‘Pişman değilim, bir daha olsa yine yaparım’, diyenini gördüm ama özür dileyenini hiç görmedim. Aslına bakarsanız son derece trajikomik bir olay. Sanırım yaşanmış bu olay, ülke ekonomisinin son durumu ile ilgili olarak bizlere bir fikir verecek ve ibret olacak.
Ülkemizde işsizlerin sayısı her geçen gün artıyor.Bazıları da hak etmeden çalma yoluna gidiyor. Bunu söylemek acı ama gerçek.
Hırsızın mesajı
Gazete haberine göre, Balıkesir’in Edremit ilçesinde yaşanıyor olay. Hırsız, gece yarısı, bir esnaf lokantasına, kilidi kırarak giriyor. Karnı çok aç. Lokantada, akşamdan kalan çorba, pilav ve kuru fasulyeyi silip süpürüyor. Üstüne bir de çay demliyor. Sigarasını tüttürmeyi de ihmal etmiyor. Giderken masanın üzerindeki ekmek sepetine aşağıdaki notu bırakıyor.
‘Abi, kusura bakma, karnım çok açtı. Bir gün borcumu öderim. (Hırsız)’
Güler misiniz, ağlar mısınız yoksa şaşırır mısınız, bilemem. Ben bu olaydan çok etkilendim. Hırsızlık yapmanın hiçbir gerekçesi olamaz. Ancak insanlar, içinde bulundukları zor durum nedeniyle bu suçun faili olabiliyorlar. İstemeseler de...
Yasal düzenleme
Yeri gelmişken, ‘hırsızlık’ suçunun, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu (TCK) açısından da değerlendirmesini yapalım.
Hırsızlık suçunun, oluşabilmesi için failin, kendisine veya başkasına bir fayda sağlamak amacıyla hareket etmesi yeterli. Sağlanacak yarar maddi veya manevi olabilir.(TCK Md. 141) Bu suçun cezası bir yıldan üç yıla kadar hapis.
Suçun oluşmasında temel maddi unsur; mağdurun, mal üzerindeki tasarruf kabiliyetinin, hırsız tarafından imkansız hale getirilmesi. Fail tarafından, tasarruf olanağı kaldırılınca suç da tamamlanmış oluyor.
Nitelikli hırsızlık
Hırsızlık suçunun bazı nitelikli şekilleri de var. Suçun nitelikli hırsızlık şeklinde işlenmesi durumunda daha ağır bir ceza veriliyor. İki yıldan beş yıla kadar hapis cezası.
Örneğin; hırsızlık suçunun, kime ait olursa olsun, kamu kurum ve kuruluşlarında veya ibadete ayrılmış yerlerde bulunan ya da kamu yararına ve ya hizmetine tahsis edilen eşya hakkında işlenmesi, daha ağır ceza ile cezalandırılmayı gerektiriyor.
Hırsızlık suçunun, bina veya eklentileri içinde muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında işlenmesi de nitelikli bir şekil olarak kanundaki yerini almış.
Acaba bu suç bina tanımına girmeyen bir yerde, örneğin, otomobilde işlenirse ne olacaktır? Kanun otomobilde yapılan hırsızlıklarda da ‘muhafaza altına alınma şartını’ arıyor. Bu durumda, kapıları açık unutulmuş, kilitlenmemiş ve camları kapatılmamış bir otomobilden herhangi bir şey çalınırsa, muhafaza altına alınma şartı gerçekleşmediği için nitelikli hırsızlık olarak değerlendirilmiyor.
Suçun, gece vakti işleniyor olması durumunda, verilecek ceza üçte birine kadar artırılıyor.
Böyle ciddi hürriyeti bağlayıcı cezalara rağmen, hala bu suçların işleniyor olması sizce de bir şeylerin ters gittiğini göstermiyor mu?
(Kaynak: Star Gazetesi | 26.10.2006)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.