BASINDAN YAZILAR
Zuhal KIZILOT - Bu ayıbın bedelini kim ödeyecek? - MuhasebeTR

Zuhal KIZILOT - Bu ayıbın bedelini kim ödeyecek?

Günlük hayatımızda, sabahtan akşama kadar, değişik sözleşme tiplerinin tarafı olabiliyoruz. Ancak bu durumun farkında bile değiliz. Örneğin, evden işe gelirken otobüs ya da minibüse biniyoruz, bir taşıma sözleşmesinde ‘yolcu’ unsuru oluyoruz. Bakkaldan gazete ya da süt alıyoruz bir satım sözleşmesinde alıcı taraf oluyoruz. Bunun gibi örnekleri daha da çoğaltmak mümkün.

Gelen yoğun sorular nedeniyle bugün, bir satım sözleşmesinde ‘ayıplı mal’ konusunu ele alacak ve bu sorunla karşılaşan okuyucularımıza, çözüm yollarını sunmaya çalışacağız.


Ayıp ve ayıplı mal kavramı


Hukuki anlamda ‘ayıp’, sakatlı durumu ifade ediyor. Ayıplı mal ise satılan bir malın eksiklik, bozukluk ve sakatlık gibi hukuksal bir nedenle, değerini veya maldan amaçlanan yararı, giderme veya önemli biçimde azaltma durumu oluyor.

Beklenen fayda sağlanmıyor

Daha açık bir anlatımla ayıplı mal, normal şartlar altında, tüketicinin, o maldan beklenen faydayı

sağlayamayacak durumda olması

halini ifade ediyor. Örneğin, bir kitap aldınız. Eve gelip kitabı okumak istediğinizde ciddi baskı hataları olduğunu fark ettiniz. Örneğin satın aldığınız kitabın sayfalarının bir kısmı boş çıkmış. Ya da yazılar okunamayacak kadar silik basılmış. İşte bu durumda hukuki anlamda bir ‘ayıp’tan söz etmek mümkün oluyor. Çünkü aldığınız kitap, ondan beklenen

faydayı sağlayamamaktadır.


Tüketici

ne yapmalı?



Ayıplı maldaki eksiklik, maddi ve hukuki olabileceği gibi ekonomik bir eksiklik de olabiliyor. Tüketici, malın teslim

edildiği tarihten itibaren 30 gün içinde ayıbı, satıcıya, bildirmek zorunda. Bu süreyi geçirmemekte fayda var. Ayıplı malı satıcıya ihbar eden tüketici, dört seçimlik hakka sahip oluyor. Tüketici: 1- Satım sözleşmesinin ortadan kaldırılmasını (feshini), 2-Malın ayıpsız benzeriyle değiştirilmesini, 3- Ayıp oranında bedel indirimini, 4- Ayıplı malın ücretsiz olarak tamir edilmesini isteyebiliyor.


Kimler sorumlu?


Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu dört talepten birini yerine getirmek zorunda. Bu açıdan, satıcılar tarafından sarf edilen, ‘Bu ayıp bizden kaynaklanmıyor, geri alamayız, ücretsiz olarak tamir edemeyiz’ gibi sözlerin hiçbir anlamı yok. Bu durumda tüketicinin, haklarını bilmesi, ısrarcı olması gerekiyor. Bu

konuda, satıcının yanı sıra imalatçı ve üreticinin de tazmin sorumluluğu söz konusu. Ayıplı mal ölüm ya da yaralanmaya neden olmuşsa veya diğer mallara da zarar vermişse, bu durumda tüketici, imalatçı-üreticiden de tazminat isteyebiliyor. İmalatçı-üretici, satıcı, bayi, acente ve ithalatçının da tüketiciye karşı, ayıplı maldan ve tüketicinin sahip olduğu seçimlik haklardan dolayı müteselsil yani zincirleme olarak sorumlulukları bulunuyor. ‘Kanunu bilmemek mazeret sayılmaz’ kuralı geçerli. Satılan maldaki ayıbın bilinmemesi de sorumluluğu kaldırmıyor. Gördüğünüz gibi önemli olan, kuralları bilmek ve haklarımıza sahip çıkmak

(Kaynak: Star Gazetesi | 05.10.2006)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM