Prim afları, sosyal güvenlik tarihimizin klasiklerindendir.
Konunun uzmanları tarafından çokça eleştirilmekle birlikte, her ekonomik kriz sonrası af söylentileri de yükselmeye başlar. Türkiye olarak en son prim affını (daha doğrusu gecikme zammı affını) 2008 yılında gördük. Sosyal güvenlik reformu yürürlüğe girmeden önce çıkarılan 5763 Sayılı Kanun'la, işverenlerin ve Bağ-Kur'luların prim borçları, cazip koşullarda yeniden yapılandırıldı. Hatta sosyal güvenlik reformundan sonra bir daha af uygulamasına gidilmeyeceği söylemiyle, bu fırsatın iyi değerlendirilmesi gerektiği de ısrarla vurgulandı. Ancak son zamanlarda, küresel mali krizin verdiği sarsıntının da etkisiyle, prim affı ya da borç yapılandırması söylentileri yine yükselmeye başladı.
Af mı taksitlendirme mi?
Yakın zamanda bir prim affı olur mu olmaz mı bilemiyoruz. Ancak SGK'ya olan prim borçlarının tecil ve taksitlendirilmesiyle prim affını birbirine karıştırmamak gerekiyor. Her şeyden önce bir prim affı ya da yapılandırması için yasal düzenleme gerekiyor. Zira mevcut mevzuat, SGK alacaklarında gecikme zammı veya gecikme faizinin silinmesi ya da düşürülmesi gibi bir ödeme kolaylığına izin vermiyor.
Öte yandan tecil (erteleme) ve taksitlendirme için yasal düzenleme zaten mevcut; 5510 Sayılı Kanun'un 88. maddesi. Anılan kanun maddesiyle, SGK'nın prim alacakları hakkında 6183 Sayılı Kanun'un 48. maddesinin uygulanabileceği düzenleniyor. Söz konusu 48. maddede ise, "Amme borcunun vadesinde ödenmesi veya haczin tatbiki veyahut haczedilmiş malların paraya çevrilmesi amme borçlusunu çok zor duruma düşürecekse, borçlu tarafından yazı ile istenmiş ve teminat gösterilmiş olmak şartıyla, alacaklı amme idaresince veya yetkili kılacağı makamlarca; amme alacağı 36 ayı geçmemek üzere ve faiz alınarak tecil olunabilir" hükmüne yer veriliyor. İşte işverenlerin SGK'ya olan borçlarının taksitlendirilmesi konusunda referans düzenleme bu hükümdür.
Bağ-Kur'lu için taksitlendirme var mı?
SGK'nın 6183 kapsamındaki alacaklarıyla ilgili düzenlemeler, ilgili yönetmelikte yer alıyor. Yönetmeliğin 13. maddesi, tecil kapsamına alınacak alacaklarla ilgili bir sınırlandırma getirmiyor. Yönetmeliğe göre 'Kurum borçlusu' olan herkes ve 4/b'liler de dahil, SGK'dan tecil talebinde bulunabilir. Dolayısıyla eski adıyla Bağ-Kur, yeni adıyla 4/b'li sayılan herkes, tecil hükmünden yararlanabilir.
Babamın son maaşı ne oldu?
Soru: Sadettin Bey, benim babam 22.01.2010 tarihinde vefat etti. Cenaze işlemlerinden dolayı SGK'ya vefat bildirimini 28.01.2010 tarihinde yaptık. 26.01.2010 tarihinde Ziraat Bankası şubesine ölüm bildirimini yaptık. Şubede hesabı dondurduk dediler. Anneme SGK'dan maaş bağlandığı ile ilgili yazı geldi. Yazıda maaş bağlanma tarihi 15.02.2010, maaş alınma tarihi 26.04.2010 olarak bildirildi. Bu arada babamın 26 Ocak 2010 tarihinde yatan maaşını Ziraat Bankası SGK'ya iade etmiş. Bu durumda babamın son maaş aldığı 26 Aralık 2009 ile 15 Şubat 2010 tarihleri arasında ki maaşı ne oldu? Orhan Keskin
Cevap: Değerli okurum, ilgili tebliğ gereği babanızın emekli aylığı peşin ödenmiştir. Dolayısıyla babanızın vefatından önce 26.12.2009 tarihinde almış olduğu aylığı, 26.12.2009- 25.01.2010 dönemine aittir. Dolayısıyla babanız, vefat ettiği 22.01.2010 tarihinde SGK'dan alacaklı değil, borçlu durumdaymış. Buna göre, annenize aylık bağlandığı tarihe kadarki dönem için SGK'dan herhangi bir alacağınız bulunmuyor.
(Kaynak: Bugün Gazetesi | 08.04.2010)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.