Torba Kanun'la 5510 Sayılı Kanun'un çeşitli maddelerine yönelik değişiklik hazırlıklarına yer veriyoruz. Önceki yazımızda, kısmi sigortalı dediğimiz, tüm sigorta kollarına tabi olmayıp, haklarında ancak belirli bazı sigorta kolları uygulanan çalışanlarla ilgili yapılacak değişikliklere açıklık getirdik. Yazımızın özellikle stajyer öğrencilerle ilgili bölümleri okurlarımızın ilgisini çekmiş.
Hemen belirtelim, kısmi sigortalılar geniş bir kavram. Farklı nitelikteki çalışan gruplarını içeriyor. Her çalışan grubunun tabii olduğu hükümler diğerlerinden farklı. Keza aynı çalışan grubundaki kişilere uygulanan kanuni hükümler de zaman içerisinde değişebiliyor.
İşte okurlarımız da kendi durumlarına uygun olmayan diğer kısmi sigortalı grup için geçerli hükümlere takılabiliyor. Bunu hemen somutlaştıralım.
FARKLILIKLAR VAR
Yüksek öğrenim kurumlarında kısmi süreli (part-time) çalışanlar ayrı bir çalışma grubunu, stajyer öğrenciler ise diğer bir çalışma grubunu oluşturur. Bunların tabii oldukları hukuki düzenlemeler farklı olabilir. Yine stajyer öğrenciler içerisinde de farklılık mevcut. Örneğin ticaret ve meslek liselerinde stajyer öğrencilik uygulaması 5 Haziran 1986 tarihli ve 3308 Sayılı Mesleki Eğitim Kanunu'nun yürürlük tarihine kadar gider. Oysa üniversite öğrencilerinin stajyerliğinden dolayı kısmi sigortalılık çok daha yeni bir uygulamadır. Bu nedenle okur maillerimize de yer vererek konuyu açalım.
Örneğin, okurumuz Tülay Akyol DarcanA, yazımızda bir yandan stajyer öğrencilerin çalışmasının 4/a'lı (eski SSK) statüde kabul edildiğini, diğer yandan ise uzun vadeli sigorta kolları primi yatırılmadığı için bu çalışmaların emeklilik hesabında dikkate alınmadığını söylediğimize dikkat çekiyor. Kendisi de 1990 yılında ticaret lisesinde öğrenci iken staj yapmış. SSK'lı oldukları söylenmiş. Ancak sigortalı başlangıcı olarak kabul edilen bir sonraki çalışması 1994 yılında. Emeklilik yaşına hayli etkisi var. Hemen belirtelim, stajyer öğrencilerin 4/a statüsünde sigortalı oldukları, bizzat 5510 Sayılı Kanun'da yer alan bir tabir. Biz de bu açıdan bu tabiri kullandık. 5510 Sayılı Kanun'la, o güne kadar üç ayrı kanuna tabi olarak ve üç ayrı statüde çalışanlar tek bir kanunda düzenlenmeye çalışıldı. Bu nedenle kısmi çalışanlarla ilgili her çalışan grubunun hangi statüden sigortalı sayılacaklarına dair açıklamalara yer verildi. Zaten bazı çalışan gruplarının tabi oldukları statüler konusunda da kanunla değişiklikler de yapıldı.
Örneğin eskiden SSK isteğe bağlı sigortalısı olanlar, 1 Ekim 2008 tarihinden sonra 4/b (eski Bağ-Kur) isteğe bağlı sigortalısı statüsüne aktarıldı. Bu değişiklik sonuçları itibariyle son derece önemli. Biz de yazımızda 5510 Sayılı Kanun'a uygun şekilde, stajyerlerin 4/a statüsüne tabi olduklarına yer verdik. Ayrıca anlaşılma kolaylığı açısından "eski SSK'lı statü" şeklinde açıklama da getirdik. Okurumuzun da değindiği üzere, staj dolayısıyla sigorta sicil numarası almış olmak, tek başına yeterli değil. Numaranız ne kadar eski tarihli olursa olsun, adınıza uzun vadeli sigorta kolları primi, diğer adıyla emeklilik primi yatırılmadığı için, sigorta başlangıcınız olarak kabul edilmez.
Dava açmak kişisel bir tercihtir
Bir başka okurumuz Arzu Hüsrev ise kendisine bir çıkış yolu arıyor. Kendisi meslek lisesi mezunu. Onun da staj döneminden SSK girişi var. Yıllar sonra bunun emeklilikte faydasının olmadığını öğrenmiş. Bizim yüksek öğrenim kurumlarında kısmi zamanlı çalıştırılan öğrenciler için söylediklerimizden hareketle, kendisine umut ışığı bulmak istiyor. Yüksek öğrenim kurumlarında kısmi zamanlı çalıştırılan öğrencilerin aylık kazançları, 5510 Sayılı Kanun'a göre, geçerli aylık en düşük kazanç tutarını, kısacası aylık brüt asgari ücreti geçmediği sürece, kısmi sigortalı olup ve işkazası ile meslek hastalığı sigortası kesintisine tabidirler.
KESİNTİ YOK
Kanundaki bu tanımdan hareket edersek, kısmi süreli çalışan öğrencinin aylık ücreti, asgari ücreti geçerse kısmi sigortalı olmaktan çıkmış olacak. Ancak stajyer öğrencilerin durumları çok farklı.
Onlarla ilgili düzenleme 3308 Sayılı Kanun'da yer alıyor. Stajyer öğrenci aylık asgari ücretin yüzde otuzu tutarından bir ücret alıyor. Ücretlerinden gelir vergisi dahil hiçbir kesinti yapılmıyor. Önceden sadece Damga Vergisi kesilirdi. Sonradan o kesinti de kaldırıldı. Primleri yüzde dört oranında ve Milli Eğitim Bakanlığı'nca yatırılıyor.
Arzu Hanım'ın staj yaptığı ilaç firması, çalışmalarını çok beğendiği için stajın ikinci yılı ücretlerini asgari ücrete yükseltmiş.
Hatta vergi iadesi dahi aldıklarına göre, ücretlerden Gelir Vergisi kesintisi de yapılmış. Ücretin yükseltilmesi stajyer öğrencileri staj gördükleri yerin normal sigortalısı haline getirir mi?
O dönemde yürürlükte olan 506 Sayılı Kanun'un 3. maddesi sigortalı sayılmayan kişileri saymak suretiyle belirtmiş. Bu maddede "Özel kanunda tarifi ve nitelikleri belirtilen çıraklar hakkında analık, malullük, yaşlılık ve ölüm sigorta kolları uygulanamaz" hükmü var. Ancak stajyer öğrenciler için açık bir hüküm yok. Konuyu idari yönden çözemeyeceği kesin.
Yargıya taşıyıp, dava açıp açmama konusu Arzu Hanım'ın kendi takdirine kalıyor. Kazanıp kazanamayacağı konusuna gelince...
Diplomatik bir cevapla "Ya kazanabilir ya da kazanamaz, üçüncü bir şık yok" demekle yetinelim.
(Kaynak: Yeni Asır | 21.01.2011)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.