19 Temmuz tarihli Akşam'daki yazımızda belirttiğimiz gibi, önümüzdeki dönemde Gelir İdaresinin hedefindeki 600 bin kişinin bir kısmı 2010 yılında gayrimenkul satanlar...
Gerçek kişilerin devamlılık arz etmemek koşuluyla yaptıkları gayrimenkul (ev, işyeri, arsa, arazi) satışından elde ettikleri kazançlar, değer artış kazancı sayılıyor. Gayrimenkulün edinme şekli, elde bulundurma süresi ve elde edilen kazanç tutarına göre de ortaya çıkan kazancın beyan edilip, vergi ödenmesi gerekiyor.
1 Ocak 2007'den sonra edinilen gayrimenkullerin beş yıl, bu tarihten önce edinilenlerin ise dört yıl geçtikten sonra satılması halinde, tutarı ne olursa olsun elde edilen kazanç değer artış kazancı sayılmıyor. Dolayısıyla elde edilen kazanç için beyanname verilmesi ve vergi ödenmesi gerekmiyor. Yine, ivazsız (bedelsiz) olarak (bağış, veraset vb.) edinilen gayrimenkullerin satılmasından sağlanan kazançlar, değer artış kazancı olarak vergilendirilmiyor. İvazsız edinilen gayrimenkullerde elde bulundurma süresi de aranmıyor. Gayrimenkul 1 yıl, 2 yıl, 5 yıl, ne kadar süre ile elde tutulmuş olursa olsun, elde edilen kazanç vergilendirilmiyor.
Durumunuz bunlara uyuyorsa rahat olun. Herhangi bir sorun yaşamanız söz konusu değil. Ancak sattığınız gayrimenkulü bedel karşılığı edinmişseniz ve edinme tarihinden itibaren dört yıl geçmeden satmışsanız, yazıyı okumaya devam edin. Belki de satış kazacınızı beyan edip vergi ödemeniz gerekiyordu.
VERGİLENDİRİLECEK SATIŞ KAZANCI
2010 yılında elde dilen gayrimenkul satış kazancının 7 bin 700 lirası gelir vergisinden müstesna idi.
Elde ettiğiniz satış kazancı 7 bin 700 lirayı aşmıyorsa yine sorun yok. Çünkü beyan etmeniz gerekmiyordu. Elde etiğiniz kazanç 7 bin 700 lirayı aşıyorsa, bu defa aşağıdaki hesabı yapmanız gerekiyor.
KAZANÇ NASIL HESAPLANACAK?
2010 yılında satılan gayrimenkulün değer artış kazancı hesaplanırken:
- Önce iktisap (edinme) bedeli, satışın yapıldığı ay hariç olmak üzere Üretici Fiyat Endeksindeki (ÜFE) artış oranında artırılacak. Ancak endekslemenin yapılabilmesi için artış oranının yüzde 10 veya üzerinde olması gerekiyor.
- Endekslenmiş edinme bedeli ile satış dolayısıyla yapılan masraflar, satış bedelinden çıkarılacak.
- Ortaya çıkan kazanç istisna tutarı ile kıyaslanacak. İstisna tutarını aşmıyor ise yine sorun yok. Beyanname vermeniz ve vergi ödemeniz gerekmiyordu.
Ortaya çıkan kazanç, 2010 yılı için belirlenen 7 bin 700 TL istisna tutarını aşıyorsa 25 Mart 2011 akşamına kadar beyanname vermeniz, istisnadan sonra kalan tutar üzerinden yüzde 15'den başlayan tarifeye göre hesaplanacak gelir vergisini mart ve temmuz aylarında iki taksit halinde ödemeniz gerekiyordu.
PİŞMAN OLANA CEZA YOK
Beyan edilmeyen veya eksik beyan edilen gelirin mali idare tarafından tespit edilmesi halinde, verginin bir katı tutarında vergi cezası kesiliyor.
Elde ettiği gelirini yasal süresi içinde beyan etmeyenlerin, Vergi Usul Kanununun 371. maddesinde yer alan pişmanlık hükümlerinden yararlanarak kendiliklerinden beyan etmeleri halinde ise kendilerine vergi cezası kesilmiyor. Beyan edilen gelir üzerinden hesaplanan verginin gecikmiş taksitinin, gecikme zammı (aylık yüzde 1,40) oranındaki pişmanlık zammı ile birlikte 15 gün içinde ödenmesi gerekiyor. 2010 yılında elde ettiğiniz gayrimenkul satış kazancınızı beyan etmediyseniz, pişmanlık hükümlerine göre beyan edip, hesaplanan verginin birinci taksitini 15 gün içinde pişmanlık zammıyla, ikinci taksitini ise pişmanlık zammı ödemeksizin temmuz ayı sonuna kadar ödeyebilirsiniz.
AKLINIZDA BULUNSUN - Elde bulundurma süresinin hesabı
Gayrimenkulün elde bulundurma süresine ilişkin dört ve beş yıllık sürelerin hesaplanmasında edinme tarihi ile satış tarihi gün, ay ve yıl olarak dikkate alınıyor. Örneğin, 25 Ekim 2006 tarihinde edinilen gayrimenkulün dört yıllık elde bulundurma süresi 25 Ekim 2010 tarihinde doluyor. Gayrimenkul bu tarihten önce satılmışsa, elde dilen kazanç, değer artış kazancı sayılıyor. Bu tarihten sonra satılmış ise elde edilen kazanç tutarı ne olursa olsun, değer artış kazancı sayılmıyor ve beyan edilip vergi ödenmesi gerekmiyor.
15 yıl 3600 günle kıdem tazminatı almak tarih mi oluyor?
Bildiğiniz üzere 3600 gün ve 15 yıl hizmet süresini dolduran bir kimse kendi isteği ile işten ayrılırsa SSK'dan kıdem tazminatı ile ilgili yazıyı alıp işverene ibraz edince kıdem tazminatını alabiliyor. Peki, yeni kıdem tazminatı uygulaması hayata geçtikten sonra bu uygulamadan yararlanmak istersem ne olacak? Artık bu uygulama yeni yasa ile geçersiz mi olacak? Ben şu an itibariyle 15 yıl ve 3600 gün şartını yerine getirdim ve bugün kendi isteğimle işten ayrılsam tazminat alabiliyorum. Yasa çıktıktan sonra bu hakkım kaybolacak mı, bunu öğrenmek istiyorum. Eğer bu hakkım gidecekse şimdiden işten ayrılayım ve bu hakkımı kullanayım. İsmi saklı
Kıdem tazminatı ile ilgili ortada henüz bir yasa tasarısı yok. Tartışmalar, yıllar önce hazırlanmış bir tasarı taslağı üzerinden yapılıyor.
Her ne kadar kazanılmış hakların korunacağı söylense de tasarı taslağına göre, kıdem tazminatına hak kazanabilmenin şartlarından biri emeklilik nedeniyle işten ayrılmış olmak. Taslakta, emeklilik için gereken yaş dışındaki koşulları (15 yıllık sigortalılık süresi ve 3600 prim günü) sağlayanların kendi istekleri ile işten ayrılmaları halinde kıdem tazminatı alabilecekleri öngörülmüyor. Ancak zaman ne gösterir bilinmez.
GÜNÜN SÖZÜ
'İyi bir başlangıç, yarı yarıya başarı demektir.'
Andre Gide
(Kaynak: Akşam Gazetesi | 21.07.2011)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.