Gelir Vergisi Yasası'nın 117. maddesi gereği olarak "Mart ayı içerisinde verilmesi gereken beyanname ile bildirilen gelir üzerinden tahakkuk ettirilen Gelir Vergisi, mart ve temmuz aylarında olmak üzere iki eşit taksitte" ödenir.
Yasal düzenleme gereği, "Maliye Bakanlığı, gelirlerinin büyük kısmı zirai kazançtan oluşan mükellefler hakkında gerekli görülen hallerde, iki taksitten fazla olmamak üzere, belli üretim bölgeleri ve ziraat ürünlerine göre, özel ödeme zamanları tayin" edebilmektedir. Bakanlık bu yetkiye dayanarak Gelir Vergisi Yasası 250 seri numaralı genel tebliği ile yıllık beyannamelerinde zirai kazançlarıyla birlikte başka kaynaklardan elde ettikleri kazanç iratlarını bildirmiş bulunan çiftçilerin, bu toplu gelir içindeki zirai kazançları yüzde 75 ve daha fazla oranda olanların tahakkuk ettirilecek Gelir Vergilerinin kasım ve aralık aylarında ödenmesini öngörmüştür.
Vergi, mükellefin bağlı bulunduğu vergi dairesine bizzat ödenebileceği gibi bağlı olduğu vergi dairesinin belediye sınırları dışında herhangi bir vergi dairesine de ödenebilmektedir. Bu takdirde ödemenin hangi vergi dairesi hesabına yapıldığının bildirilmesi gerekmektedir.
Diğer yandan 01.01.2008 tarihinden sonra yasal süresinde verilecek Kurumlar Vergisi ve Geçici Vergi Beyannameleri üzerinde tahakkuk edecek geçici verginin, vergi dairelerinin veznelerine nakden veya çekle ödenmesi yerine, tahsilata yetkili kılınan bankalara ödenmesi mecburiyeti getirilmiştir. Bu nedenle Kurumlar Vergisi mükelleflerinin bu tarihten sonra kanuni süresinde ödemeleri gereken Kurumlar Vergisi ile geçici vergilerinin nakden veya çekle tahsilatı vergi daireleri veznelerince yapılmaktadır.
Vergi borçları;
* Banka aracılığı ile,
* Çekle,
Mükellef hesabından aynı bankadaki ilgili vergi dairesi veya Merkez Bankası hesabına aktarılarak,
* Kredi kartı veya banka kartı kullanılmak suretiyle ödenebilmektedir.
Gelir Vergisi mükellefleri, vermiş oldukları yıllık beyannamede gösterdikleri gelir üzerinden hesaplanan Gelir Vergisi'nden, bu gelirleri nedeniyle daha önce ödemiş oldukları vergileri mahsup edebilmektedirler. Bu bağlamda beyanname üzerinde gösterilen matrahtan hesaplanan Gelir Vergisi'nde mahsup edilebilecek vergiler, kesinti yoluyla ödenen vergiler ve geçici vergilerdir.
Bilindiği üzere Gelir Vergisi Yasası'nın 121. maddesi uyarınca beyannamede toplanan gelirden gerekli indirim ve istisnalar yapıldıktan sonra hesaplanan Gelir Vergisi'nden, Gelir Vergisi Yasası'na göre kesilmiş bulunan vergiler mahsup edilebilecektir. Mahsup yapılan miktar Gelir Vergisi'nden fazla olması halinde aradaki fark vergi dairesi tarafından mükellefe bildirilir ve mükellefin tebliğ tarihinden itibaren bir yıl içinde başvurusu üzerine kendisine söz konusu vergi artığı red ve iade olunur.
Tevkif yoluyla kesilen vergilerin, yıllık Gelir ve Kurumlar Vergisi'nden mahsubunda mükellefin kendilerinden yapılan vergi kesintisi (tevkifatı) ile ilgili olarak kesinti yapan vergi sorumlularının ad-soyad veya unvanı, bağlı olduğu vergi dairesini ve kimlik numaralarını, kesintiye esas alınan brüt tutarları kesilen vergileri ve kesinti yapılan ödemeleri gösteren bir tabloyu yıllık beyannamelerine eklemeleri yeterli kabul edilmektedir.
Beyanname dahil gelirlere ilişkin kesinti yoluyla ödenen vergiler aşağıdaki şekilde olmaktadır:
* Birden fazla takvim yılına sirayet eden (yaygın) inşaat ve onarım işlerinde bu işleri yapanlara ödenen hakediş bedellerinden yüzde 3 oranında kesinti suretiyle alınan Gelir Vergisi.
Bu gibi işlerin vergilendirilmesinde yükümlüler kâr veya zararlarını işin bittiği yılda kesin olarak tespit ederler ve tamamını ilgili yılın geliri sayarak söz konusu beyannamelerinde gösterirler. İşin başlangıcından itibaren alınan istihkaklardan kesilen vergilerin toplamı, işin bitim yılı ile ilgili olarak verilecek olan beyannamede mahsup edilir.
* Serbest meslek kazançlarında, yaptıkları serbest meslek işleri dolayısıyla bu işleri icra edenlere yapılan ödemelerden kesinti suretiyle alakalı konan vergiler.
* Dar yükümlülükte, telif ve patent haklarının satışı dolayısıyla yapılan ödemelerden kesilen vergiler.
* Gayrimenkul ve gayrimenkul gibi tescil edilen hakların kiralanmasından dolayı yapılan ödemelerden kesilen vergiler.
* Menkul sermaye iradı niteliğinde olmasına karşın, ticari servetin bir unsuru olması nedeniyle ticari kazanç olarak beyan edilen kazanç ve iratlar üzerinden kesilen vergiler.
* Çiftçilerden satın alınan zirai ürünlerin alış bedeli üzerinden kesilen vergiler, beyanneme üzerinden hesaplanan Gelir Vergisi'nden mahsup edilmektedir.
Ayrıca kolektif şirketlerde kesinti suretiyle ödenen vergilerde, hisseleri nispetinde ortaklar tarafından mahsup konusu yapılmaktadır.
Gelir Vergisi Yasası'nın mükerrer 120. maddesinde üçer aylık dönemler halinde tahakkuk ettirilerek tahsil edilen geçici verginin, yıllık beyanname üzerinden hesaplanan Gelir Vergisi'nden mahsup edileceği, mahsup edilemeyen tutarın mükellefin diğer vergi borçlarına mahsup edileceği, bu mahsuplara rağmen kalan geçici vergi tutarının da o yılın sonuna kadar yazılı istemde bulunulması halinde mükellefe red ve iade edileceği hususu hükme bağlanmıştır.
Mahsup işlemlerinin yapılabilmesi için, tahakkuk ettirilmiş geçici verginin mutlak surette ödenmiş olması gerekmektedir. Dolayısıyla tahakkuk ettirilmiş ancak ödenmemiş bulunan geçici verginin yıllık beyanname üzerinden hesaplanan Gelir veya Kurumlar Vergisi'nden mahsup edilmesi mümkün değildir.
(Kaynak: Referans Gazetesi | 26.03.2010)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.