BASINDAN YAZILAR
Dr. Veysi SEVİĞ - Dünya Ekonomisi ve Bütçe Tahminleri - MuhasebeTR

Dr. Veysi SEVİĞ - Dünya Ekonomisi ve Bütçe Tahminleri

Son iki ay içersinde bulunduğumuz 2006 yılında, dünya ekonomisinde büyüme hızının yüzde 5.1 olması beklenmektedir. 2007 yılına yönelik olarak yapılan tahminlerde ise oranın yüzde 4.9 olması öngörülmektedir.

Dünya ekonomisinde küresel büyüme eğilimine bağlı olarak düşen atıl kapasitelerin ve petrol fiyatlarındaki değişim sonucu enflasyon oranları da beklenenin üzerinde gerçekleşmiştir.

Enflasyon beklentisindeki değişimi ve fiyat istikrarının sürdürülebilirliğine ilişkin endişeleri beraberinde getiren bu gelişmeler karşısında gelişmiş ülkeler merkez bankaları bir anlamda sıkı para politikalarına yönelik tercihlerini kullanmaya başlamışlardır.

Bu gelişmelerden mali piyasalar da etkilenmiştir. Ancak dünya üzerindeki likidite bolluğu devamlı sorun ve baskı kaynağı haline dönüşmüştür.

Mali piyasalarda yaşanan hareketlilik gelişmekte olan ülkelerden zaman zaman sermaye çıkışlarına neden olmuştur. Bu çıkışların önüne geçebilmek için gelişmekte olan ülkelerin katlanmak zorunda kaldığı maliyetler de bu bağlamda artmıştır.

Bir başka açıdan mali piyasalardaki dalgalanmalar nedeniyle 2006 Mart ayı başında Ortadoğu borsalarında ani bir düşüş yaşanmış, daha sonra İzlanda ve Yeni Zellanda gibi ülkelerde ulusal para birimlerinde değer kayıpları yaşanmıştır.

2006 yılının Mayıs ve Haziran aylarında küresel piyasalarda oluşan sert dalgalanma sonucunda uluslararası piyasalarda ileriye yönelik beklentilerin tartışılır hale gelmesine, risk primlerinin yükselmesine ve dünya genelinde borsa endekslerinin gerilemesine ve dalgalanmasına neden olmuştur.

Yabancı sermaye olarak tanımlanan ve fakat son yıllarda hareketli hale gelen, bu nedenle de kısa vadeli dolaşıma çıkan parasal birikimler gelişmekte olan ülkeleri olumsuz etkilemeye başlamıştır.

"Sermaye çıkışları, mayıs ortası ve haziran sonunda, Güney Afrika, Kolombiya ve Türkiye gibi ülkelerin ulusal paralarında yüzde 10'u aşan değer kayıplarına neden olmuştur." (TC Maliye Bakanlığı yıllık ekonomik rapor 2006, Sf: 156)

Gelişmiş ülkelerde geçerli olan faiz oranları dikkate alındığında özellikle hareketli olan parasal birikimlerin dünya ekonomisinde ve mali piyasalardaki hareketlilikten yararlanmaya müsait bir beklenti içerisinde olduklarını söyleyebiliriz.

Özellikle ekonomilerde kur değişikliğini kontrol altında tutan ülkelerin yüksek faiz politikası ile yabancı parasal birikimlere açık olduğunu varsayacak olursak, dünya üzerinde likidite bolluğundan kaynaklanan bu olgunun söz konusu ülkeler üzerinde ayrıca bir risk oluşturduğunu söylemek daha kolay olmaktadır.

Gelişmiş ülkelerde uygulanan faiz oranlarını ülkemiz açısından değerlendirmek üzere bu bağlamda gözden geçirmekte yarar görmekteyiz.

 

Gelişmiş ekonomilerde faiz oranları (%)

Temmuz

2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006

Kısa dönem faiz oranları

ABD 6.0 3.5 1.6 1.0 1.4 3.2 5.1

Euro bölgesi 4.4 4.3 3.3 2.3 2.1 2.2 3.1

Japonya 0.2 0.0 0.0 0.0 0.0 0.0 0.4

İngiltere 6.1 5.0 4.0 3.7 4.6 4.7 4.7

Kanada 5.5 3.9 2.6 2.9 2.2 2.7 4.2

Uzun dönem faiz oranları

ABD 6.0 5.0 4.6 4.0 4.3 4.3 5.1

Euro bölgesi 5.5 5.0 4.9 3.9 3.8 3.4 4.1

Japonya 1.7 1.3 1.3 1.0 1.5 1.4 1.9

İngiltere 5.0 5.0 4.8 4.5 4.8 4.3 4.6

Kanada 5.9 5.5 5.3 4.8 4.6 4.1 4.4

Kaynak: IMF, World Economic Outlook; September 2006

2007 yılı bütçe çalışmaları sırasında ekonomik açıdan dünyada oluşan gelişmeler ve beklentiler yeterince dikkate alınmamıştır. Bu bağlamda 2007 yılı merkezi yönetim bütçe gelir ve giderleri tahminleri yapılıren;

. Gayri safi milli hasılanın (GSMH) yüzde 5 büyüyeceği,

. Gayri safi milli hasıla deflatörünün yüzde 7 olacağı,

. Yıl sonu TÜFE'nin yüzde 4 olarak gerçekleşeceği,

. İhracatın 95.0 milyar ABD Doları olacağı,

. Borçlanmalarda Yeni Türk Lirası cinsinden borçlanmalara ağırlık verileceği,

. Nakit iç borçlanmanın ağırlıklı olarak sabit faizli enstrümanlarla yapılacağı,

. Boçlanma vadelerinin uzatılması politikasının sürdürüleceği,

. Kamu iktisadi teşebbüslerine yönelik sermaye desteği uygulamasına ağırlık verileceği,

varsayılmış ve bütçe uygulaması sırasında ortaya çıkacak acil ve öncelikli hizmetlerin yürütülmesi amacıyla belli bir miktar yedek ödenek konulması öngörülmüştür.

Bütçe çalışmaları sırasında dünya para piyasasında olması muhtemel gelişmeler ile ülkemizde halihazırda tartışma konusu yapılan cari işlemler açığı dikkate alınmamıştır.

İç borçlanma kağıtlarının faiz oranını çok iyimser bir yaklaşımla yüzde 20 civarında kabul edecek olursak bu takdirde yukarıda sunduğumuz gelişmiş ülkelerde geçerli olan faiz oranlarının, kurun belli bir aralık içersinde hareket göstermesi halinde dahi yabancı tasarrufçular açısından çok cazip olduğunu kabul etmek gerekecektir.

Yabancılara tanınan vergi avantajı da dikkate alındığında özellikle dünya para piyasasını yakından izleyen yatırımcılara göre; Türkiye kısa vadeli getiri açısından en cazip ülke konumuna gelmiştir.

Bilindiği üzere Gelir Vergisi Yasası'nın geçici 67'nci maddesinde yapılan değişiklik sonucunda yabancı yatırımcıların kamu iç borçlanma kağıtlarını almaları halinde elde ettikleri faiz gelirleri ile sermaye piyasası araçlarının elden çıkartılmasından sağlanan kazançlar sıfır oranında vergilendirilmektedir.

Türkiye bu bilgiler ve gerçekler karşısında ekonomik açıdan kritik bir döneme girmiş bulunmaktadır. Dünya üzerinde yaşanan ekonomik olaylar ve gelişmeler dikkate alındığında ülkemiz maliyeti yüksek ve riskli bir ekonomik modele evet demek zorunda kalmıştır.

(Kaynak: Dünya Gazetesi | 07.11.2006)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM