Bir süredir Ulusal İstihdam Stratejimiz'in (UİS) hazırlanması yönünde çalışmalar yapılıyor.
Çalışmalarda sona yaklaşıldı ve muhtemelen önümüzdeki haftalarda 'belge' olarak görebileceğiz. Ancak kamuoyunda bu konuda şimdiden yanlış bir algı oluştuğunu ifade edebiliriz. Sanki bir istihdam stratejisi değil de istihdamı teşvik paketi üzerinde çalışıldığı ve işsizliğin çözümü için sihirli bir formül açıklanacağı beklentisi var. Oysa işsizlik sorununun çözümü için uygulanacak teşvik ya da diğer aktif istihdam politikaları ayrı şey, UİS apayrı bir şey.
Türkiye için hazırlanacak UİS'de bugünkü işsizliğin nasıl çözüleceği değil, sürdürülebilir bir kalkınmada/büyümede tam istihdamın nasıl sağlanacağı ve bu sağlanırken temel ilke ve prensiplerin neler olacağı yer alır. Dolayısıyla kimse önümüzdeki günlerde açıklanacak UİS belgesinde sihirli bir formül aramasın. Ancak söz konusu belge açıklandıktan sonra, belirlenen ilkelere uygun bir teşvik paketi beklenebilir. Bu işin başka bir boyutu.
Tipik bir istihdam stratejisinin ne olduğu konusunda fikir vermesi bakımından Avrupa İstihdam Stratejisi'ni (AİS) örnek verebiliriz. Söz konusu strateji çok sade ve basit dört ilkeden oluşuyor;
1. İstihdam edilebilirliğin artırılması,
2. Girişimciliğin teşvik edilmesi,
3. Gelişim ve değişime uyum sağlama,
4. İşgücü piyasasında herkese eşit fırsatlar sunma.
Görüldüğü gibi son derece sade olan AİS'de 'işsizliği AB genelinde şu noktadan şu noktaya çekeceğiz' gibi somut hedefler yer almıyor. Benim beklentim de buna yakın sadelikte bir metnin ortaya çıkması. Zira AİS, bir aday ülke olarak bizim de yol haritamız durumunda. Dolayısıyla bizim istihdam stratejimiz de en fazla, AİS'nin, kendi koşullarımızın da dikkate alındığı bir versiyonu olabilir. Öte yandan strateji belirlendikten hemen sonra, UİS ile uyumlu bir aktif istihdam politikası paketinin uygulamaya sokulması elzem görünüyor.
Devlet Yardımları Genel Müdürlüğü
Türkiye'de devlet tarafından verilen teşvik ve sübvansiyonların AB müktesebatına uygunluğunu denetleyecek bir mekanizma kuruluyor. Şuan Başbakanlık'ta bulunan 'Devlet Yardımlarının İzlenmesi Ve Denetlenmesi Hakkında Kanun Tasarısı' bu mekanizmayı kurmak üzere hazırlandı. Tasarı, bu amaçla Hazine Müsteşarlığı bünyesinde Devlet Yardımları Genel Müdürlüğü ihdas edilmesini ve sürekli çalışacak bir kurulun oluşturulmasını öngörüyor. Kurul, devlet yardımlarının AB sözleşmelerine uygun düzenlenmesini izleme, denetleme ve ilgili mercilere bildirimi gibi görevleri yerine getirecek. Genel müdürlük de bu konudaki iş ve işlemleri yürütecek.
Düzenleme AB'ye uyum sürecimizin bir gereği olmakla birlikte, şu an Hazine Müsteşarlığı bünyesinde zaten Teşvik ve Uygulama Genel Müdürlüğü adı altında bir genel müdürlük var. Bu genel müdürlük 'belgeye bağlı' teşviklerin uygulanmasından sorumlu. Yani devlet yardımlarından belge şartıyla verilenleri bu genel müdürlük izliyor, değerlendiriyor ve denetliyor. Yapılması gereken Teşvik ve Uygulama GM'nin görev alanını yeniden tanımlayarak tasarıyla uyumlu hale getirmek iken, Hazine bünyesinde yeni bir genel müdürlük ihdas edilmesi hiç de rasyonel görünmüyor. Kamu kurumlarında örgütsel sadeleştirme, benzer görev yapan birimleri birleştirme eğilimlerinin ön plana çıktığı günümüzde, söz konusu tasarının bu yönüyle yeniden ele alınmasında fayda var.
(Kaynak: Bugün Gazetesi | 10.06.2010)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.