Geçtiğimiz mart ayında sosyal güvenlik mevzuatımızda çok önemli bir değişiklik yapıldı.
Torba Kanun gündemi fazlasıyla meşgul ettiğinden, bu 'küçük' düzenleme pek fazla dikkat çekmedi. Ancak söz konusu değişiklik, ülkemizde yabancı işçi istihdamını ve özellikle ucuz işgücü ithalatını ciddi manada sınırlayamaya dönüktü.
Düzenlemenin yapıldığı 2 Mart 2011 tarihine kadar, yabancı şirketler/kuruluşlar tarafından ülkemize gönderilen işçiler, kendi ülkelerinde sigortalıysalar, Türkiye'de sigortalı olmuyorlardı. Peki bunun pratikteki sonucu neydi? Hemen örnek verelim; Çinli bir firma, ülkemizde bir baraj inşaatı ihalesine giriyor, verdiği düşük teklifle ihaleyi alıyor, Çin'den getirdiği yüzlerce işçiyi ülkemizde çalıştırıyor ve dönüp gidiyordu. Hem kendi ucuz işgücünü Türk firmalara karşı rekabet avantajı olarak kullanıyor hem de Türkiye'de bir kuruş sigorta primi ödemiyordu.
2 Mart'ta yapılan düzenlemeyle, Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği'nin 10/d maddesine "en fazla üç ay süreyle" ibaresi eklendi. Yani yabancı şirket işçilerinin en fazla üç ay süreyle Türkiye'de sigortasız çalışabileceği hükmü getirildi. Üç ayı aşması halindeyse, sigorta tescilleri yapılacak ve prim ödemeye başlayacaklar.
Yapılan bir cümlelik düzenleme Türk firmaların rekabet gücünü artıracağı gibi SGK'nın prim tahsilâtına da olumlu yansıyacak. Zira bundan sonra prim ödemek durumunda kalacak yaklaşık 200 bin yabancı işçi olduğu tahmin ediliyor. Bu da yıllık en az 670 milyon lira ilave prim tahsilâtı demek. Hiç de fena bir rakam değil.
Savaşta bile aylık bağlayan Meclis...
Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne girme-girmeme, yemin etme-etmeme tartışmalarının yaşandığı şu günlerde, ibretli bir tarihi vakayı sizlerle paylaşmak istiyorum. Yıl 1920, Kurtuluş Savaşımızın en şiddetli dönemi. Bir yandan milli mücadele verilirken, içerde de isyanlar bastırılmaya çalışılıyor.
İşte bu isyanlardan birinde Yozgat/Akdağmadeni Kaymakamı Tahir Bey, asiler tarafından şehit edilir. Tahir Bey'in eşi Memnune Hanım, dört çocuğuyla beraber dul kalır. Yozgat Mutasarrıflığı'na başvuran Memnune Hanım, yürek parçalayan bir dilekçeyle devletin kendisine ve yetimlerine sahip çıkmasını ister.
Henüz Cumhuriyet ilan edilmemiş ve yeni devlet tam anlamıyla teşekkül etmemişken TBMM, Memnune Hanım'ın figanına bigâne kalmaz. Bir yandan savaşı idare eden Meclis, aynı zamanda da ilk aylık bağlama kanununu çıkarır. 28 Şubat 1921 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan kanunla Memnune Hanım'a bin kuruş aylık bağlar. (Ayrıntılı bilgi için bkz. Sosyal Güvenlik Dünyası Dergisi, Selim Gürlevik, s.18.)
Evet, bu Meclis bu milletin varlık mücadelesi verdiği dönemde dahi kesintisiz çalışmış hem de ilk kanunlarından birisini sosyal güvenlik konusunda çıkarmıştır. Şimdi Memnune Hanım ve yetimleri gibi manzaralar yok belki. Ancak yine de çalışma hayatı ve sosyal güvenliğe dair sırada bekleyen onlarca düzenleme var. Umarız savaşta bile dul ve yetimlere 'Büyük'lük yapan Meclisimiz, yine kendine yakışanı yapar.
(Kaynak: Bugün Gazetesi | 02.07.2011)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.