Haciz, borcun vadesinde ödenmemesi halinde alacaklının talebine bağlı olarak alacağın zorla tahsil edilmesinde kullanılan bir yol. Son zamanlarda haczedilen mallarda meydana gelen artış, olayın ticarete tahvil edilmesi sonucunu da ortaya çıkarmış durumda. Haczedilen ve satışa sunulacak mallara ilişkin bilgilerin yer aldığı web sitelerindeki ciddi artış da bu durumu ortaya koyması bakımından üzerinde durulabilecek nitelikte.
Her ne kadar beklenen bir durum olsa da haciz uygulamaları bazen dramatik, bazen de istenmeyen olaylara sebep olabiliyor... Bunların dışında, yaşanması muhtemel 'zor kullanma' olayı var.
Kanunlarımız bazı durumlarda, hakkında haciz uygulanacak kişilerin mallarına ve şahıslarına karşı zor kullanılacağına ilişkin hükümler içeriyor. Konu, kamu alacakları için 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'da (AATUHK); özel alacaklar için 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nda düzenlenmiş.
ZOR KULLANILABİLECEK DURUMLAR
Zor kullanmaya hangi durumlarda başvurulabileceğinin sınırları kanunlarımızda belirgin bir biçimde çizilmemiş. Kanunlardaki düzenlemeden anlaşılan, borçlunun haczedilebilir nitelikteki mallarını gizlemesi halinde bu yola başvurulabileceği yönünde. Başka bir deyişle, borçlu haciz yapılmasını engellerse veya haczi zora sokarsa zor kullanılabiliyor.
Borçlunun şahsına karşı zor kullanılması AATUHK 80/3'te hükme bağlanmış: 'Borçlunun üzerinde haczi kabil kıymetli mallar bulunduğu ve kendisi bunları rızasiyle teslim etmediği veya üzerinde sakladığı takdirde şahsına karşı da zor kullanılır.'
Bu hükmün benzerine, İİK'nun 80/4. maddesinde yer verilmiş: 'Haczi yapan memur, borçlunun üzerinde para, kıymetli evrak, altın veya gümüş veya diğer kıymetli şeyleri sakladığını anlar ve borçlu bunları vermekten kaçınırsa, borçlunun şahsına karşı kuvvet istimal edilebilir.'
AKLA GELEN SORULAR
Yukarıda yer alan hükümler akla bazı soruları getiriyor. Borçlunun üzerinde haczi kabil mallar bulunduğu nasıl anlaşılacak? Bu konuda objektif ölçü nedir? Şahsa karşı zor kullanılmasında, 'ölçü' nedir? Örneğin, haciz memuru borçluyu dövecek midir? Buradaki ölçü, borçlunun üzerini arama ile sınırlı olabilir. Zor kullanma, kolluk kuvvetlerine ait olan bir yetki. Bunun madde metnine açıkça yazılması daha doğru olmaz mı? Kanunda kolluk kuvvetlerinin 'yardım zorunluluğu' olduğu belirtiliyor. İşlemi yapan memur yardım talep etmezse ya da yardım talebine kolluk kuvvetlerinden olumlu cevap gelmezse kendisi zora başvurabilir mi? Kanunda bu hususlar açıkta bırakılmış.
Tamamen subjektif bir durumu ifade eden 'şüphe' üzerine şahsa karşı zor kullanılabilmesi hukukla hangi ölçüde bağdaşmaktadır? Konunun başka bir boyutu ise, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 24. maddesi hükmü ile ilgili. Maddenin ilk fıkrasına göre; 'Kanunun hükmünü yerine getiren kimseye ceza verilmez.' Bu hüküm haciz memurunun keyfi davranması ve ölçüyü aşmasına olanak sağlayabilir mi?
Ayrıca, zor kullanan memurun ölçüyü kaçırması halinde borçlu karşılık verirse, borçlunun durumu TCK'nın 25. maddesi kapsamında 'meşru savunma' olarak değerlendirilebilir mi? Görüldüğü gibi, haciz uygulamasında zor kullanma konusunda oldukça fazla belirsizlik bulunuyor.
Zor kullanma konusunda hukuka uygun olan uygulama, kolluk kuvvetlerine başvurulmasıdır. Kullanılacak gücün ölçüsü ise üzerini aramaya yetecek şekilde el ve ayaklarının tutulmasıdır.
Görüldüğü gibi hacizde zor kullanma konusu, takip hukukunun her iki dalında da birbirine benzer şekilde 'soyut' hükümler içeriyor. Hukuk devleti ilkesinin gereği olarak, bu hükümlerin uygulamada sorun yaratmayacak biçimde 'somutlaştırılması' gerekiyor.
Haczedilebilecek malvarlığında sınır
Ödeme emrine rağmen borcun süresinde ödenmemesi üzerine alacaklı tahsil dairesi, gerek mal bildiriminde bulunan borçlunun bildirdiği malları ve gerekse kendi belirlediği malları haczeder. Haciz işleminde amaç kamu alacağının tahsil edilmesini sağlamaktır. Dolayısıyla haczedilebilecek mal ve hakların 'kamu alacağını karşılayacak miktarda' olması yeterli olup, borçlunun tüm malvarlığının haczine gerek yoktur. Kendisine haciz uygulanan borçlu, kamu borcunu ödemezse, haczedilen mallar paraya çevrilir. Elde edilen paradan kamu alacağı tahsil edildikten sonra haciz masrafları düşülür; kalan tutar kendisine geri verilir.
Asla bağlı kesinleşmiş vergi ziya cezası
Kesinleşmiş ve vergi aslına bağlı vergi ziyaı cezalarında, çıkması muhtemel olan yapılandırmada ne kadar indirim olacak? Örneğin, resen tarh edilen 50 bin TL KDV ve 50 bin TL vergi ziyaı cezası kesinleşmiş ve vergi aslı ödenmiştir. Vergi ziyaı cezasında ne kadar indirim olacak? Hasan Pelit
Vergi aslı, yeniden yapılandırma kanununun Resmi Gazete'de yayımlanacağı tarihten önce ödenmiş olan asla bağlı olarak kesilen vergi cezaları ile bu cezalara bağlı gecikme zamlarının tamamının tahsilinden vazgeçilecek. Yani vergi ziyaı cezasının tamamı silinecek. Söz konusu aslı ödenmiş asla bağlı vergi ziyaı cezasının silinmesi için başvuru yapılması gerekip gerekmediği yasada açık olmamakla birlikte, cezanın silinmesi için başvuruda bulunmanızda yarar var.
GÜNÜN SÖZÜ
'İnsan güçlü olmadığı zaman uysal olmayı bilmek zorundadır.' (Emile Augier)
(Kaynak: Akşam Gazetesi | 01.02.2011)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.