlarda kıdem tazminatı ödenmez.
Diğer bir deyişle kıdem tazminatından yararlanamayacak şekilde işten ayrılan işçilerin hakları kaybolmaktadır.
HALEN YÜRÜRLÜKTE OLAN MEVCUT UYGULAMADA BİR YILDAN AZ ÇALIŞAN İŞÇİ KIDEM TAZMİNATI ALAMIYOR
İş Kanununa göre, işçinin kıdem tazminatına hak akzanması için bir tam yıl çalışma koşulu var. Bir tam yıldan az çalışan işçilerin kıdem tazminatına hak kazanması söz konusu olamıyor. Bir yıllık sürenin hesaplanmasında, fiilen çalışılan değil, işçinin istirahat, izin ve diğer benzeri nedenlerle iş sözleşmesinin askıda kaldığı bütün durumları da kapsıyor.
Bu da özellikle işçilerin iş değiştirme alışkanlığının fazla olduğu ülkemizde milyonlarca işçinin mağduriyetine neden oluyor.
HALEN YÜRÜRLÜKTE OLAN MEVCUT UYGULAMADA İSTİFA EDEN İŞÇİNİN KIDEM TAZMİNATI ALAMIYOR
Halen, bir işçinin, iş sözleşmesini istifa ederek sona erdirmesi halinde, hizmet süresi kaç yıl olursa olsun kıdem veya ihbar tazminatına hak kazanamıyor.
İş sözleşmesi veya toplu iş sözleşmesinde istifa edene de kıdem tazminatı ödeneceği yönünde bir hüküm olması geçersiz olup bu durumda da tazminat ödenemez.
Ancak, Kıdem Tazminatı Fonu kurulursa, adına en az 10 yıl Fon’a prim ödenen işçinin isteği halinde kıdem tazminatı ödeneceğine ilişkin bir hüküm olmakla birlikte bu sadece bir yasa tasarısı olup, henüz kanunlaşmamıştır.
Eğer, yasa TBMM’de görüşülüp kanunlaşırsa Kıdem Tazminatı Fonu’na 10 yıldan fazla prim ödeyenler istifa etseler bile kıdem tazminatı alabilecekler.
HALEN YÜRÜRLÜKTE OLAN MEVCUT UYGULAMADA KIDEM TAZMİNATI NASIL HESAPLANIYOR
1475 Sayılı İş Kanununda, iş sözleşmesinin devamı süresince her geçen tam yıl için, işverenin işçiye 30 günlük ücreti üzerinden kıdem tazminatı ödenmesi gerekir. Bir yıldan artan sürelerde de aynı oran üzerinden ödeme yapılır. Burada çalışanlara her bir yıl için ödenecek olan, 30 günlük ücret, giydirilmiş brüt ücrettir.
Giydirilmiş günlük brüt ücret 30 ile çarpılarak her bir çalışma yılı için ödenmesi gereken kıdem tazminatı tutarı bulunur. İşçi ve işveren arasında yapılan sözleşmede, kıdem tazminatı tutarının 30 günlük ücretten farklı bir ücretle ödenmesi kararlaştırılmışsa, yani işçiye her bir yıllık çalışması için 30 günden farklı (örneğin; 35 gün, 40 gün veya 45 gün) bir gün sayısı ile çarpılması belirtilmişse, kıdem tazminatı sözleşmede belirtilen rakam ile günlük tutarın çarpılması sonucu tespit edilir.
Bu durum özellikle Toplu İş Sözleşmesi kapsamındaki işçilerin elde ettiği bir hak olup, sendikalar bu avantajlarını bırakmak istememektedir. Bu nedenle de kıdem tazminatı fonunda bu sorunun çözülmemesi halinde itirazlarını devam ettireceklerdir.
Ancak, burada sözleşmede belirtilen gün sayısı ile giydirilmiş brüt günlük ücretin çarpımının tavan tutarı aşmamasına dikkat edilmelidir.
Kıdem tazminatına esas olacak ücretin hesabında, çıplak ücretine ilaveten işçiye sağlanmış olan para ve para ile ölçülmesi mümkün akitten ve kanundan doğan menfaatler de göz önünde bulundurulur.
Ücretin sabit olmadığı hallerde son bir yıllık süre içinde ödenen ücretin o süre içinde çalışılan günlere bölünmesi suretiyle bulunacak ortalama ücret bu tazminatın hesabına esas tutulur. Ancak, son bir yıl içinde işçi ücretine zam yapıldığı takdirde, tazminata esas ücret, işçinin işten ayrılma tarihi ile zammın yapıldığı tarih arasında alınan ücretin aynı süre içinde çalışılan günlere bölünmesi suretiyle hesaplanacaktır.
HALEN YÜRÜRLÜKTE OLAN MEVCUT UYGULAMADA KIDEM TAZMİNATINDA TAVAN UYGULAMASI
Her geçen tam yıl için işverence işçiye 30 günlük ücreti tutarında kıdem tazminatı ödenmesi gerekmektedir. 1475 sayılı İş Kanunu, ödenecek kıdem tazminatının bir yıllık miktarını en yüksek devlet memuruna (Başbakanlık Müsteşarı) ödenen bir yıllık emeklilik ikramiyesi tutarı ile sınırlandırmıştır. Memur maaş katsayısına bağlı olan kıdem tazminatı tavan oranı sürekli değişmektedir. 1/7/2011 tarihinden itibaren işçilere ödenecek kıdem tazminatının yıllık tavanı 2.731,85 TL’dir.
2.731,85 TL’nin üzerinde ücret alınması halinde en fazla her bir yıllık çalışması için bu tutar üzerinde kıdem tazminatı ödenebilecektir.
KIDEM TAZMİNATI FONU KURULMASI YENİ İŞ KANUNUNDA VAR
4857 sayılı yasa ile 1475 sayılı İş Kanununun kıdem tazminatına ilişkin 14. maddesi dışındaki tüm maddeleri de yürürlükten kaldırılmıştır.
4857 sayılı İş Kanununda; “Kıdem tazminatı için bir kıdem tazminatı fonu kurulur. Kıdem tazminatı fonuna ilişkin Kanunun yürürlüğe gireceği tarihe kadar işçilerin kıdemleri için 1475 sayılı İş Kanununun 14 üncü maddesi hükümlerine göre kıdem tazminatı hakları saklıdır.” Hükmü getirilmiştir.
Bu hükme göre, kıdem tazminatı için bir fon kurulması ve Kıdem tazminatı fonuna ilişkin Kanunun yürürlüğe gireceği tarihe kadar işçilerin kıdemleri için 1475 sayılı İş Kanununun 14 üncü maddesi hükümlerine göre kıdem tazminatı ödeneceği öngörülmüştür.
Bu nedenle, yeni bir düzenleme yapılıncaya kadar kıdem tazminatına ilişkin uygulama aynen devam ettirilmektedir.
KIDEM TAZMİNATI FONU NEDİR?
İşçinin kıdem tazminatının, işveren tarafından değil de kurulacak bir kıdem tazminatı fonu ile ödenmesi üzerine kuruludur. Yani, kıdem tazminatı fonu kurulmasıyla birlikte işverenler, işçileri için belirli oranda fona ödeme yapacaklar ve belli koşullar oluştuğunda da fondan ödeme yapılacak.
KIDEM TAZMİNATI FONU 57 YILDIR TARTIŞILIYOR
Bilindiğinin aksine, kıdem tazminatı fonu ilk defa Ak Parti hükümeti döneminde ortaya çıkan bir düşünce değil. Kıdem tazminatının işverenin mali sorumluluğu altında bir fondan karşılanması düşüncesi ilk kez olarak, 1954 yılında toplanan 2. Çalışma Meclisinde gündeme gelmiştir. Yani, kıdem tazminatı fonu yaklaşık 57 yıldır tartışılmaktadır.
Yine, 9. Çalışma Meclisi Sonuç Bildirgesinde; “Kıdem Tazminatı fonunun işçilerimizin müktesep haklarını ve işletmelerimizin rekabet gücünü koruyacak şekilde, sürdürülebilir bir aktüeryal denge içerisinde oluşturulabilmesi için sosyal ortaklarca kapsamlı bir şekilde tartışılıp değerlendirilerek kamuoyunun gündemine getirilmesinin uygun olacağı” yönünde görüş birliğine varılmıştır.
FON KURULDUĞUNDA KIDEM TAZMİNATI KALDIRILIYOR MU?
Son bir haftada yeniden gündeme gelen kıdem tazminatında işçilerin en çok merak ettiği soru, kıdem tazminatının kaldırılıp kaldırılmayacağıdır. “Kıdem Tazminatı Fonu” tasarısı ile kıdem tazminatı kaldırılmıyor, sadece yeni bir düzenleme yapılması ve ödenme şeklinin değiştirilmesi düşünülüyor.
Kıdem tazminatı, işçinin işverene sadakatle hizmetinin bir karşılığı olarak işveren tarafından işçiye ödenmesi gereken tutar olarak tanımlanabilecektir. Kıdem tazminatı ödenebilmesi için, iş kanununa tabi bir işçinin olması, işçinin en az 1 yıllık kıdeminin bulunması ve ayrıca İş Kanununda belirtilen koşulların bulunması halinde ödenebilmektedir.
4857 sayılı İş Kanunu 10.06.2003 tarihinde yürürlüğe girmiş ancak, kıdem tazminatına ilişkin 1475 sayılı eski İş Kanununun 14. maddesini yürürlükten kaldırmamıştır. Kıdem tazminatına ilişkin 4857 sayılı herhangi bir düzenleme olmayıp, 1475/14. maddeye göre işlem yapılmaktadır.
Kıdem tazminatı işçinin emeğinin ve işverene sadakatle hizmetinin karşılığı olup, kıdem tazminatının kaldırılması söz konusu değildir. Sadece, kıdem tazminatının ödenme şekli değiştiriliyor. Yani, işverenler tarafından belli koşullar oluştuğunda ödenen kıdem tazminatı artık devlet güvencesine geçecek ve işçi kıdem tazminatı hakkını istifa etse bile garantiye alacak.
Kıdem Tazminatı Fonu tasarısı uzun bir zamandan beri tartışılıyor. Hali hazırda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı kamuoyu ile yeni bir tasarıyı paylaşmış değil. Ancak, birkaç yıl önce kamuoyuna sızan Kıdem Tazminatı Fonu tasarısının yasalaşması halinde;
“a) Bağlı oldukları kurum veya sandıklardan yaşlılık, emeklilik, malullük aylığı bağlanması yahut toptan ödeme almak amacıyla hizmet akitlerini feshetmeleri halinde,
b) İşverence hizmet akdinin feshedilmesi durumunda işçinin hak kazandığı yaşlılık, emeklilik, malullük aylığı veya toptan ödeme almak amacıyla ilgili kuruma veya sandığa başvurması halinde,
c) Adına en az 10 yıl Fona prim ödenen işçinin isteği halinde,
d) İşçinin ölümü halinde kanuni mirasçıları, kıdem tazminatına hak kazanırlar.
Yaşlılık, emeklilik aylığı almakta iken çalışmaya başlamakla aylığı kesilen ve 506 sayılı Kanunun 63 üncü maddesinin 1 inci ve 2 inci fıkralarına göre yeniden hesaplanacak aylık bağlanması için talepte bulunan ve hizmet akdini fesheden işçiye, daha önce tazminat aldığı tarihten sonra fona prim ödenen süreler için de kıdem tazminatı ödenir.
Haklarında Sosyal Güvenlik Destek Primi ödenenler için sadece malullük aylığı şartlarının gerçekleşmesi veya ölüm halinde” kıdem tazminatı fon tarafından ödenebilecektir.
KIDEM TAZMİNATI FONU NE ZAMAN YÜRÜRLÜĞE GİRECEK
“Kıdem Tazminatı Fonu” tasarısı ile kıdem tazminatı kaldırılmıyor, sadece yeni bir düzenleme yapılması düşünülüyor. Kıdem Tazminatı Fonu tasarısı 1954 yılından beri sosyal taraflarca tartışılıyor. Ancak, yasanın çıkıp çıkmayacağı veya ne zaman çıkacağı henüz tam olarak belli değildir.
KIDEM TAZMİNATI FONU KİMLERİ SEVİNDİRECEK
Özellikle işletmelerin ekonomik kriz dönemlerinde mali yapılarının bozulması sonucu ödeme güçlüğüne düştükleri, bunun sonucunda da işçilerin kıdem tazminatından mahrum kaldıkları görülmektedir.
Yine, uzun yıllar çalıştığı bir işyerinden herhangi bir nedenle istifa eden yada bir başka nedenle işveren tarafından tazminatsız çıkartılan işçiler kıdem tazminatı hakkından mahrum kalmaktadır.
Hizmetler sektöründe kamuya taşeronluk hizmeti veren işyerlerinde çalışan işçilerin işveren değişikliğinden dolayı mağduriyetleri de göz önünde bulundurulduğunda kıdem tazminatı fonunun bir an önce hayata geçirilmesi gerektiği görülmektedir. Ancak işverenlerin istihdam maliyetlerinin yüksek olduğu ülkemizde maliyetleri artırmamak ve kıdem tazminatı ödenebilirliğini sağlamak adına uygun bir çözüm bulunmalıdır.
Hali hazırda kıdem tazminatı fonu ile ilgili olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile sosyal tarafların çalışmaları devam etmekte olup, işçi ve işverenler açısından en sağlıklı çözüm yolunun bulunmasına çalışılmaktadır.
KIDEM TAZMİNATI FONU YÜRÜRLÜĞE GİRDİĞİNDE ESKİ HAKLAR NE OLACAK?
Kıdem tazminatı fonu yürürlüğe girdiği tarihte, bir işyerinde çalışmakta olan işçilerin yürürlük tarihine kadar olan kıdemlerinden işveren sorumlu tutulmuştur. İş sözleşmesi kıdem tazminatına hak kazandıracak şekilde sona erdiğinde, işveren kıdem tazminatını, kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar olan süre için, ancak işçinin işten ayrılırken ki son ücreti üzerinden ödeyecektir.
Kıdem tazminatı fonu yürürlüğe girdiği tarihten sonra ilk defa veya yeniden işe alınan işçiler ile işyerinde çalışmakta olanların yürürlük tarihinden sonraki hizmet sürelerine ilişkin kıdem tazminatlarının fondan karşılanması uygun görülmüştür.
İŞ KANUNU’NA TABİ OLMAYAN İŞYERLERİNDE ÇALIŞAN İŞÇİNİN KIDEM TAZMİNATI
İş Kanunu’na tabi olmayan işyerlerinde (İş Kanunundan istisna iş ve işyerleri) çalışan kişilerin kıdem tazminatı hakkı bulunmuyor. Bu kesimlerin de kıdem tazminatı kapsamına alınması halinde önemli bir haksızlık giderilmiş olacak.
KIDEM TAZMİNATI FONU BİLİM KURULU TARAFINDAN HAZIRLANMALI
Kıdem tazminatı fonu kurulmasına ilişkin tasarı mutlaka işçi, işveren ve devlet temsilcisi 3’er kişiden oluşan bir bilim kurlu tarafından hazırlanmalı ve sendikalar, sosyal taraflar ve diğer meslek örgütleriyle görüşülmelidir. Bu noktada itiraz ve eleştiriler dikkate alınmalıdır.
********
KIDEM TAZMİNATI FONUNDA İŞÇİ VE İŞVERENLERİN AVANTAJ VE DEZAVANTAJLARI
KIDEM TAZMİNATI FONUNUN İŞÇİ İÇİN AVANTAJLARI:
- İstifa edenin kıdemi yanmayacak. İşçi istifa bile etse kıdem tazminatı birikecek ve hak ettiğinde bu süreler için fondan ödeme yapılacak,
- İşveren iflas etse veya ödeme güçlüğüne düşse bile işçinin kıdem tazminatı hakkı yanmayacak,
- Bir yıldan az çalışanlarda kıdem tazminatından yararlanacak,
- Özellikle özel ve kamu sektöründe temizlik, güvenlik gibi taşeronluk hizmetlerinde çalışanlar da kıdem tazminatına hak kazanacak,
- İşçi alamadığı kıdem tazminatı için mahkemelik olmayacak, dava masrafı ödemek zorunda kalmayacak.
- Kıdem tazminatı hakkı olmayan İş kanunu kapsamı dışında kalan işçiler de kıdem tazminatından yararlanabilecek,
- İşçi daha iyi bir iş bulduğunda işini değiştirebilecek.
- İşverenden kıdem tazminatı alabilmek için işçiler diğer haklarından fedakarlık yapmayacak. Yani işçi işverenle kıdem tazminatı pazarlığı yapmayacak.
- Halen 2.731,85 TL olan kıdem tazminatı tavanı 5.440,50 TL’ye çıkacak ve yüksek ücretli işçi daha fazla kıdem tazminatı alacak.
- İşçilere fazla mesai yaptırmak yerine yeni işçi alınacağından işsizlik azalacak.
KIDEM TAZMİNATI FONUNUN İŞÇİ İÇİN DEZAVANTAJLARI:
- Kıdem tazminatı fonunun kötü yönetilmesi halinde mağduriyetler olacak,
- Sigortasız ve kayıtdışı çalışan işçiler kıdem tazminatı hakkından yararlanamayacak,
- Ücreti düşük gösterilenler düşük miktarda kıdem tazminatı alacağından mağdur olabilecek,
- Evlilik, askerlik, 15 yılı ve 3600 günü doldurup emeklilik yaşını bekleme gibi durumlarda Kıdem tazminatı ödenmeyecek.
- İşçi 10 yıl beklemek zorunda kalacak.
- Eğer işçinin bir yıl karşılığı 30 gün yerine, daha az bir süre kıdem tazminatı ödenirse hak kaybı yaşanacak.
- Gazeteciler için halen kıdem tazminatında tavan tutar yokken, fonla birlikte kıdem tazminatına 5.440,50 TL tavan tutar gelecek.
KIDEM TAZMİNATI FONUNUN İŞVEREN İÇİN AVANTAJLARI:
- İşverenler kıdem tazminatı fonuna aylık ödeme yapacakları için kıdem tazminatı yükü oluşmayacak,
- İşverenler aylık ödeme yapacakları için kıdem tazminatından dolayı mali sıkıntı yaşamayacak.
- İşveren işçisiyle kıdem tazminatı için mahkemelik olmayacak,
- İşveren, işçiyi işten çıkartırken kıdem tazminatı yükünü düşünmeyecek.
- Kıdem tazminatı almak isteyen işçilerin işyerinde düzeni bozmasına gerek kalmayacak.
- İşverenler, kıdem yükü nedeniyle yeni işçi almayarak fazla mesai yaptırmalarına gerek kalmayacak ve bu nedenle işçilik maliyetleri düşecek.
- Özellikle ihale konusu işlerde güvenlik, temizlik, hasta yönlendirme vb. alanlarda hizmet veren işverenler kıdem tazminatı konusunda rahat bir nefes alacak.
KIDEM TAZMİNATI FONUNUN İŞVEREN İÇİN DEZAVANTAJLARI:
- Kıdem tazminatı hakkı olmayan İş kanunu kapsamı dışında kalan işçiler içinde kıdem tazminatı ödenecek.
- İşverenler, daha önce kıdemini düşünüp ayrılamayan nitelikli işçileri işyerinde tutmakta zorlanacaklar.
- İstifa veya haklı nedenle tazminatsız işten ayrılan işçilere kıdem tazminatı ödenmezken, fonla birlikte bunlarda kıdem tazminatı almış olacaklar. Dolayısıyla istifa edene de, hırsızlık yapana da kıdem tazminatı ödenmiş olacak.
- Halen 2.731,85 TL olan kıdem tazminatı tavanı 5.440,50 TL’ye çıkacak ve işverenin yüksek ücretli işçi için kıdem tazminatı maliyeti artacak.
- İşverenler bir nevi kredi olarak kullandıkları kıdem tazminatını fon kurulunca kullanamayacaklar.
(Kaynak: haber7.com | 26.07.2011)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.