Üniversite öğretim elemanlarının dışarıda iş yapmaları konusundaki yazımızın yayınlanmasının ardından, okurlarımızdan çok sayıda ileti aldık. Bu iletilerde, ortak soru olarak öğretim elemanlarının aldığı telif ücretlerinin durumu soruluyor. Biz de sorulara tek tek yanıt vermek yerine konuyu açıklayan bir yazı kaleme almayı tercih ediyoruz.
5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nda (FSEK) 'telif hakkı' tanımı yer almıyor. Bununla beraber, FSEK'nin 1/B maddesinde yer alan 'eser' tanımından hareketle telif hakkının ne olduğunu ortaya koyabiliriz. Kanuna göre eser sözcüğü;
'Sahibinin hususiyetini taşıyan ve ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsullerini' ifade ediyor. Telif hakkı ise en basit anlatımla, bunlar üzerinde sahip olunan hakların tamamını kapsıyor.
Bir eser üzerinde telif hakkı sahibi olmak için eserin konu aldığı alanda 'uzman' olma gibi bir şart söz konusu değil. Dolayısıyla, bir tıp profesörü yapmış olduğu beste üzerinde telif hakkına sahiptir. Aynı şekilde bir hukukçu da yazmış olduğu bir tarihi roman üzerinde telif hakkı sahibidir. Yani, burada hak sahibinin kişilik özellikleri değil, ortaya konan ürünün 'eser' olma niteliği önemlidir.
TELİF ÜCRETLERİ DÖNER SERMAYEYE Mİ GİDECEK?
Soru gönderen okurlarımızın en çok takıldıkları konu, elde ettikleri telif ücretlerini döner sermayeden geçirmek zorunda olup olmadıkları. Bu konuda duraksamaya düşülmesinin nedeni ise 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 36. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan;
'Öğretim elemanının görevi ile bağlantılı olarak verdiği hizmetin karşılığında telif ücreti adıyla bir bedel tahsil etmesi halinde 58. madde hükümleri uygulanır.' hükmü. Maddede yer verilen 58. madde, döner sermaye ile ilgili esasları düzenliyor.
Söz konusu maddenin Ocak ayı sonunda yürürlüğe girmesiyle, uygulamasının biçimi ve kapsamı konusunda farklı durumların ortaya çıktığı anlaşılıyor. Bazı üniversiteler, öğretim üyelerine yazı göndererek, gazetelerde köşe yazarlığı yapanların buradan almış oldukları ücretleri bildirmelerini istemiş...
GÖREV İLE BAĞLANTI
Konunun doğrusunun ortaya konulması için, yasa hükmünün okunması ve doğru yorumlanması çok önemli. 36. maddede sözü edilen telif ücretleri, 'bütün' telif ücretlerini kapsamıyor. Madde metninde kullanılan 'görevi ile bağlantılı olarak' ifadesi burada 'anahtar' durumunda. Dolayısıyla, sadece görev ile bağlantılı olarak elde edilen telif ücretleri döner sermayeden geçirilmek zorunda.
Görev ile bağlantılı telif ücretine gelince; burada ifade edilmek istenen, öğretim elemanına 'görev' kapsamında verilen işlerden elde edilen telif ücretidir. Örneğin, bir belediyenin üniversiteye başvurarak kent meydanına heykel yapılmasını istemesi ve öğretim elemanlarının da üniversitenin yönlendirmesiyle bu işi yapmaları. Bir gazetenin, üniversiteye başvurarak Tıp Fakültesi'nde görevli öğretim elemanlarının sağlık köşesi hazırlamalarını talep etmesi ve öğretim elemanlarının üniversite aracığıyla bu işi yapmaları da buna örnek oluşturur. Görevle bağlantı konusunda kullanılabilecek kriter, telife konu olan faaliyete başlanmasında üniversitenin aracılık edip etmemesidir.
Üniversitenin hiçbir şekilde 'aracı olmadığı' telif ücretlerinin ise görev ile bağlantısı bulunmamaktadır. Örneğin, bir iktisatçı öğretim elemanının üniversitenin dahli olmaksızın bir gazetede yazdığı köşe yazıları karşılığı elde ettiği telif kazancı görev ile bağlantılı olarak elde edilmemiştir. Kuşkusuz, aynı durum, diğer alanlar için de geçerlidir. Aksi bir yorumun hukuk mantığıyla bağdaşmadığı düşüncesindeyiz.
AKLINIZDA BULUNSUN
Hakimin reddinde para cezası
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 29. maddesine göre; aşağıdaki hallerde hakim bizzat kendisini reddedebilir veya iki taraftan biri tarafından reddolunabiliyor:
1- Davada iki taraftan birine nasihat vermiş veya yol göstermiş olması,
2- Davada iki taraftan biri veya üçüncü şahsa dava ile ilgili görüşünü açıklaması,
3- Davada tanık, bilirkişi, hakem veya hakim sıfatıyla bulunması,
4- Davanın dördüncü dereceye kadar (bu derece dahil) civar hısımlarına ait bulunması,
5- Dava esnasında iki taraftan birisiyle davası veya aralarında bir düşmanlık bulunması,
6- Hakimin tarafsızlığından şüphe edilmesini gerektirecek önemli bulgular olması.
Hakimin reddinin kötü niyetle yapıldığının anlaşılması ve talebin esas yönünden kabul edilmemesi halinde, talepte bulunanlara Kabahatler Kanunu'na göre para cezası veriliyor.
GÜNÜN SÖZÜ
'Hayat yaşandığı kadardır. Ötesi ya hatıralarda bir iz ya da hayallerde bir umuttur.'
(Pablo Neruda)
(Kaynak: Akşam Gazetesi | 08.02.2011)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.