Bugünlerde en çok tartışılan konulardan biri yargının geç işlemesi.
Bunun temel sebebi birçok idari eylem ve işlemin yargı sürecine taşınması ve yargıda çözüm aranması. Vergi mahkemeleri, Bölge İdare Mahkemeleri ve Danıştay birçok vergi dava süreçlerinin devam ettiği ve çözüm arandığı yerler. Kendilerine vergi cezası kesilen mükellef, kendisi hakkında düzenlenen vergi inceleme raporundaki hususlara katılmıyor haklı olduğunu düşünüyorsa vergi mahkemesine dava açıyor. Her ne kadar dava sürecinden önce bir kısım vergi ve cezalar için uzlaşma imkânı bulunsa da uzlaşma komisyonunun olaya yaklaşımı çoğu zaman mükellefleri mahkemeye yönlendiriyor. Vergi mahkemesi ve sonrasında Danıştay'a temyiz süreci tahmin edileceği üzere en az iki veya üç yıl sürüyor. Yargı sürecinin sonunda ortaya çıkan karara göre işlem kesinleşiyor veya tamamen ortadan kaldırılıyor. Davanın mükellef açısından kaybedilmesi durumunda ortaya çoğu zaman matrahın yani iddia edilen kazanılan paranın üzerindeki bir tutarın ödenmesi gündeme geliyor. Yıllar süren davalarda her geçen ay işleyen gecikme faiz yükü ile vergi aslı ve istenen cezaların tamamının ödenmesi gerektiği için ortaya mali açıdan büyük bir meblağ çıkıyor. Diğer durumda yani inceleme raporunun haklı olmadığına karar verilirse yıllar süren ve büyük emek harcanan vergi inceleme süreçleri boşa gidiyor.
Torba kanun, dava süreci devam edenlere ne getiriyor?
Meclis Genel Kurulu'nda görüşülmekte olan Torba yasa vergi davaları kesinleşmemiş olan mükelleflere kolaylık getiriyor. Geçmişte buna benzer uygulamalar olmuş, vergi daireleri önemli tahsilâtlar yaparken vergi mahkemelerinin iş yükü azalmıştı. Torba kanunun Resmi Gazete'de yayımlandığı tarih itibariyle dava açılmış ya da dava açma süresi henüz geçmemiş bulunan mükellefler dava açma haklarından vazgeçer ya da davalarını geri çekerlerse çok cazip tutarlar ödeyerek ileride davayı kaybetmeleri durumunda ödeyecekleri büyük tutarlardan kurtulmuş olacaklar. Diğer taraftan haklı olduğunu ve vergi davasının kendisi lehine çıkacağını düşünen mükellefler için riskli durumun tekrar değerlendirilmesinde fayda var.
Dava hakkında karar verilmemiş olması halinde
Kanunun çıkması halinde bu durumda olan mükellefler vergi aslının yarısını ve bu kısma isabet eden TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarı birlikte ödemeleri halinde vergi dairesi geri kalan tüm ceza, gecikme faizi ve vergi aslının yarısına ilişkin tarhiyatların tahsilinden vazgeçiyor.
Örneğin 2006 yılına ilişkin vergi incelemesi sonucunda hakkınızda re'sen bir milyon TL vergi aslı, bir katı kadar yani bir milyon TL vergi ziyaı cezası (kaçakçılık cezalarında üç kat) ve 2006 döneminden bugüne kadar hesaplanan gecikme faizi bugün itibariyle yaklaşık % 128 oranı ile 1.281.000 TL olan bir tarhiyat yapılmış olsun. Bu işlem için vergi mahkemesinde dava açılmış (veya dava açılma süresi bulunan) ve henüz mahkeme tarafından karar verilmemiş olması halinde çıkacak torba kanundan faydalanmanız durumunda ödeyeceğiniz tutar şöyle olacak.
Vergi aslı (1.000.000 % 50=) 500.000 TL
Kanun çıktığı tarihe kadar TEFE/ÜFE oranı yaklaşık %55 olduğunu varsayım. Bu durumda bu haktan faydalanmak için ödenecek vergi aslının yarısı üzerinden hesaplanan değişim oranları tutarı (500.000 % 55=) 275.000 TL olmaktadır. Söz konusu mükellefin davasından feragat edip torba kanundan faydalanması durumunda ödeyeceği tutar toplamı (500.000 + 275.000=) 775.000 TL olacak.
Oysa mükellefin bu kanundan faydalanmayıp davayı devam ettirmesi halinde davanın aleyhine sonuçlaması halinde ödeyeceği tutar bugün itibariyle toplam (1.000.000 vergi aslı+1.000.000 vergi ziyaı cezası+1.281.000 gecikme faizi =) 3.281.000 TL olacaktır. Kısaca torba kanundan faydalanırsanız ödeyeceğini z tutar 775.000 TL iken davayı kaybetmeniz halinde ödeyeceğiniz tutar 3.281.000 TL olacaktır. Bu arada davayı kazanırsanız tabii ki hiçbir kuruş vergi dairesine ödeme yapmayacaksınız. Yani bu durumda olanlar için üç şıklı seçenek mevcut.
Vergi mahkemelerince mükellef lehine karar verilmiş ise;
Dava açılmış ve kanunun yayınlandığı gün itibariyle mükellef açısından dava kazanılmış ancak dava süreci henüz bitmemiş bulunan vergilerin % 20 'si ile bu tutara isabet eden TEFE/ÜFE oranı dikkate alınarak hesaplanacak tutarın ödenmesi koşuluyla torba kanundan faydalanmanız mümkün. Vergi aslının % 20'si ile TEFE/ÜFE'ye göre hesaplanan tutar dışında tüm ceza ve gecikme faizleri ile vergi aslının % 80'ninin tahsilinden vazgeçiliyor. Burayı biraz daha açmakta fayda var. Vergi davaları ilk derece mahkemesi olan vergi mahkemelerince karara bağlandıktan sonra Danıştay'a temyiz yoluyla taraflarca itirazda bulunuluyor. Danıştay vergi mahkemesi kararını onaylayıp tasdik edebildiği gibi, tekrar görüşülmesi için vergi mahkemesi kararını bozabilir. Yani mükellef açısından vergi mahkemesinde kazanılan bir dava kesinleşmiş sayılmıyor. Danıştay ve diğer aşamaların tamamlanması gerekiyor. Bizim burada değinmek istediğimiz konu vergi mahkemesini kazanmış ve aksi yönde bir karar henüz çıkmamış durumda olan mükellefler açısından geçerli.
Vergi mahkemelerince mükellef aleyhine karar verilmiş ise;
Dava açılmış ve kanunun yayınlandığı gün itibariyle mükellef açısından dava kaybedilmiş ancak dava süreci henüz bitmemiş bulunan vergilerin tamamı ile bu tutara isabet eden TEFE/ÜFE oranı dikkate alınarak hesaplanacak tutarın ödenmesi koşuluyla torba kanundan faydalanmanız mümkün. Vergi aslı ile TEFE/ÜFE'ye göre hesaplanan tutar dışında tüm ceza ve gecikme faizlerinin tahsilinden vazgeçiliyor.
Vergi davaları devam eden mükelleflerin bugünlerde durumlarını tekrar değerlendirmelerinde fayda var.
(Kaynak: Bugün Gazetesi | 31.01.2011)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.