Bağımlı okurum Vedat İlki yine bir yaraya parmak basmamızı istemiş, istemesinde de haklı. Basında da günlerce haber konusu yapılan olayın özeti şu:
Ataşehir Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğü’nde taşeron firmaya bağlı olarak çalışan Mevlüt Macit (46) isimli işçi sel sularında sürüklendi ve bir daha kendisinden haber alınamadı. “08.06.2010 günü yağan aşırı yağışlardan dolayı vatandaşları köprü üzerinden geçerken uyaran, korkuluklara tutunmak isterken korkuluk demirlerinin kırılması ile dere yatağına düşen ve hızla akan suda kaybolan belediye işçisinden bugüne kadar haber alınamadı. Akıbeti de meçhul ama ölümü kesin gibi.” İşçinin kızı Burcu, pazar günü Babalar Günü’nde gelip, Kadıköy’deki Kurbağalıdere’ye gözyaşları içinde çiçek bırakıp, “Babalar Günü’nde babasız kalmanın acısını yaşıyoruz. Ben ona çiçek getirdim. Babam yaşasaydı ona sarılıp öpmek isterdim’’ demiş.
AİLE ZOR DURUMDA
İşveren iken kriz sebebiyle işini kaybeden ve bu sebeple aylık 750 lira maaşla taşeron şirkette zorla da olsa iş bulan Macit’in ölümü sonrasında uzun süredir ödenmediği için evlerinin elektrikleri kesilmişti. Macit’in kaybolmasından sonra ise 446 liralık elektrik borcu taşeron şirket tarafından ödenip elektrikleri de açılmış. Eşi Güllü Macit, “Eşim 750 lira maaşla beş kişilik ailemizi geçindirmeye çalışıyordu. Onun için dua ediyorum. Ataşehir Belediyesi ve taşeron firma Altaş’tan dün gelip elektrik bağladılar. Avize ve ampul bile getirmişler. Eve üç çekyat ve bir de fırın getirdiler” demiş. Medeni Kanun gereğince ilin en büyük mülki amirinin de imzasıyla kişiler gaip ilan edilebilir. Medeni Kanun’un 31’inci maddesinde, “Bir kimse ölümüne kesin gözle bakılmayı gerektirecek durumlar içinde kaybolursa, cesedi bulunamamış olsa bile gerçekten ölmüş sayılır” hükmü yer almaktadır. Buna “ölüm karinesi” adı verilir. Medeni Kanun’un 44. maddesinde ise “Bir kimse, ölümüne kesin gözle bakılmayı gerektiren durumlar içinde ortadan kaybolursa cesedi bulunamamış olsa bile, o yerin en büyük mülki amirinin emriyle kütüğe öldü kaydı düşülür” hükmü yer almaktadır. Somut olayda, sel sularına kapılıp dereden denize doğru giden işçinin bugüne kadar bulunamaması da vefatına karinedir. Bu sebeple İstanbul Valisi’nin alacağı bir karar ile “gaip” ilan edilebilir ve geride kalanları da en azından miras ve sosyal güvenlik haklarına kavuşarak bir nebze olsa da acılarını hafifletebilirler.
VALİ GAİP KARARI VERMEZSE
Şayet İstanbul Valisi yasal yetkisini kullanmaz ve gaip kararı vermezse, 5 yıl beklenecek, 5 yıl sonra aile mahkemeye gidip gaip kararı isteyecek, mahkeme 6 ay ilan edecek. Sonrasında da gaip kararı verecek. Böylece geride kalan aileyi de çok zor geçecek bir altı yıl bekleyecek.
EMEKLİ ENGELLİ ÖZÜRLÜ KONTENJANINDA SAYILIR
Ali Bey, size danışacağım bir konu var. Ben özel bir şirkette “% 50” dereceyle özürlü kadrosunda çalışmaktayım. Bu ay sonu 17 yıl, 3790 gün primim ile emekliliğe hak kazanmış bulunuyorum. Eğer emekli olursam özürlü olarak aynı işyerinde çalışmaya devam edebilir miyim? Çalışırsam sorun olur mu? Nurettin CANATAN
Sayın okurum, birçoklarının kavram kargaşası yaşadığı bir soruyu yöneltmişsiniz. Kavram kargaşası, malulen emeklilik ile engelli-özürlü olması nedeniyle erken emeklilik olayının birbirine karıştırılmasından kaynaklanıyor. Normal şartlarda malulen emekli olanlar, malullük aylıklarını alıp da yeniden çalışamazlar. Çalışırlarsa malullük aylıkları kesilir. Ancak, kanuni tabiriyle sakatlıktan emekliliğin malulen emeklilikle hiçbir ilgisi yoktur. Engelli olarak emekli olanlar, malulen emekli değil de normal emekli sayıldığından hem emekli aylığınızı alıp hem de bir işyerinde çalışabilirsiniz. 4857 Sayılı İş Kanunu’nun “Özürlü ve eski hükümlü çalıştırma zorunluluğu” başlıklı 30’uncu maddesine göre, “İşverenler, elli veya daha fazla işçi çalıştırdıkları özel sektör işyerlerinde yüzde üç özürlü, kamu işyerlerinde ise yüzde dört özürlü ve yüzde iki eski hükümlü işçiyi meslek, beden ve ruhi durumlarına uygun işlerde çalıştırmakla yükümlüdürler.” Aynı işveren, aynı il sınırları içinde 50 ve daha fazla sayıda işçi çalıştırması halinde bu sayıya ilave olarak yüzde 3 özürlü işçi işe almak zorundadır.
Engellilerden teşvik alınmıyor
Bilindiği üzere, engelli işçi çalıştıran özel sektör işverenlerine teşvik verilmektedir. Teşvike göre zorunlu sayıdaki özürlünün asgari ücret üzerinden işveren primlerinin tamamı (146’şar lira), zorunlu orandan fazla sayıdaki özürlünün de işveren primlerinin yarısı (73’şer lira) Hazine tarafından karşılanmaktadır. Ancak, SGDP ile çalışan engellilerözürlüler için bu teşvik ödenmemektedir.
(Kaynak: Haber Türk | 24.06.2010)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.