BASINDAN YAZILAR
Doğum borçlanmasında önemli bir gelişme / Celal Kaplan - MuhasebeTR

Doğum borçlanmasında önemli bir gelişme / Celal Kaplan

Doğum borçlanması, 01. 10. 2008 sonrası yeni sosyal güvenlik sisteminin en tartışmalı konusu oldu. Olmaya da devam edecek anlaşılan. Bu konuda önceden de pek çok yazı yazdık. Konunun bu kadar tartışmalı hale gelmesinde başlıca iki neden var: İlki, reform öncesinde doğum borçlanmasının çok fazla dile getirilmesiydi. 5510 sayılı kanunun, çalışanlardan götürdüklerine karşılık, getirilerinden birisi de doğum borçlanmasıydı. Bu nedenle 5510 sayılı kanunu savunanlarca çok fazla reklamı yapıldı. Bu da ister istemez kadın sigortalılarda büyük beklenti oluşturdu. Ancak doğum borçlanması hakkına ilişkin düzenlemenin kanun metninde yer alma şekli, konuyu tartışmalı hale getiren ikinci neden oldu. Bize göre kanunu hazırlayanlar, doğum borçlanmasındaki amaçlarını madde metnine tam olarak yansıtamadılar.

300 GÜN KOŞULU
Kurum sonradan, doğum borçlanmasıyla ilgili amaçladığı çerçeveyi tebliğ ve genel yazılarla çizmeye çalıştıysa da bu defa da alt düzenleyici metinler yasa ile çelişmiş oldu. Devreye yargı kararları girdi. Doğum borçlanması yapabilmek için kurumun istediği, işten ayrılma tarihi ile doğum tarihi arasındaki üç yüz günlük koşul işlevsiz hale geldi. Son düzenlemelerle doğum borçlanması yapabilmek için, doğumdan önce en az bir gün dahi olsa sigortalı çalışmış olmak yeterli. Ancak bu son hali bile, doğum borçlanmasıyla ilgili beklentileri ortadan kaldırmadı. Hatta beklentileri artırdığını bile söyleyebiliriz. Bu defa da yeni bir yargı kararı ile, ilk defa sigortalı olunan tarihten önce yapılan doğumlar için bile borçlanma hakkı yolunun açılabileceği beklentisi oluştu.

SİGORTA TARİHİ
Okur maillerinden, sırf ileride borçlanma hakkı elde edebiliriz ümidiyle şimdiden sigortalı işe giriş yapanlar olduğunu anlamaktayız. Böylece borçlanma sayesinde sigortalılık başlangıcını 01.10.2008 tarihinden önceye çekip, reform öncesi eski kanunlara göre tescilli sigortalı olma hakkı edinmeyi ümit etmekteydiler.
Ancak, sigortalı olunan tarihten önceki doğumlar için borçlanma hakkının verilmesi amacıyla açılan davalarda, sigortalılar açısından kötü bir haber geldi. Konu hakkında yerel mahkemede verilen bir kararın Yargıtay'daki temyizinde, sonuç bu defa sigortalılar aleyhine çıktı. Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 05.04.2010 tarih ve E: 2009/17858, K: 2010/4907 sayılı kararında ilk defa 1993 yılında sigortalı olan ve 1980 ve 1983 yıllarındaki iki doğumunu borçlanmak isteyen sigortalının talebini reddetti. Oysa aynı Yargıtay 10. Hukuk Dairesi daha önce doğum tarihi ile işten ayrılma tarihi arasındaki üç yüz günlük süreye ilişkin açılan davalarda sigortalılar lehine karar vermişti.
Söz konusu kararın metni www.yaklasim.com. adresinde yer almakta. Kararın metni bazı yönlerden bana ilginç geldi. Karar metninden yerel mahkemenin sigortalı lehine karar verdiği ve SGK'nın bu kararı temyiz ettiğini anlamaktayız. İlginç olan yerel mahkemenin, doğumların yapıldığı yıllarda yürürlükte olan 1475 sayılı iş kanunun 70. maddesi gereği, ücretsiz doğum ve analık izni süresinin üst haddinin altı ay olmasından bahisle, sigortalıya iki doğumda altışar aydan toplam on iki ay borçlanma hakkını vermesi ve sigortalılık başlangıç tarihini 20.06. 1992 olarak belirlemesiydi. Oysa 5510 sayılı kanunun borçlanmalara ilişkin 41. maddesi 1/a bendinde başlıca iki tür doğum borçlanmasına yer verilmektedir. İlki, kanunlar gereği kullanılan ücretsiz doğum ya da analık izni süreleri borçlanmayı içermekte. Bendin devamında ise, 4/a kapsamında çalışan sigortalı kadının iki defaya mahsus olmak üzere, doğum tarihinden sonra iki yıllık süreyi geçmemek kaydıyla hizmet akdine istinaden işyerinde çalışmaması ve çocuğunun yaşaması şartıyla talepte bulunduğu süreleri borçlanmasına yer verilmekte.

DAVA KONUSU
Kanımızca dava konusu olayda sigortalının talebi, her doğumda altışar aydan, toplam on iki aylık süreyi borçlanma şeklinde olmuş. Kanımızca kendisine bir yıllık süreyi borçlanmak emekli olmak için yeterliydi. Bu nedenle talebinde, 5510 sayılı kanunun 41/1-a bendindeki her iki doğum borçlanması haline de yer vermiş olmalı.
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi ise temyize ilişkin kararında "5510 sayılı Kanun'un 41/1-a düzenlemesinde, a bendinin ilk ve ikinci kısmındaki borçlanma hakkından yararlanabilmek için geçmişte hizmet akdine dayalı olarak zorunlu sigortalılık tescilinin yapılmış olması gerektiğine yer vermiş. Yargıtay'ın bu kararı şimdilik ilk defa sigortalı olunan tarihten önceki doğumları borçlanmayı bekleyenlere kötü bir sürpriz oldu. Yargıtay bu konuda bir içtihadı birleştirme kararı vermediği sürece, konu hakkında dava açılmasına ve yerel mahkeme kararlarının temyiz edilmesine engel değil. Sigortalılar konuyu yine yargıya taşıyabilirler; aleyhlerindeki kararları Yargıtay'da temyiz edebilirler. Ancak temyizden olumlu bir cevap almaları kısa vadede mümkün olmayacak demektir.

(Kaynak: Yeni Asır | 20.12.2010)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM