Salı günü gazetelerin internet sayfalarında Gazeteport kaynaklı 'Kıdem tazminatı tarih oluyor' başlıklı haber yer aldı.
On yıldır 'temcit pilavı' gibi gündem sofrasına çıkarılan kıdem tazminatının kaldırılması konusu, bu defa da DİSK Başkanı'nın konuya ilişkin açıklamasından hareketle gündeme getirildi.
Aslında haberde yer alan detaylar malum senaryolardan fazla bir şey içermiyor.
Hazırlanan tasarıya göre kıdem tazminatı kaldırılıyor... Yerine konulacak sistem belirsizliğini koruyor... Malum senaryolar üzerinden konu tartışılıyor.
Senaryolardan biri, kıdem tazminatı yerine işsizlik sigortasının fonksiyonun genişletilmesi, her çalışan için çalışırken aldığı maaş tutarı üzerinden yapılacak kesintiye göre bir fon oluşturulması usulüyle çalışanın işsiz kalması durumunda bu fondan para alması...
İkincisi, her işçi için yatırılacak primlerden ortak bir fon oluşturulması ve işçilerin mevcuttaki kadar kıdem tazminatı alması...
Üçüncüsü ise işverenin her ay işçinin fondaki hesabına, ücretin belirli bir oranında prim yatırması, işçinin de işten ayrıldığında fonda biriken parayı nemasıyla alması...
Her üç alternatifte de karlı çıkacak tek tarafın devlet olacağı kesin. Oluşturulacak kıdem tazminatı fonu ile devletin elinde iç borçlanma için kullanabileceği bir fon oluşacak.
Alternatiflere çalışanlar açısından baktığımızda, birinci ve üçüncü senaryolara göre işçilerin mevcut haklarında gerileme söz konusu olacağı kesin. Tasarruf Teşvik Fonu ve Konut Edindirme Yardımı'nda olduğu gibi, kıdem tazminatı kuş olacak. İşçilerin mevcuttaki kadar kıdem tazminatı almalarını öngören ikinci senaryonun gerçekleşme ihtimali ise sıfır.
İkinci senaryonun gerçekleşme ihtimali sıfır olduğuna göre, birinci ve üçüncü senaryolara işverenler açısından baktığımızda, işveren tarafının tavrını belirleyici olacak unsur, cebinden çıkacak para olacaktır. Yani işveren söz konusu fona ne oranda katkı sağlayacak, işverene maliyeti ne olacak? Bu oranlar ise henüz belli değil...
AKLINIZDA BULUNSUN
Defterlerinizi tasdik ettirmeyi mi unuttunuz?
Öteden beri işe devam etmekte olan mükelleflerin 2011 yılında kullanacakları defterleri 2010 Aralık ayında tasdik ettirmeleri gerekiyordu. Ancak bu süreyi kaçıranlar veya 2011 yılında kullanacakları defterleri tasdik ettirmeyi unutanlar için ay sonuna kadar kullanabilecekleri bir kolaylık var. 2010 yılı defterine ara tasdik yaptırmak. 2011 yılında kullanacağınız defterleri Aralık ayında tasdik ettirmeyi unuttuysanız, 2010 yılında kullandığınız defterlere ocak ayı sonuna kadar ara tasdik yaptırırsanız, defterlerinizi yasal süresinde tasdik ettirmiş sayılır ve cezalı duruma düşmekten kurtulabilirsiniz.
'Gider tabii' Sayın Bakan
SalI günü bazı gazetelerde de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer'in kıdem tazminatı ile ilgili açıklaması vardı.
Dinçer, Hizmet-İş Sendikası'nın kuruluş yıldönümü dolayısıyla düzenlenen törende yaptığı konuşmada, 'Türkiye'de 2009'da işten çıkarılan işini değiştiren ya da işinden ayrılan 2.5 milyon kişiden sadece yüzde 8'inin kıdem tazminatı alabildiğini' belirttikten sonra; 'Biz bu ülkede öyle bir mekanizma oluşturalım ki ister işinden ayrılsın, işten çıkarılsın, ister 1 ay çalışsın ister 10 yıl, 30 yıl çalışsın işçinin her halükarda hak edeceği bir tazminatı öngören sistemi kuralım. Bu hepimizin hoşuna gitmez mi?' demiş.
Gitmez mi Sayın Bakan, tabii ki gider. Eğer böyle bir mekanizma kurulacaksa çalışan kesim tabii ki bundan memnun olur. Ancak böyle bir mekanizmanın, ödenecek kıdem tazminatı tutarı ve bunun finansmanına ilişkin parametreleri nasıl formüle edilecek?
Mevcut durumdaki 30 günün, tasarı taslağında 15 güne indirilmesi, bir yıl için 30 günlük ücret üzerinden ödenen tazminatın 15 günlük ücret üzerinden ödenmesi öngörülüyor.
Yine tasarı taslağında kıdem tazminatı ödenebilmesi için 10 yıllık çalışma süresi öngörülüyor. Ya da işçinin emekli olması veya hak sahiplerinin kıdem tazminatı alabilmesi için işçinin ölmesi gerekiyor.
İŞVEREN TARAFI RAZI OLACAK MI?
Bir ay veya bir yıl çalıştıktan sonra işten çıkan veya çıkarılan işçiye kıdem tazminatı ödenebilmesi için, o işçinin tazminatını karşılayacak katkı payının fona yatırılmış olması gerekiyor. Bu da işveren tarafından fona yapılacak ödemenin tutarını, bir başka deyişle işverene maliyetini artıracaktır.
Örneğin, 100 birim ücret alan çalışana bir yıl sonra ödenmesi gerekecek kıdem tazminatı 30 günlük ücret üzerinden 100 birim olacaktır.
Bu tutarın ödenebilmesi için fona 100 birim yatırılmış olması gerektiğine göre, bu 100 birimin yılın 12 ayında fona ödenmiş olması, bunun için de işverenin her ay 100/12=8,33 birim, yani işçinin ücretinin yuvarlak olarak yüzde 8'i kadar fona katkı yapması gerekiyor. Buna işveren tarafı razı olacak mı?
Kıdem tazminatı 15 günlük ücret üzerinden ödenecekse, işverenin katkısı yüzde 4 oranında olacaktır. 15 güne de işçi tarafı razı olmayacaktır...
(Kaynak: Akşam Gazetesi | 27.01.2011)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.