Kurumlar Vergisi Yasası'nın 13. maddesi uyarınca "kurumlar, ilişkili kişilerle emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit ettikleri bedel veya fiyat üzerinden mal veya hizmet alım ya da satımında bulunursa, kazanç tamamen veya kısmen transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılmış sayılır. Alım, satım, imalat ve inşaat işlemleri, kiralama ve kiraya verme işlemleri, ödünç para alınması ve verilmesi, ikramiye, ücret ve benzeri ödemeleri gerektiren işlemler her hal ve şartta mal veya hizmet alım ya da satımı olarak değerlendirilir."
Sözü edilen yasa maddesinin ikinci fıkrasında yapılan tanımlamaya göre de "İlişkili kişi, kurumların kendi ortakları, kurumların veya ortaklarının ilgili bulunduğu gerçek kişi veya kurum ile idaresi, denetimi veya sermayesi bakımından doğrudan veya dolaylı olarak bağlı bulunduğu ya da nüfuzu altında bulundurduğu gerçek kişi veya kurumları ifade" etmektedir. Bu bağlamda ortakların eşleri, ortakların veya eşlerinin üstsoy ve altsoyu ile üçüncü derece dahil yansoy hısımları ve kayın hısımları da ilişkili kişi sayılmaktadır.
Yasal düzenleme gereği olarak "Kazancın elde edildiği ülke vergi sisteminin, Türk vergi sisteminin yarattığı vergilendirme kapasitesi ile aynı düzeyde bir vergilendirme imkânı sağlayıp sağlamadığı ve bilgi değişimi, hususunun göz önünde bulundurulması suretiyle bakanlar kurulunca ilan edilen ülkelerde veya bölgelerde bulunan kişilerle yapılmış tüm işlemler, ilişkili kişilerle yapılmış sayılır."
Kurumlar Vergisi Yasası'nın 13. maddesinin 6. fıkrası gereği olarak da tamamen veya kısmen fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtıldığı kabul edilen kazanç Gelir ve Kurumlar Vergisi yasalarına göre maddede yer alan koşulların gerçekleştiği hesap döneminin son günü itibariyle dağıtılmış kâr payı veya dar yükümlüler için ana merkeze aktarılan tutar sayılmaktadır. Ancak örtülü kazanç dağıtımı yapılan kurumlarda düzeltme yapılabilmesi için örtülü kazanç dağıtılan kurum adına tarh edilen vergilerin kesinleşmiş ve ödenmiş olması gerekmektedir.
Mevcut düzenlemeler çerçevesinde verginin kesinleşmesi, dava açma süresi içinde dava açılmaması, yargı mercilerince nihai kararın verilmiş olması, uzlaşmanın vaki olması veya itiraz edilmeyecek durumda olma halini ifade etmektedir.
Tam mükellef kurumlar tarafından transfer fiyatlandırması yoluyla başka bir kuruma kazanç aktarılması halinde, dağıtılmış kâr payı sayılan kısım elde eden kurum nezdinde iştirak kazancı olarak kabul edilecektir. Kâr payı olarak sayılan bu gibi kazanç dağıtımlarının dar mükellef kuruma, gerçek kişilere, vergiye tabi olmayan veya vergiden muaf herhangi bir kişi veya kuruma yapılmış olması, örtülü kazanç dağıtımının gerçek kişilere yapılması halinde, bu kâr payının net kâr payı olarak kabul edilmesi ve brüte tamamlanarak bulunan tutar üzerinden kâr dağıtımına bağlı olarak vergi kesintisi yapılması gerekmektedir.
Transfer fiyatlandırması yoluyla kâr payı elde ettiği varsayılan gerçek kişi böyle bir durumda elde etmiş bulunduğu bu kâr payını beyan etmek zorunda kalacak mıdır? Maliye Bakanlığı tarafından bu soruya henüz herhangi bir yanıt verilmemiştir.
Diğer yandan tasfiye işlemlerinde tasfiye kârı hesaplanırken;
* Ortaklar veya kurum sahiplerine tasfiye esnasında avans olarak veya diğer şekillerde yapılan her türlü ödemeler tasfiyenin sonundaki servet değerine,
* Mevcut sermayeye ilave olarak ortaklar veya sahipleri tarafından yapılan ödemeler ile tasfiye esnasında elde edilen ve vergiden istisna edilmiş olan kazanç ve iratlar da tasfiye döneminin başındaki servet değerine eklenmektedir.
"Bununla birlikte, hisselerine mahsuben ortaklara dağıtılan, satılan, devredilen veya kurum sahibine iade olunan iktisadi kıymetlerin değerleri dağıtımın, satışın, devrin veya iadenin yapıldığı gün itibariyle Kurumlar Vergisi Yasası'nın transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı hükümlerine göre belirlenmektedir. (Kurumlar Vergisi (1) seri numaralı tebliğ)
Ayrıca "bir veya daha fazla kurumun, diğer bir kurumla birleşmesi durumunda, birleşme sebebiyle infisah eden kurum birleşme kârı için tasfiye hükümleri geçerli" olmaktadır. Ancak birleşmede tasfiye kârı yerine birleşme kârı vergiye tabi matrah olmaktadır. Dolayısıyla birleşme tarihine kadar, birleşen kurumda ortaya çıkan faaliyet kârları ile birlikte değer artışlarının da vergilendirilmesi gerekmektedir.
Bu aşamada "birleşme kârının hesaplanması sırasında, birleşen kurumların ortaklarına birleşilen kurum tarafından verilen değerlerin, transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı hükümlerine göre belirlenmesi" gerekmektedir. (Kurumlar Vergisi (1) seri numaralı genel tebliğ)
Gerek tasfiye işlemleri sırasında ve gerekse birleşme aşamasında birleşen kurum ortaklarına verilen varlıklar veyahut ödemelerin transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı sayılması halinde bu kazancı elde ettikleri varsayılanların, bu kazançları için beyanname verip vermeme konusundaki yükümlülüklerine yönelik Maliye Bakanlığı tarafından herhangi bir açıklama yapılmamaktadır. Kanımızca bu konusunun en kısa zamanda açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.
(Kaynak: Referans Gazetesi | 02.04.2010)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.