Torba Kanun'un, özellikle tarım çalışanlarının sosyal güvencesi konusundaki yeniliklerine büyük ölçüde değindik. Son olarak tarımda hizmet akdiyle geçici işlerde çalışanların sosyal güvenceye kavuşturulması için önemli bir düzenleme yapıldığını belirttik. Gerçekten de 5510 Sayılı Kanun'la 1 Ekim 2008 sonrasında bu konuda büyük bir boşluk ortaya çıkmıştı. Çünkü 1 Ekim 2008 tarihi itibariyle, 2925 Sayılı Kanun kapsamında tarım SSK'lılığı donduruldu. Yeniden müracaat alınmamaya başlandı. Ancak 5510 Sayılı Kanun'da bunun yerini tutacak bir düzenleme de yapılmamıştı. Bunun iki anlamı vardı. 2925 Sayılı Kanun, uygulandığı şekliyle zaten tarım çalışanlarının sosyal güvenlik ihtiyacını karşılamıyordu.
İHMAL ETMEYİN
Ancak daha önemlisi 5510 Sayılı Kanun gibi, tüm nüfusu genel sağlık sigortası kapsamına almaya çalışan bir kanunla, nüfusun önemli bir kısmını oluşturan tarım kesimi güvence dışında bırakılmış oldu.
İşte 5510 Sayılı Kanun'un ortaya çıkardığı bu olumsuz sonuç, Torba Kanun'daki düzenlemeyle bir ölçüde giderilmiş olacak. Bir ölçüde diyorum, çünkü yeni düzenlemede getirilen sigortalılık esasları tarım 4/b sigortalılarıyla aynı. 2925 Sayılı Kanun'un sunduğu imkanlar ise, sigortalılar yönünden bakıldığında çok daha uygundu. Ayda 15 gün üzerinden prim ödemesi yapıyordunuz. Belki gün sayınız yavaş artıyordu. Ancak zaten 3 bin 600 gün üzerinden emekli olduğunuz için sorun kalmıyordu. Üstelik prim ödemelerinizi ertesi yılın Şubat ayı sonuna kadar yapabiliyordunuz. Prim ödemesi yaptığınız sürece sağlık güvenceniz de vardı. O nedenle 1 Ekim 2008 öncesinde 2925 Sayılı Kanun'a göre tarım SSK'lılığı başlatanlara, bu sigortalılıklarını sakın ola ihmal etmemelerini şiddetle tavsiye ediyorum.
KAFA KARIŞIKLIĞI
Zaten Torba Kanun ile 2925 Sayılı Kanun'a tabii tarım SSK'lıları ile ilgili de bazı haklar tanınmış durumda. Tarım SSK'ları ile bakmakla yükümlü olduğu kişilerin, genel sağlık sigortalısı oldukları ve sağlanan sağlık yardımları ile diğer haklardan yararlanacakları hüküm altına alınmış oldu. Dolayısıyla tarım SSK primi ödeyerek aynı zamanda genel sağlık sigortalısı olacaklar. Böylece tarım SSK primi yanında, ayrıca genel sağlık sigortası primi ödeme yükümlülüklerinin olup olmadığı tartışması da ortadan kalmış oldu.
Torba Kanun, tarım SSK'lılığı konusunda bir başka tartışmayı da açıklığa kavuşturdu. 5510 Sayılı Kanun'un aslında iki ayrı yürürlük tarihi mevcuttu. İlki 1 Mayıs 2008 diğeri ise, 1 Ekim 2008 tarihiydi. Aynı şekilde 5510 Sayılı Kanun'un yürürlükten kaldırdığı diğer kanun veya maddeleri açısından da, yürürlükten kaldırılma tarihleri yönünden kafa karışıklıkları olabiliyordu.
YENİ ESASLAR
Özellikle de 1 Mayıs 2008-30 Eylül 2008 devresindeki iş ve işlemler açısından, 5510 Sayılı Kanun'un bazı hükümlerinin farklı yorumlanması söz konusu olabiliyordu. Bu çelişki, 1 Mayıs 2008-30 Eylül 2008 devresinde 2925 Sayılı Kanun'a göre tarım SSK başvurusu yapan kişiler için de geçerliydi. O tarih aralığında pek çok kişi, SGK'ya daha çok da posta yoluyla tarım SSK'lılığı başvurusunda bulunmuştu.
Açık bir düzenleme olmadığı için, bu döneme denk gelen başvuruların nasıl değerlendirileceği belirsizdi. İşte Torba Kanun bu konuyu da açıklığa kavuşturuyor. Bu tarihler arasında başvuruda bulunanların 2925 Sayılı Kanun esaslarına göre değil de, yeni getirilen tarım SSK'lılık esaslarına göre işlem göreceği belirtilmiş. Yeni esaslar 6111 Sayılı Torba Kanun'un ek 5. maddesinde yer alıyor. Bu nedenle 1 Mayıs 2008-30 Eylül 2008 devresinde tarım SSK'lılık başvurusunda bulunanların 6111 Sayılı Kanun'un ek 5'inci maddesine göre tarım sigortalısı olacaklarını söyleyebiliriz.
Analık sigortası
6111 Sayılı Torba Kanun'da sosyal güvenlik alanındaki bir başka sıkıntılı konuya da açıklık getirilmiş durumda. Malum, 5510 Sayılı Kanun gereğince 4/a statüsünde çalışan kadın sigortalılara analık sigortası kolundan doğumdan önceki sekiz ve doğumdan sonraki sekiz haftalık süreler için geçici işgöremezlik ödeneği ödeniyor. Doğum öncesi sekiz haftalık istirahat süresi konusunda bir miktar esneklik mevcut. Eğer kadın sigortalı istekte bulunur ve hekim tarafından da onay verilirse sigortalı doğumdan önceki üç haftaya kadar çalışmaya devam edebiliyor.
Bu durumda kullanılmayan doğum öncesi istirahat süresi, doğum sonrası istirahat süresine ekleniyor. Zaman zaman bu konuda SGK ile sigortalılar arasında sıkıntılar yaşanıyor. Özellikle de doğum öncesi istirahatın geç başlatılması, sigortalının doğumdan önceki üç haftaya kadar çalışmaya devamı yönünde hekim onayının süresinde alınmamasından kaynaklı. Ama esas sorun, erken doğum halinde ortaya çıkıyordu.
Erken doğum durumunda doğum öncesi istirahat mümkün olmuyordu. Doğum öncesi kullanılamayan istirahat süresinin, doğum sonrası istirahat süresine eklenmesi konusunda da, kanunda açık bir hüküm bulunmuyordu.
İşte 6111 Sayılı Kanun'da, erken doğum halinde, doğum öncesi kullanılamayan istirahat sürelerinin doğum sonrasında kullanılması mümkün hale getirildi.
(Kaynak: Yeni Asır | 08.03.2011)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.