Ramazan ayında toplumsal dayanışma oldukça belirgin bir şekilde hissediliyor.
Birçok hayırsever vatandaş, aracılı veya aracısız bağış ve yardımda bulunuyor. Bu bağış ve yardımlara yönelik bazı vergisel teşvikler de mevcut. Vergi mükellefleri açısından bu tür yardımlar 2 türlü olabiliyor. İlki ihtiyaç sahibi kişi ve kurumlara yapılan yardımlar. İkincisi ise kendi çalışanlarına yapılan yardımlar.
1- İhtiyaç sahiplerine (çalışan olmayan) yapılan yardımlar
Bu tür yardımların tamamının vergisel açıdan indirim konusu yapılabilmesi için fakirlere yardım amacıyla gıda bankacılığı faaliyetinde bulunan dernek ve vakıflara bağışta bulunulması gerekli. Gelir Vergisi Kanunu'na göre (md-40) bu dernek ve vakıflara bağışlanan gıda, temizlik, giyecek ve yakacak maddelerinin maliyet bedeli Gelir Vergisi matrahının hesaplanması sırasında hâsılattan indirilebiliyor veya yıllık Gelir Vergisi beyannamesi üzerinde indirim konusu yapılabiliyor.
Kurumlar Vergisi mükellefleri de bu tür bağışlarının maliyet bedelini Kurumlar Vergisi matrahından indirim konusu yapabiliyorlar.
Yine fakirlere yardım amacıyla gıda bankacılığı faaliyetinde bulunan dernek ve vakıflara bağışlanan gıda, temizlik, giyecek ve yakacak maddelerinin teslimi KDV'den istisna. Yani bu teslimlerden KDV hesaplanmıyor.
Bağışların gider olarak kaydedilebilmesi için gıda, temizlik, giyim ve yakacak maddesi bağışının dernek veya vakfa yapılmış olması gerekli. İhtiyacı bulunanlara doğrudan veya başka organizasyonlar aracılığıyla yapılacak gıda yardımları bu kapsama girmiyor.
2- Çalışanlara yapılan yardımlar
İşletme çalışanlarına yapılan yardımlar "ayni ücret" olarak kabul ediliyor. Mesela işletmelerde hazırlanan Ramazan paketleri çalışanlara dağıtıldığında veya nakdi olmayan başka bir tür yardımda bulunulduğunda, bu yardımlar ücret sayılıyor ve vergilendiriliyor.
Ayni ücretin vergilendirilmesinde ise önce bu ayni ücretin nakde çevrilmesi gerekli. Hizmet erbabına verilen ayniler, verildiği gün ve yerdeki ortalama perakende fiyatlarına göre değerleniyor. (bknz: Gelir Vergisi Kanunu md-63)
Ramazan paketlerini hazır olarak satın alan firmalar, satın alma bedeli olarak ödedikleri bedeli ortalama perakende fiyatı olarak dikkate alabilecekler. İhtiyaç maddelerini toptan alıp paketleri kendileri hazırlayan mükellefler de ödedikleri toptan tutarı esas alabilirler. Satın alma bedelleri işletmeler tarafından gider kaydedilebiliyor.
Dolayısıyla Ramazan paketi için ödenen tutarlar (KDV dahil), çalışanlara ödenmiş net ücret olarak kabul edilecek. Daha sonra ise bu tutarın brütleştirilerek çalışanın o ayki ücret matrahına eklenmesi ve ücret geliri olarak vergilemeye tabi tutulması gerekiyor. Böylece Ramazan paketi bir yandan ayni ücret olarak vergilenecek diğer taraftan da gider kaydedilmiş olacaktır. Örneğin 100 TL+18 TL bedelle alınmış bir paket için net ücret 118 TL kabul edilip brütleştirilecek.
Ramazan paketlerinin ücret olarak vergilenmesinin yanı sıra, aynı zamanda paketleri dağıtan işletmelerin bu paketleri satış yapmış gibi işlem yapmaları gerekli. Yani dağıtılan Ramazan paketinin bedeli dağıtım sırasında gelir kaydedilip KDV hesaplanmalı. Yine 100 TL bedelle alınan paket dağıtılıyorsa, 100 TL gelir kaydedilecek ve bu tutar üzerinden KDV hesaplanacak. Zira bedelsiz teslimlerde emsal bedel üzerinden KDV hesaplanması gerekli. (bknz: KDV Kanunu md-27) Ramazan paketi için ödenen tutarlar (KDV hariç) KDV matrahı olarak dikkate alınabilecek.
(Kaynak: Bugün Gazetesi | 30.08.2010)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.