Başlığı okuyan herkes "Bu sözün aslı ‘paranın yüzü sıcaktır' değil miydi?" diyecektir. Evet, doğrusu öyle ama KDV de ticari hayatta para gibi kullanılıyor çoğu zaman.
Kurumlar Vergisi, Gelir Vergisi, Damga Vergisi gibi tüm vergiler, işletmeler açısından hep kasadan para çıkışını ifade ederken, KDV farklı olarak kasaya para girişini de ifade eder. Hemen her türlü satışta; satış bedelinin yanında, müşteriden alınan KDV de ayrıca kasaya (veya bankaya) girer.
Pek tabii KDV'nin de yüzü para gibi sıcaktır; hatta paradan daha da sıcaktır. Niye daha sıcak olduğunu da açıklayayım.
İşletmelerde kasaya giren her türlü para, işletmenin kendi geliri/parasıyken, KDV olarak kasaya girişler ise devletin geliri/parasıdır. Müşterilerden tahsil edilen KDV emaneten kasaya girer yani. Çünkü ertesi ayın 26'ı geldiğinde, bu emanet sahibine (Maliye'ye) ödenmek durumunda. İşte bu emanet parayı her kim günlük parasal ihtiyacında, kendi parası gibi kullanırsa, paranın sıcak yüzüne yenilmiş demektir. Çünkü ödeme günü geldiğinde muhtemelen kasası da müsait olmayacak ve dolayısıyla emaneti zamanında sahibine teslim edemeyecektir.
Bu durum düzenli, her ay KDV ödemesi çıkan işletmeler için geçerli daha çok. Girdisi; işçilik (KDV'siz) olan hizmet işletmeleri gibi. Satışlarda hep –emanet- KDV tahsil edilirken, bu emanet KDV'yi düşürebilecek (mahsup edilebilecek) KDV'li bir girdi ise yoktur. Bu tip işletmeler müşteriden gelen paranın hepsini kendi geliri sayarsa, tahsilatın içindeki KDV'yi ertesi ay devlete ödemekte zorlanacaktır, belki de hiç ödeyemeyecektir.
Parasını iyi yönetemeyen ve tahsil ettiği emanet KDV'yi çarçur eden işletme bir de şeytana uyarsa, bu kez yasadışı yollara meyilli hale de gelebilecektir. Yapılan yanlış, belki de başka daha büyük bir yanlışlığı tetikleyecek; sonuç, ağır vergi cezalarına kadar gidebilecektir. Dinlediğim muhasebeci ve mali müşavirler de bu konudan mustaripler. "Mükelleflerden; tahsil ettikleri her parayı, içindeki emanet KDV'yi gözetmeden harcayanlar var, ertesi ay şu kadar KDV ödemen çıktı dediğimizde ise ‘Nasıl ödeyeceğim ben bu kadar KDV'yi?' diyorlar. Hatta bazıları ‘Benim kadar vergi ödeyen yok, niye bu kadar KDV ödemem çıkıyor' şeklinde sitem de ediyor."
Çözüm şu: Kasaya veya banka hesabına yatan KDV dahil hasılattan; emanet KDV fiziken olmasa da hesaben ayrı tutulursa (izlenirse), ödeme zamanı geldiğinde de bu emaneti sahibine teslim etmek zor gelmeyecektir.
Devletin emanetçi olduğu durumlar
KDV'yi emanet olarak üzerinde tutan her zaman işletmeler olmayabiliyor. Devletin de işletmelere borçlu kaldığı, ödemesi gerektiği KDV olabiliyor. İhracatçı firmalar ya da indirimli vergi oranına tabi ürün satan sektörlerde (ilaç, inşaat...) bu kez devlet, işletmelerin emanet parasını üzerinde taşıyor. Bu konudaki uygulamayı da başka bir yazımızda ayrıca inceleyeceğiz.
(Kaynak: Referans Gazetesi | 14.04.2010)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.