Birkaç haftadır şehir içi dolmuşlarda ayakta yolcu konusu gündemde. Aslında konu epeydir gündemde de son zamanlarda dolmuş şoförlerinin eylemleriyle fark ediyoruz.
Mevzuat gereği şehir içi dolmuşlarda (minibüs) ayakta yolcu alınması yasak. Yasağı çiğneyen şoförlere ise para cezası kesiliyor. Hatta sırf bu yasak ihlali sebebiyle dolmuş şoförleri yıllık 100 ceza puanı limitini dolduruyorlar ve sürücü belgeleri geçici süreyle alınıyor. Ödedikleri para da cabası. Konunun şehir trafiği, yolcu taşımacılığı gibi boyutları bir tarafa, biz işimiz gereği işin istihdam boyutuna değineceğiz.
Çiçek Abbas formülü
Eski Türk filmlerinden de hatırlarsınız, mesela Çiçek Abbas'tan. Her dolmuşta bir muavin görev yapardı. Muavinin görevleri arasında;
- Yolcuları dolmuşa yönlendirmek,
- Paraları toplamak,
- Dolmuş içindeki kamu düzenini(!) sağlamak,
- Orhan Gencebay kasetinin arka yüzünü çevirmek,
- Şoförün gözlüklerini parlatmak, sigarasını yakmak, iç aynaları silmek, şoförü havaya sokmak,
- Varsa şoförün yakını yolcuları ön tarafa, dolmuş protokolüne yerleştirmek,
Gibi işler vardı. Evet, ayakta yolcu alınan dolmuşlarda şoförün dışında bu işleri yapması için bir muavin istihdam edilmesi gerekiyordu. Zira yolcu sayısının fazlalığı şoförün işini zorlaştırıyordu. Ancak zamanla ayakta yolcu kısıtlaması gelince, hem şoförler tek başlarına işlerini görür hale geldiler hem de dolmuş gelirleri muavin istihdamını kaldıramaz hale geldi.
Peki, ayakta yolcu alınmasının önü açılırsa istihdama etkisi ne olacak? Bugün sadece büyükşehirlerimizde 25 bin dolmuşun faal olduğunu dikkate alırsak, ayakta yolcu alınması yeniden muavin istihdamının yolunu açacak. Bu da 25 bin yeni istihdam anlamına geliyor. Yani yüz bin nüfus bu işten ekmek yiyecek.
Gelelim bugünkü fiili duruma. Normalde ayakta yolcu alınması yasak olmakla birlikte, özellikle sabah ve akşam saatlerinde bu yasağın yaygın olarak çiğnendiğini görüyoruz. Fakat bu çiğneme işi sadece dolmuşçuların inisiyatifi ile olmuyor. Süreç şöyle işliyor; vatandaş dolu dolmuşa el kaldırıyor. Şoför önce 'Dolu kardeşim, nereye alacam' gibi bir işaret yapıyor. Vatandaş ısrarlı bir şekilde dur işaretine devam edince, şoför kafa sallayarak da olsa duruyor. Fakat ayakta binen vatandaşı 'İleride trafik polisi var, ben çök deyince çökeceksin' diye de tembihliyor.
Netice itibarıyla ayakta yolcu yasağına zaten uyulmadığı gibi, şoförlerin yedikleri cezalar yanlarına kâr kalıyor. Madem vatandaş ayakta binmeye razı ve yasak fiilen uygulanamıyor, madem bu yasak diğer toplu taşıma araçlarında uygulanmıyor ve madem 25 bin kişilik istihdam potansiyeli var, dostlar alışverişte görsün diye yasağı devam ettirmenin kime faydası var? Ayakta yolcuyu legal hale getirelim, hiç değilse cezalara ödenen paralar muavinlere gitsin!
Annemin çalışacak durumu yok nasıl emekli ederiz?
Soru: Sadettin Bey, annem 14.09.1959 doğumlu ve ilk işe giriş tarihi 01.01.1982 olarak gözüküyor. Fakat o zamanlar 2 ay çalışmış ama primi yazmıyor. Acaba 1982 yılı çok eski olduğu için hizmet günleri bilgisayardan gözükmüyor olabilir mi? Biz 1982'den günü olup olmadığını nasıl bulabiliriz? Sistemde ilk primi 1995'ten gözüküyor ve prim gün sayısı 4000. 3600 günden 50 yaşla emekli olmak için hangi şartlar gereklidir?
Cevap: Değerli okurum, işe girişi görünüyor ve prim günü görünmüyorsa, ilgili SGK müdürlüğüne dilekçe ile başvurmanız gerekiyor. Müdürlük arşivinden bilgiler taranarak tescil tarihi 01.01.1981 tarihine çekilecektir. Ancak annenizin yaştan emeklilik için 1982 yılındaki
tescilini buldurmanıza gerek yok. Mevcut doğum tarihine göre 1995 sigorta başlangıcı esas alınsa dahi 56 yaşını dolduracağı 2015 yılında emekli olacak.
(Kaynak: Bugün Gazetesi | 29.07.2010)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.