İşsizliğin yakıcı bir alev olduğunu, ailesine yeterli gelir sağlayamayan bir babanın hayatına yaşama sevincinin değil, üzüntünün hükmedeceğini ve bu üzüntüyü yaşayanla yaşamayanın bir olmayacağını hepimiz kabul ederiz. Kendisinin ve ailesinin geçimi için, iş arama ve gelir sağlama çabası gösteren herkese İŞKUR'un kapısının açık olduğunu; İşsizlik Sigortası ve bu gibi fon ve kaynakların gücünü bünyesine almış olan bir istihdam kurumu olarak Türkiye İş Kurumu'nun, her gün yenilenen güç ve yetenekleriyle müreffeh ve mutlu Türkiye'nin yeniden yapılanmasına katkı sağlayacağını da iyi biliyoruz. Ve bu nedenle her gün büyüyen beklentilerimize ilgisinin de büyümesini bekliyoruz, bu Kurumun. Bugünkü yazımı da, bu bağlamda, Cüneyt ÇAKMAK isimli okuyucumun arayış ve serzenişini dile getirmeye ayırmış bulunuyorum.
Cüneyt ÇAKMAK, 15 Ocak 2011 tarihli e-mailinde şöyle yazmış: "Tahsin Bey, 26.12.1977 Eskişehir doğumluyum. Endüstri Meslek Lisesi Elektrik Bölümü mezunuyum. Evli, 1 çocuk babasıyım. Askerliğimi Hakkâri merkez de bulunan Dağ Komando Tugayına bağlı Yüksekova ilçesinde Birinci Dağ ve Komando Taburu'nda 1978/4 tertip P. Kom. Onb. olarak yaptım ve 22.05.2000 tarihinde terhis olarak memleketime döndüm. Askerliğimi yaptığım süre zarfında bizlere orada göstermiş olduğumuz üstün başarılardan dolayı takdir belgeleri verildi. Bu belgelerle birlikte Eskişehir İŞKUR'a başvurarak kaydımı yaptırdım. Ve herhangi bir istihdam olduğunda işe başlamayı bekledim. Bu zaman zarfında farklı özel firmalarda çalıştım. 2010 yılı Nisan ayında Eskişehir Hava İkmal Bakım Merkez Komutanlığı tarafından işçi alımı yapılacağı ve askerliğini komando olarak yapmış ve takdir belgelerine sahip olanların KPSS'den muaf sayılarak İŞKUR bünyesinde öncelikli olarak değerlendirildiğini öğrendim ve tekrar İŞKUR'a giderek benim bu belgelere sahip olduğumu ve benim de bu haktan yararlanabilmek için öncelikli personel olarak kaydedilmemi istedim. Fakat İŞKUR'da görüştüğüm memur, bana mevzuat gereği almış olduğumuz takdir belgelerinin jandarma birliklerinde asgari alay komutanlığınca K.K.K. birliklerinde ise asgari tugay komutanlıklarınca düzenlenen belgelerin geçerli olduğu bilgisini verdi. Fakat ne yazık ki, ben, Hakkâri merkezdeki tugayda değil bu tugaya bağlı 5 taburdan 1. Tabur olan 1. Dağ ve Komando Taburu Yüksekova HAKKARİ de görev yapmıştım. Ve en üst komutanımız P. Kd. Binbaşı Necati TEKİN bulunuyor. Haliyle bendeki belgelerde Tabur Komutanı Ve Bölük Komutanlıklarınca verilmişti. HAKKÂRİ ile aramızda 4 saatlik tehlikeli bir kara yolu vardı. Ve askerin konvoy harici seyahat etmesi kesinlikle yasaktı ve o zaman böyle bir mevzuat söz konusu olmadığı için Tugaya gidip durumu üst komutanlıklara arz edemezdim. İŞKUR'daki memurun mevzuatın böyle olduğunu söylemesi üzerine tüm evraklarımı alarak Hakkâri Dağ Komando Tugayı'na gittim. 2010 Nisan ayında Tugay Komutanı'na Eskişehir'den geldiğimi, durumun böyle olduğunu izah ederek Tugay Komutanından elimdeki asıl belgelerin üzerine bir de kendilerinin onaylamasını rica ettim ve artık belgelerim tugay komutanı onaylıydı. Memlekete döndüm İŞKUR'a geldim, fakat bu kez de memurun bana önündeki bilgisayardan bilgiyi eksik aktardığını öğrendim, mevzuatın bulunduğu sayfanın alt kısmında sonradan onaylanan evrakların kabul görmeyeceği yazıyordu. Ve ben İŞKUR'a öncelikli olarak kaydımı yaptıramadım. Daha sonra K.K.K.'lığına ve K.K.K. Personel Daire Başkanlığı ve K.K.K. Disiplin Moral Şube Başkanlığı ile yüzyüze yaptığım görüşmelerde evrakların gerçek, Tugay Komutanı tarafından da onay var üzerinde. Bu evrakların geçerli olması gerekir, bizim yapabilecek daha fazla bir şey yok denildi. Hala öncelikli personel olarak kaydımı yaptıramadım bu konuda ne yapmam gerekiyor. Terhis olduğum tarihte bu mevzuat yoktu. Ve karşıma çıkan fırsatları mevzuat gereği kaçırdım sürekli. Karşılaştığım sorun, bizim hatamız mı? İŞKUR mevzuatı gereği, belgelerin içeriğinde OHAL bölgesinde terörle mücadelede görev yapmış olma içeriği gerekiyormuş. İŞKUR Genel Müdürlüğü Yurtiçi İstihdam Şube Müdürlüğü ile yaptığım görüşmede, belgelerden sadece 1 tanesinin içeriğinin uygun olduğu söylendi. Hakkımı nasıl arayabilirim? Bu konuda bilgi verebilirseniz memnun olurum."
Okuyucumun yaşadığı bu süreç hakkında Türkiye İş Kurumu Eskişehir İl Müdürlüğü ve İŞKUR Genel Müdürlüğü Yurtiçi İstihdam Şube Müdürlüğü ile görüşme yapma imkânı bulamadan, Pazar günü, bu yazıyı yazıyorum. Ve okuyucumun aktardığı iş arama süreci hakkında, anılan birimlerden e-mail adresime bir açıklama gönderileceğini umuyorum. Böylece Cüneyt ÇAKMAK isimli okuyucumun sorununun nasıl çözümleneceğini öğrenmiş olacağız. Ve bu doğrultuda hem kendisine hem de kamuoyuna sağlıklı bir bilgi sunabileceğiz.
Kendi isteğimle işten ayrılmam halinde tazminat almaya hak kazanıyor muyum?
Ünal ULUTAŞ (Dikmen / ANKARA): Tahsin Bey, sigorta başlangıcım, 1991; prim yatırma, 1993 yılıdır. Size bir sorum olacak. 1999 yılı ağustos ayında, hala çalışmakta olduğum işyerinde göreve başladım. Bugün (14.01.2011) itibarı ile işten ayrılıyorum. Kendi isteğim ile işten ayrılmam halinde tazminat almaya hak kazanıyor muyum? İşten ayrılma sebebim ise, 3 yıldır maaş zammı yapılmaması, prim ve ikramiyelerimizin verilmemesi, ayrıca devamlı işyerinde pozisyon değiştirilmesidir. Bana bu konu hakkında yardımcı olursanız sevinirim.
C: Okuyucum, eğer istifa nedeni olarak gösterdiği 3 yıldır maaş zammı yapılmaması, prim ve ikramiyelerinizin verilmemesi, ayrıca devamlı işyerinde pozisyon değiştirilmesi gerekçelerini yazılı olarak işverene bildirmişse, kendisine ayrımcılık (İşK.m.5'e aykırı davranış) yapılmışsa yaptığı fesih haklı fesih olacaktır. Tabii ki bu durumda kıdem tazminatını işvereninden isteyebilecektir. Ancak işveren, ekonomik krizden etkilenerek zam yapamamışsa, ayrıcılık da yapmamışsa; yani diğer işçilerine de aynı davranmışsa, okuyucum, iş sözleşmesini haksız olarak feshetmiş olacağından kıdem tazminatını isteyemeyecektir.
149 gün SSK primiyle emekliliğimi nasıl sağlarım?
İsmi belirsiz: Ben, 01.02.1954 doğumlu; beş çocuk annesi bir bayanım. 1980 yılında adıma 149 gün SSK primi yatırıldı. O yıldan sonra hiç çalışmadım. Sağ elimde bir özür var, ev işlerinde çalıştım, ama sigortalı olarak değil. Emekli olabilir miyim? Yanıtlarsanız sevinirim.
C: Okuyucumun prim ödeme günü çok az. Zorunlu 4/a sigortalısı olarak, en az 15 yıllık sigortalılık süresini, en az 3600 prim ödeme gününü ve 50 yaşını tamamlamış olması şartlarını birlikte gerçekleştirdiği tarih, 24.05.2011 tarihi sonrasında olacağından, 58 yaşı ve sonrasında SGK'dan emekli olabilecektir. Eğer doğumlarından ikisini 1980 yılından sonra yapmışsa, 4 yıllık yani 1440 günlük prim ödemesini doğum borçlanması yapıp ödeyerek kazanabilecektir.
(Kaynak: Yeni Şafak | 17.01.2011)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.