Bugün sizlere ne nisan ayı enflasyon rakamlarının yılık bazda yarattığı yeni bir tarihi en düşük rekora ulaştığından, ne ihracat atış hızından, ne yükselen cari açıktan ne de benzin fiyatlarındaki değişmelerden bahsedeceğim...
Sevdiklerimizin, değer verdiklerimizin kıymetini onlar hayatta iken yeterince biliyor muyuz? Herhalde çoğunuzun cevabı hayır olacaktır. Ama mazeretimiz de hazırdır. Büyük şehirlerde gittikçe mekanikleşen hayat tarzıdır suçlu.
Günlük koşuşturmalar, trafik vs. derken günler, haftalar, aylar geçiyor ama çoğu zaman belki de en fazla yapmayı arzu ettiğimiz şeyleri, yani bir dostun hatırını sormayı, onunla birlikte zaman geçirmeyi ihmal edip duruyoruz. Belki de bunda "işte orda ya, ne zaman olsa görüşürüz" gibi psikolojik bir teselli etkili oluyor.
Zaman bir yandan akıp geçiyor. Günler günleri, aylar ayları kovalıyor. Bir de bakıyorsunuz, sevdiğiniz, değer verdiğiniz insan artık orada değil. Sizi ebedi olarak terk etmiş, bu fani dünyadan göçüp gitmiş.
Haberi alıyorsunuz, hemen koşup son bir defa, son bir defa görmek istiyorsunuz. Evine ulaştığınızda o sevdiğiniz, değer verdiğiniz insanın sizi salonun ortasında boylu boyunca yere uzanmış beyaz bir örtü ile üzeri kapatılmış gerçeği karşılıyor. İçeride tanıdık, tanımadık büyük bir kalabalık iğne atsanız yere düşmüyor ama derin bir sessizlik en önemli yabancı. Sanki hiç kimse yokmuşçasına sessiz bir ortam. Bu sessizliği sadece gelenlerin yavaşça verdiği selamı bozuyor. Hemen arkasından onlar da sessizliğe bürünüyor. Aslında o anda herkes içinden okuduğu duaların yanında, geniş bir vicdan muhasebesi yapıyor. Sevdiğiniz, değer verdiğiniz insanla geçirdiğiniz zaman hızlandırılmış bir film şeridi gibi geçiyor gözünüzün önünden. Kendinize söz veriyorsunuz ve kim bilir kaçıncı defa bundan sonra, bundan sonra daha farklı olacağım diyorsunuz. Sonra belki de günlük telaş içerisinde yine aynı şekilde kendinizi hayatın akışına bırakıyorsunuz. Robin Sharma'nın "Sen ölünce kim ağlar" eserinde ifade ettiği gibi bir insanı kolaylıkla Ay'a gönderebildiğimiz ancak karşı dairemize taşınan komşumuza ziyarette güçlük çektiğimiz bir hayat tarzı yaşıyoruz.
Oysa bu fani alemden gerçek aleme göçüp giden dostlarla, onlar aramızda iken daha fazla zaman geçirmemenin hayıflanmasını yaşıyoruz.
Hayatını milleti ve memleketine hizmet uğruna adamış kıymetli insan, değerli dost Mehmet Güngör'ü Hakk'a uğurlarken bunlar geçti aklımdan, belki de Marmara İlahiyat Camii avlusunda cenazesine son bir omuz vermek için çaba gösteren kalabalığın birçoğu benzer hisleri yaşamıştır.
Nur içinde yat Mehmet Ağabey...
(Kaynak: Bugün Gazetesi | 06.05.2011)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.