Her işletme için geçerli bu durum. İmalat da yapsa, alım satım da yapsa, hizmet işletmesi de olsa fark etmiyor. Hepsi de belli bir çalışan sayısı ile müşterilerinin taleplerini karşılayarak gelir elde ediyor. Müşterilerden ani talep artışları geldiğinde, ek işgücüne ihtiyaç duyulduğunda ise fazla mesai yoluyla sıkışıklık giderilir.
Ücretin yüzde 50 artırılarak ödenmesi ve çalışan başına yılda 270 saatin geçilmemesi gibi koşullar yerine getirildiği sürece fazla mesaiye yasal olarak da bir engel yok zaten.
Hükümet, işsizlik oranını yüzde 10'a çekmek için kamuda istihdam, mesleki eğitim, esnek çalışma, kadınlara teşvik primi gibi çalışmalar planlarken kıdem tazminatı ve fazla mesai konusunda da değişiklikler düşünüyor.
Çalışma Bakanı Ömer Dinçer, yeni istihdam paketi ile ilgili görüşlerini açıklarken fazla mesai konusuna da ayrı bir vurgu yapmış. Bakan Dinçer "Haftada 45 saat çalışılması gerekirken 53 saat çalışanlar var. Fazla mesai uygulaması olmazsa, bir milyon kişi iş bulur. Ama işverenler kıdem tazminatı sorunu nedeniyle yeni işçi alımına sıcak bakmayıp kayıtdışı olarak elindeki işçiye fazla mesai yaptırıyor. Önce bunu çözmeliyiz" demiş.
Bakan Dinçer, işletmelerin yeni işçi almak yerine mevcut işçilere fazla mesai yaptırılmasının nedenini kıdem tazminatı olarak açıklasa da bizce başka etkenler de var. Hatta o etkenler işletmeler açısından kıdem tazminatından daha da belirleyici.
Nedir o etkenler? İşverenin her ay yüklendiği ücret, vergi ve sigorta primi ödemeleri gibi işçilik maliyetleri. Bu maliyetler her ay tekrarlanırken kıdem tazminatı ise her çalışan için en fazla bir kez gündeme gelebilir. Çalışan, işyerinden kendi isteğiyle ayrılmışsa ya da işyerindeki kıdemi bir yılın altında kaldığı durumda ise hiç gündeme gelmez, işveren için bir yük oluşturmaz.
Şunu söylemek istiyorum: İşletmeler, yeni işçi alımına karar verirken her çalışan için en fazla bir kez söz konusu olabilecek kıdem tazminatı yükünden ziyade, o çalışanın her ay tekrarlanan maliyetlerini dikkate alır. Tabii maliyetlerden de önce mevcut çalışan sayısı ile işletmenin faaliyetini yürütmekte zorlandığının görülmesi, yeni çalışana ihtiyaç oluştuğunun da hissedilmesi gerekiyor.
İşletme açısından bakılacak diğer bir konu ise yeni işe alımların fazla mesaiyi gerçekten kaldırıp kaldıramayacağı. Burada da öncelik yine maliyetler olacak. "Yeni alınacak her bir çalışan, mevcut işçilerin ne kadarının fazla mesaisini ortadan kaldırabilecek?" ve "Kalkacağı öngörülen fazla mesainin maliyeti mi yoksa yeni işe alınacak çalışanın maliyeti mi daha fazla" sorularının cevabı aranacak. Maliyetler dışında işletme içi şartlara da bakılacak ayrıca. İş süreçlerinde uzmanlaşma gerektiren konular yeni işçi alımıyla değil ancak mevcut uzman işçilerin fazla mesaileri ile yürütülebildiği durumlarla da karşılaşılacak.
İşsizlik oranını yüzde 10'a düşürmeyi hedefleyen paketin işlerlik kazanabilmesi için işletmelerin yeni işe alımlara bakışının her ay tekrarlanan işveren maliyeti çerçevesinde olduğunu ve bu maliyetlerdeki düşüşlerle ancak istihdama ek katkıların oluşabileceğinin özellikle dikkate alınması gerektiğini düşünüyoruz.
(Kaynak: Referans Gazetesi | 16.06.2010)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.