Nükleer enerji santralları ile ilginç bir bilgi öğrenmiştim. Santrallar kurulup belli bir süre işletilip kullanım ömrü dolduğunda, tesislerin çevreye zarar vermeden kapatılıp sökülmesi aşamasında çok yüksek bir maliyetle karşılaşılıyormuş. Öyle ki bu kapatma maliyetleri, tesisin kurulum maliyetlerinden daha da yüksekmiş. Yani nükleer enerji santralları yatırımı yapılırken, yatırımcının bu söküm ve imha maliyetlerini de dikkate alarak hesaplamalar yapması gerekiyormuş.
Neden bahsettim nükleer santrallardan? Benzer bir maliyet şimdi gıda ve ilaç sektöründe faaliyet gösteren işletmeler için söz konusu olacak.
Gıda ve ilaç sektörlerinde kurulan tesislerin belli bir süre sonra kapanma zorunluluğu tabii ki yok. Ama üretilen ürünlerden bir kısmının (miadı dolanlarının) sonradan imha edilme zorunluluğu var. İmhanın maliyeti eskisinden daha da yüksek şimdi. Çünkü bu ürünleri üretmek için alınan hammadde, ambalaj vb. girdiler için tedarikçiye ödenen KDV'nin, imhadan sonra bu kez Maliye'ye tekrardan beyanı/ödenmesi gerekiyor. Dolayısıyla bu ek KDV maliyetinin işletmeler açısından her parti üretimde dikkate alınması gerekiyor.
Maliye, geçen aralık ayına kadar imha edilen malları zayi (kayıp) mal olarak görmüyor dolayısıyla tekrardan KDV de istemiyordu. Yargıya intikal eden ihtilaflarda da tekrardan KDV beyan edilmesine gerek olmadığı şeklinde hüküm verilmişti. Maliye önce tebliğ (5.12.2009/113 No'lu KDV Tebliği) ile geçen hafta da sirkülerle (23.6.2010/57 No) bu konudaki görüşünü değiştirdi.
Geçen hafta yayımlanan sirkülerde gıda, ilaç ve tekstil sektörlerinden örneklere de yer verilerek; kullanım süresi geçen malların imha edilmesinde tekrardan KDV beyanı gerektiği belirtildi. Dolayısıyla, sayılan sektörlerde faaliyet gösterip zorunlu imha yapan işletmelerin imha maliyetlerine KDV'yi de eklemesi gerekecek.
Mesela bir gıda (et, süt, bisküvi, çikolata vb.) üretim tesisini düşünün. Üretim planını belli bir satışın gerçekleşeceği varsayımına dayanarak yapar. Satış noktalarına dağıtımı yapıldıktan sonra da üretilen ürünlerin hepsi doğal olarak kullanım süresi içinde satılamaz. Bu da üretilen ürünlerin bir kısmının üreticinin/dağıtıcının/perakendecinin elinde kalmasına yol açar. Miadı geçen ürünler insan sağlığını tehdit edeceğinden, kaçınılmaz olarak o ürünler imhaya gider.
Tekstilci, ilaç ve gıdaya göre nispeten şanslı. Çünkü tekstilde; değeri düşen, modası geçen, imalat hatası olan bir ürünün düşük bedelle de olsa, zararına da olsa satılma şansı var. Ürün, 1 liraya bile satılsa tekrardan KDV ödemesinden bu yolla kurtulabilinir. Gıda ve ilaçta ise miadı geçen malın düşük bedelle de olsa satışı (insan sağlığı için tehdit olduğundan) yapılamayacağından, malı imha etmekten başka çare de kalmıyor.
İşletmeler; ek KDV maliyetinden kurtulabilmeleri için dava açarak uzun vadede sonuç alabilecekleri gibi, kısa vadede de olası imhaları minimum seviyede tutacak işletme içi önlemleri devreye alabilirler.
* Konuyla ilgili mevzuata www.ahmetkarabiyik.com adresinden ulaşabilirsiniz.
(Kaynak: Referans Gazetesi | 30.06.2010)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.